Filmler ve diziler her zaman çok etkili bir silahtır. Bir toplumun yaşayış, ahlak, din ve aile yapısını istediği yöne çekebilir. Ayrıca bir uyuşturucudur TV’ler. Nasıl mı? Sabah akşam anlamsız şekilde bütün gün bir oyunu; şu koşmuş, şu zıplamış son yarışta neler oldu konuşuluyor. Hem de Saatlerce bıkmadan usanmadan. Saatlerini uyuşturulmaya ayıran Müslümanlar bir saat bile okuyup, araştırıp, kitap okuyayım demiyor. Bu da içimizdeki toplum yapısının neden böyle olduğunun özetidir.
Okumayan araştırmayan Kuran Meali bilmeyen ilim bilimden uzak TV’lerdeki yok zırvalamaktayız, yok koşmaktayız programları ile uyutulan toplum. Haaa birde Müslümanın okuyup araştırıp ilim ve bilimi öğrenmesi farz olmasına rağmen bunların yapılmaması. Bir Müslümanın temelde bilmesi gerektiği şeyleri eski para ile milyarlar alıp anlatan hatta içlerinde bazılarının sünnetleri bile yok etmek istedikleri Müslüman görünümlü ajanları dinleyenler çok. Bir tane bu din tüccarlarının içinde göbeksiz, lüks içinde yaşamayanı göremezsiniz. Keza Atatürk tüccarları da öyle onlarda lüks villalarda. Bir tane fakir milletvekili yoktur. Hep yönetim kadroları, Tv’ler zengin kesim tarafının elinde.
Tv’lerde ve mecliste Halkın içinden gelmiş insanlar olmalı halkın sesi olacak. Aslında millet vekillerinin görevi bu olsa da seçimden seçime el sıkışmak onlara yetiyor. Her gün tek tek sokaklara çıkıp tek tek sorunları öğrenip meclise taşımaları lazım.Bunu yapacaklarda halkın içinden gelmiş kişiler olmalı ve 25 bin almamalı o zaman bazı şeyler düzelir bu ülkede. Din tüccarı, dini gerçek anlamda yaşamayan insanların göbek bağlayıp yüksek paralar kazandığı, ama ALLAH rızası için hadis kuran ilim öğretenlerin deli diye akıl hastanesine gönderildiği bir zamandayız. Misyonerlere tek kelime edilmeyip sünnet düşmanlarına diyanetin bile ses çıkarmadığı zamanda.
LGTB destek verenlere toplum ahlakını bozanlara Netflix’deki eş cinsel dizi ve filmlere, Tv’deki sürekli aldatmalı dizilere hele bir tane son günlerde popüler olan evli bir erkekle ilişkisi olana erkeğe ses çıkarmayanlar. Dinden bir kuruş para almayan, İngilizce, Kürtçe, Türkçe ve piyasadaki konuşulan dillerin ne olduğunu anlayan ilim sahiplerine deli diyor. Ezber taklidi bir bilgidir, anlayarak okumak tahkikidir. Şu anda önüne açıp yazanları okuyup ezbere körü körüne gidip milyarlar kazanlar mı alim yoksa dinden bir kuruş para almayıp ezberden uzak anlayarak okumaya çalışan mı? Ne diyor bilge bir insan ‘İnsanları helak eden beş şey vardır. 1. Nefis 2. Şeytan 3. Cehalet 4. Ön yargı 5. Taassup’’ Ön yargılarınızı yıkın bol bol kitap okuyun, araştırın, geliştirin kendinizi.Bir olayın aslını araştırın neymiş ne değilmiş diye körü körüne gitmeyin bir şeyin peşinden. İsra Suresi 36. Ayeti unutmamalıyız ‘’ Hakkında (gerekli ve yeterli) bilgin olmayan şeyin (aslını astarını bilmediğin mesele ve hadiselerin) ardına düşme (tartışmaya girme) ; çünkü kulak, göz ve kalp, bunların hepsi ondan (her yaptığından) sorumludur, (cahilce iddia ve ithamlardan dolayı suçludur).’’ Bizler ise milletin yaptığı mealleri değil de kendimiz okuyup öğrenelim ne anlama geldiğini. Yani okuduğumuz ayetin ne anlama geldiğini bilmeliyiz. Ayrıca insanları kılık kıyafet ile yargılamayı bırakın.
Kalbine ve bilgisine bakın çoğu din görevlisi ve din tüccarı meal ve yabancı dil bilmezken sizin kıyafetinden dolayı hor gördüğünüz insanlar ana dili gibi İngilizce konuşuyor ve yabancı dilleri anlıyor. Ve gelen turistlere İngilizce İslam'ın güzelliklerini anlatıyor. Lüks kıyafetler giymeyip, geçimini dinden kazanmayıp, rahat ve göbekli bir yaşamı olmadığı için hor görülüp deli denildi. Evet kim akıllı kim deli belli. Hace Nasreddin’in dediği gibi YE KÜRKÜM YE!!!
Aslında bu yazımda filmlerde gizlenen 11 Eylül gibi bir tarihi anlatarak 2020 yılında verilen ‘’günü’’ filmlerde nasıl gizlemiş olduklarını açıklayacaktım. Ama yazıyı uzatmamak için bundan sonraki yazıma bırakıyorum 3. Günüde olsa Ramazan bayramımız mübarek olsun diyerek sizlere veda ediyorum.