Geçtiğimiz günlerde Cumhuriyet Gazetesi’nden İpek Özbay’a 2 gün süre ile yayınlanan bir röportaj veren İYİPARTİ İstanbul Milletvekili Ümit Özdağ’ın açıklamaları yine son derece çarpıcıydı…
Özdağ özetle 2018 Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde seçimlerin 2.turua kalınması halinde kamuoyuna açıklanacak bir “YENİ ANAYASA” çalışmasının partisinin vekili kurullarına haber dahi verilmeden İYİ PARTİ,CHP,SAADET PARTİSİ ve HDP ile birlikte yapıldığını belirti.
Özdağ bununla da kalmadı, son dönemde bizzat İYİ PARTİ Genel Sekreteri Av.Uğur Poyraz’ın Ankara’da katıldığı çeşitli toplantılarda “Ömer Çelik başkanlığındaki bir komisyonun yeni anayasa çalışması toplantılarına katıldığını” belirttiğini, yani AKP ile İYİ PARTİ’nin birlikte bir yeni anayasa çalışması üzerinde çalıştıklarını ilan etti.
Açıklamaların AKP-İYİ PARTİ kısmı ile ayrıca bir yazı yazacağız lakin bugün konumuz Ümit Özdağ’ın açıklamalarına konu olan ve 2018 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden önce CHP-İYİ PARTİ-SAADET PARTİSİ ve HDP ile birlikte hazırlandığını iddia ettiği yeni anayasa çalışması…
***
Ümit Özdağ açıklamalarına konu olan 2018 yılında hazırlanan bu7 Anayasa çalışmasının detaylarını basın açıklaması ile paylaştı…
Peki bakalım İYİ PARTİ-CHP-SAADET PARTİSİ ve HDP’nin birlikte hazırladığı öne sürülen ve Ümit Özdağ’ın bizzat bu çalışmalarda CHP’yi temsil eden Prof.İbrahim Kaboğlu’ndan temin ettiğini ifade ettiğini belirttiği bu Anayasa taslağı ne gibi muhteşem (!) “YENİLİKLER” ile hazırlanmış.
Mesela bu CHP-İYİ PARTİ-HDP ve SAADET PARTİSİ tarafından hazırlanan bu Anayasa çalışmasında, Anayasa’nın “DEĞİŞTİRİLEMEZ” ve “DEĞİŞTİRİLMESİ TEKLİF DAHİ EDİLEMEZ” ilk 4 maddesinden bazıları değiştirilmiş… (Bu aklı evvel partilerimizin “Değiştirilmesi teklif dahi edilemez” maddeleri nasıl değiştirmeyi düşündükleri de ayrı bir tartışma konusu)
Hangi maddeler bunlar?
Bu 4 parti oturmuş, kafa kafaya vermiş ve yaptıkları “YENİ ANAYASA” ÇALIŞMASINDA Anayasanın 2. Maddesinde bulunan milli dayanışma ve Atatürk milliyetçiliği ifadelerini çıkarmış ve maddeyi “Türkiye Cumhuriyeti, insan haklarına dayanan, milli, demokratik, laik ve sosyal hukuk devletidir” şekline dönüştürmüşler…
Başka ne yapmışlar?
kendisine “Muhalefet” diyen bu 4 güzide partinin yöneticileri (Burada eleştiri partilerin kendilerine değil yönetim kadro ve anlayışlarınadır) “Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin RESMİ DİLİ TÜRKÇEDİR” ifadesini de değiştirmiş ve bunu 3. Maddede “Dili Türkçedir” ifadesi “Resmi dili Türkçedir” şeklinde değiştirilmiş.
Yani bu kendilerine “Muhalefet” diyen partiler Türkiye’nin resmi dili olarak Türkçe’nin Anayasa’da bulunmasından da rahatsızlık duymuşlar…
Mesela bu partilerimiz Anayasa’nın daha giriş kısmına da el atmışlar…
Şu anda yürürlükte olan Anayasanın girişi, “Türk vatanı ve Milletinin ebedi varlığını ve Yüce Türk Devletinin bölünmez bütünlüğünü belirleyen bu Anayasa, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu, ölümsüz ve eşsiz kahraman Atatürk’ün belirlediği milliyetçilik anlayışı ve O’nun inkılap ve ilkeleri doğrultusunda;” ifadeleri ile başlıyor…
Ne yapıyor bizim her fırsatta AKP’nin ekmeğine yağ sürmekte olan “Mış” gibi muhalefetimizin temsilcileri bu girişi? Aynen şöyle değiştiriyor;
“Biz, Anadolu uygarlıklarının mirasçısı ve Türkiye Cumhuriyeti’nin, -çocukları dahil- kadın ve erkek yurttaşları olarak özünde insan onurunun bulunduğu halk ve özgürlüklere dayalı, eşitlik ve barış içinde yaşayan bir toplumu kurmak ve bunu gelecek kuşaklara emanet etmek amacıyla, bu Anayasa’yı hazırladık”
Atatürk’ü buradan da siliyorlar, ”Türk vatanı” ifadesi de kendilerini çok rahatsız etmiş olacak ki onu da kaldırıyorlar,” Atatürk inkılap ve değerleri” ifadelerini de bir kalemde silip atıyorlar.
Başka ne gibi muhteşem (!) “YENİLİKLERE” imza atmışlar bu partiler? Devam edelim yazmaya…
Mesela Türkiye’nin “Üniter, merkezi ulus devlet” yapısına da kafayı takmış bu “Mış gibi” muhalefet partileri…Prens Sebahattin’in “Adem-i Merkeziyet” kavramı üzerinden Türkiye’yi “Yerel yönetimleri güçlendirme” adı altında bildiğiniz “İDARİ BÖLGELERE” ayırıp fiili olarak federatif yapıyı sağlayacak bir Anayasa düzenlemesi hazırlamışlar…
Ne denilmiş bu muhalefet partilerinin yaptığı Anayasa çalışmasında bu konu hakkında? Aynen şu ifadeler kullanılıyor bu muhteşem (!) Anayasa çalışmasında:
“İdari bölgesel yönetim, devletin ülkesel ve siyasal bütünlüğü ilkesi ve yerel birimlerin yetkilerine saygı çerçevesinde, yalnızca bölgenin iktisadi, sosyal ve kültürel gelişimine ivme kazandırma amacıyla oluşturulan, demokratik bir adem-i merkeziyet birimidir. …Bu bakımdan Türkiye’nin, sayıları 2 ile 5 arasında değişen idari birimleri kapsayacak şekilde (kuşkusuz Ankara ve İstanbul’da bu sayı, 1 ile sınırlı kalabilir) 20-25 bölgeye ayrılarak, yerinden yönetim birimleri oluşturulması, başta kamu hizmetlerinin verimliliği ve halka yakın demokratik yönetimlerin kurulması gelmek üzere, birçok bakımdan yararlı olabilir.”
Neymiş efendim bu arkadaşlara göre? Türkiye 20-25 “İDARİ BÖLGEYE” ayrılacakmış. Ayrıca bu çok muhteşem zeki arkadaşlar AB YEREL YÖNETİMLER ÖZERKLİK ŞARTI’na Türkiye’nin çekince koyduğu 8. ve 9.maddesindeki o çekincelerin de kaldırılması gerektiğini buyuruyorlar…
Nedir AB YEREL YÖNETİMLER ÖZERKLİK ŞARTI’nı imzalarken Türkiye’nin “ÇEKİNCE” koyduğu, şerh düştüğü o 8. Ve 9. Madde? Hemen yazalım efendim…
AB YEREL YÖNETİMLER ÖZERKLİK ŞARTI’nın 8. Maddesi 3 paragraftan oluşuyor…Türkiye’nin “ÇEKİNCE” koyduğu 3.paragraf aynen şöyle:
“Yerel makamların idari denetimi, denetleyen makamın müdahalesinin korunması amaçlanan çıkarların önemiyle orantılı olarak sınırlandırılmasını sağlayacak biçimde yapılmalıdır”
Yani işin Türkçesi bu madde diyor ki; “Yerel yönetimleri merkezden tam olarak denetleyemeyin, istediklerini yapmakta özgür olsunlar”
Peki Türkiye’nin “ÇEKİNCE” koyup muhalefetin yeni Anayasa çalışmasında o “ÇEKİNCENİN” kaldırılmasını istediği 9.madde ne diyor?
8 paragraftan oluşan ve mali konuları içeren bu 9. Maddenin tam 3 paragrafına Türkiye “ÇEKİNCE” koyuyor.
İşte o paragraflar:
“Yerel makamlara sağlanan kaynakların dayandığı mali sistemler, görevin yürütülmesi için gereken harcamalardaki gerçek artışların mümkün olduğunca izlenebilmesine olanak tanımaya yetecek ölçüde çeşitlilik arz etmeli ve esneklik taşımalıdır.”
“Yeniden dağıtılan kaynakların yerel makamlara tahsisinin nasıl yapılacağı konusunda, kendilerine uygun bir biçimde danışılacaktır.”
“Mümkün olduğu ölçüde, yerel makamlara yapılan hibeler belli projelerin finansmanına tahsis edilme koşulu taşımayacaktır. Hibe verilmesi yerel makamların kendi yetki alanları içinde kendi politikalarına ilişkin olarak takdir hakkı kullanmadaki temel özgürlüklerine halel getirmeyecektir”
Bu 3 maddeyi “Yerel yönetimlere daha çok para ver, nereye harcayacağına karışma, nasıl tahsis edeceğini de yine yerel yönetimlere sor” şeklinde özetlenebilir…
Zaten bu arkadaşların hazırladığı Anayasa ile 25 ayrı idari bölgeye ayrılmış ve bir nevi federatif yapıya idari olarak geçiş yapmış olan özerk bölgeleri merkez eli ile bir de daha fazla finanse edecekmişiz!
Hey maşallah bizim aklı evvel muhalefetimize bak sen!
***
Şimdi buradan sormak istiyorum;
Ey Kemal Kılıçdaroğlu böylesi bir çalışma hazırlandı mı? Hazırlandı ise altına CHP olarak imza attınız mı?
Yok isim isim detay vererek İYİ PARTİ Milletvekili Ümit Özdağ’ın açıklamalara neden tek bir yalanlama dahi yapmıyorsunuz?
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu partisi olan CHP’nin böylesi bir “Bölücü” Anayasa çalışmasına imzasını atması oturduğunuz makama ve temsil ettiğiniz partiye ihanet değil midir?
Oturduğunuz koltuğun kimin koltuğu olduğundan haberiniz var mı? Varsa bu yaptıklarınız kasıtlı olarak oturduğunuz koltuğun “EBEDİ SAHİBİNE” karşı girişilmiş bir operasyon olmuyor mu?
Siz Meral Akşener…
Türk milliyetçilerini, kişisel siyasi ikbalinizi koruyabilmek adına böylesi bir çalışmanın altına imza atarak mı temsil ediyorsunuz…
Siz Temel Karamollaoğlu…
“Milli Görüş” ekolünün temsilcisiyiz diyerek her fırsatta dem vurduğunuz “Millilikten” anladığınız bu Anayasa mıdır?
Burada bir kaç “KRİTİK” soru da Muharrem İnce’ye…
Bu Anayasa çalışmasının 4 partinin yetkililerince üzerinde çalışılarak hazırlanması 13 Ocak 2018-7 Mayıs 2018 tarihleri arası…
Sizin CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı olarak ilan edildiğiniz tarih ise 4 Mayıs 2018 yani çalışmanın tamamlanmasından sadece 3 gün önce.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun “Millet İttifakı olarak çalışma yaptık. Başında İbrahim Kaboğlu vardı. Mutabakat metni elimizde” dediği “YENİ ANAYASA” açıklamasının tarihi ise 2 Haziran 2018…
Siz Sn. Muharrem İnce, böylesi bir Anayasa ÇALIŞMASINDAN HABERDAR OLARAK MI o seçime girdiniz? Yok haberdar değildiyseniz partinizin genel başkanı çıkıp “Anayasa çalışması hazır” dediğinde “Ben Cumhurbaşkanı seçilirsem beni oraya taşıyacak ittifak nasıl bir Anayasa çalışması yaptı?” diye Sn.Kılıçdaroğlu’na bu çalışmayı sormadınız mı?
Bu Anayasa çalışmasını biliyorduysanız yahut daha sonra haberdar olduysanız tepkiniz nasıl oldu?
Yok eğer sormadıysanız kendi ittifakının Anayasa’sından, kendisinden habersiz yapılan bu kadar önemli bir çalışmadan bi haber, burnunun ucunda dönenleri göremeyen bir siyasetçi olarak memleketi nasıl yönetmeyi düşünüyordunuz?
***
İşte sevgili okurlarımız bu memlekette kendisine “muhalefet” adı verip, Salı gününden Salı gününde grup toplantısında konuşmaktan ve sadece “Mış gibi muhalefet” yapmaktan başka tek bir icraatı olmayanların hali pür melali bu şekilde…
Bu 4’ünü toplasan tek bir ciddi muhalefet örneği sergileyemeyen bu partilerin hepsi bu çok vahim iddialar karşısında “ÖLÜ TAKLİDİ” yapıyor…
Ya o oturduğunuz koltukların hakkını vereceksiniz yahut bu milletin evlatları, her bir partinin gerçek örgüt emekçileri sizi alaşağı ettiğinde tarih sayfalarına “AKP’NİN VANTROLOGLARI” olarak geçeceksiniz…
Tercih size kalmış