Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 22. maddesi'ndeki “evlendirme yetkisi bulunan görevliler” arasına il ve ilçe müftüleri de eklendi. Bu maddenin gerekçesinde, “Vatandaşlarımızın evlenme işlemlerini kolaylaştırmak ve daha kolay ve seri bir şekilde hizmet almalarını sağlamak amacıyla il ve ilçe müftülüklerine de evlendirme memurluğu yetkisi verilmektedir” denildi.
Denildi ya sözde “LAİK” çevrede kıyamet koptu!
Laikliği kimseye bırakmayan bir kesim hükümeti eleştireceğim diye slogan atmaya başladı.
Uğur Mumcu'nun deyimiyle bu tipler , "bilgi sahibi olmadan görüş sahibi" olmanın doruğunu yaşamaktadırlar.
Körü körüne bu yasaya karşı çıkmalarının tek sebebi var; yine körü körüne iktidar düşmanıdırlar.
Hükümetin uzun yıllardır başta olması, bu anlayışın her şeye red gözü ile bakmasını sağlamıştır.
Peki, bu tiplerin rahatsız olma tezleri neler; laiklik elden gidiyor, çağdaş AB de böyle şeyler yok, çocuk yaşta evlilikler çoğalacak, çok eşliliğin yolu açılıyor vs…
Bu kaygılarında haklı mılar?
Ben yasanın ne anlama geldiğini kısaca size özetleyeyim siz karar verin;
Her şeyden önce bu kanun kesinlikle evlenme ehliyeti ve evlenme engellerini değiştirmemektedir.
Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun bazı maddelerinde de değişiklik yapan kanun tasarısı, evlendirme memuru tanımını da değiştirmemektedir.
Evlendirme memuru; belediyesi bulunan yerlerde belediye başkanı veya bu işlerde görevlendireceği memur, köylerde muhtardır. Bakanlık, il nüfus-vatandaşlık müdürlükleri, nüfus müdürlükleri ve dış temsilciliklere, evlendirme yetkisi ve görevi verebilir.
Müftülü resmi nikâh tartışması!
Bu değişiklik, hiçbir kimseyi il-ilçe müftülüklerinde resmi nikâh kıymaya zorlamamaktadır; sadece vatandaşımıza ilave seçenekler sunmaktadır.
Herkes, yasal şartlara uymak kaydıyla resmi nikâhını dilediğine kıydırma hak ve yetkisine sahiptir.
Bu değişiklik, laikliği elden götürüyor, çok eşliliği getiriyor, küçük yaşta evlilikleri teşvik ediyor diyenler ya değişikliği bilmeyenler ya da bilerek çarpıtanlardır.
Bu yasanın özeti aslında evlilik için iki nikah töreni yapan çiftleri tek törende istediği sonuca ulaştırmaktır.
Yani “imam nikâhı” dedikleri geleneksel kültürümüzle, devlet nikâhı olan aile fertlerinin hukuksal gereksinimlerini garanti altına alan antlaşma tutanakları tek bir eylemde yapılmaktadır.
Bunda ne var?
Üstelik ister belediye, ister müftülük seçeneğinde serbesttir.
Ayrıca nikah denilen şey aile hukukunu garanti altına almak, soy kütüğünü düzenlemek vs.. den oluşan gerçeklerdir.
İmam nikâhı denen şey de İslam`ın devlet olmasından kaynaklanan bir hukuk sistemi şeklidir.
Tekrar ediyorum sözüm ona bu laiklik slogancıları hiç yasayı okumamış durumda ahkâm kesiyorlar
Üstelik bu laik tipler savundukları teze ÇAĞDAŞ MEDENİYET diyerek bu medeniyetin adresi Avrupa’yı göstermektedirler.
Ve “şeriat ülkesine gidiyor” diye korkanlar var.
Merak etmeyin gitmeyiz, gitmiyoruz.
Dünya artık eski dünya değil.
Oysa AVRUPA’NIN bazı ülkelerinde iki nikah (resmi ve dini), bazı ülkelerinde ise sadece kilise nikahı kıyılır.
Avrupa Hıristiyan şeriatıyla mı yönetiliyor?
Bir Müslüman gider İmam`a nikâh kıydırır bu yadırganır da, kilisede tören yapanlara çağdaş gözü ile bakılır.
Maalesef bunu yapanlarda bu ülkenin için de yaşayan zavallılardır.
Bunu keşfeden TV`lerde `reyting' almak için tarafların en keskinlerini çağırıp vuruşturmaktan zevk almakta ve para kazanmaktadırlar.
Böyle olunca da ekranlardan "kitle kültürü"ne derinliksiz, slogansı, çatışmacı polemikler yansıyor.
Bu tipleri görünce ülkenin aydınlanmasına giden yolda karanlık tünelden bir türlü çıkamadığımızı görmek üzücü bir durum.
Tekrar ediyorum:
Ülkenin %90`ının imam nikâhı ve resmi nikâhı yaptırdığı ortadadır.
Vatandaş niye iki işi tek eylemde yapmasın, bunda ne var.
Ayrıca tercih hakkı var.
Üstelik belediye nikâhı kırarken istenilen belgeler, müftülüğün kıyacağı nikahta da istenecektir.
Üstelik sıradan bir imama gitmiyor, eğitimli bir din âlimine gidiyor.
Böyle bir yasa çıkmasının sebebi vatandaşın dini inançlarından olan mağduriyetidir ve bu durum da elbette yetki müftülüklere verilecekti.