Neo nurcular sosyal medyada örgütleniyor

Özellikle sosyal medyada büyümeye başlayan 4 Nurcu yapılanma, diğer Nurcu grupların ağır suçlamalarının hedefi oldu.

Sosyal medya üzerinde etkili olmaya çalışan "Nurcu" etiketli Sözler Köşkü (İzmir), Çay House (Bursa), Çınaraltı (Ankara) ve Hayalhanem (Mersin) isimli örgütlenmeler diğer "Nurcu" çevreler tarafından "CIA'nın 'Paralel'in yerine finanse ettiği yeni oluşumlar" olarak adlandırılıyor. 2010 yılında temelleri atılan ama son birkaç yılda hızla büyüyen bu 4 yapılanma, "Nur meslek ve meşrebine uymayan şımarık videoları, lakayt sohbet ve faaliyetleri" nedeniyle "Nurcu ağabeyleri" de rahatsız ediyor.

-NEO-NURCU YAPIYA KİM 'İCAZET' VERDİ?-

"Mamak Havadis" haber sitesi, "Nurcu" gruplar arasındaki tartışmanın ayrıntılarını yayınladı. Haberdeki iddialara göre, son dönemde özellikle sosyal medyada hızla büyüyen 4 yapılanma, diğer Nurcu grupların tepkisini çekti.

Ayrıntılarda şu iddialara yer verildi:

Örgütlenme, kendisi de sosyal medyanın "Nurcu Fenomeni" olan Nur Mektebi İlim ve Kültür Derneği lideri Uğur Akkafa'dan "icazet" alan üniversite öğrencileri Fatih Yağcı, Halil Demiralp ve Kerem Leblebici tarafından 10.10.2010 tarihinde İzmir'deki Sözler Köşkü İlim ve Kültür Derneği ile başlıyor. Bu Neo-Nurcu "çekirdeğe" daha sonra Osman Sungur Yeken, Melih Ünver, Ceyhun Hamid Yılmaz, Mehmet Yıldız, Burakcan Çelik, Serkan Aktaş da katılıyor. İlerleyen yıllarda Osman Sungur Yeken, Ankara'da Çınaraltı İlim ve Kültür Derneği'ni; Mehmet Yıldız Mersin'de Hayalhanem İlim ve Kültür Derneği'ni, Serkan Aktaş ise Bursa'da Çayhouse İlim ve Kültür Derneği'ni kuruyor.

-SOSYAL MEDYA FENOMENİ HALİNE GELİYORLAR-

Özellikle video paylaşım sitelerinde varlık gösteren "dernekler" Saidi "Nursi"nin risalelerini yaymak için üniversite öğrencisi "sosyal medya gençleri"ni hedef alıyorlar. Gençlerin ilgisini çekmek için ne gerekiyorsa yapıyorlar: "sulu zırtlak videolar", "çağdaş mekanlar", "sanal sohbetler", "best-seller kitaplar". "Neden Çayhouse?" sorusuna verdikleri cevap ise dikkat çekici: "Reklam olması, herkesin konuşması için bu ismi seçtik, hafızalara kazınıyor". Tümü "reklam"a dayanan etkinlikler "çekirdek" kadroyu "sosyal medya fenomeni" haline getiriyor. "Genç kızlar" etraflarında toplanmaya başlıyor.

-İLK FİNANSÖR: ŞUURSUZCA YAPTIKLARI HATALAR...-

İşte tam o noktada "çekirdeğe" ilk maddi yardımda bulunan ve hatta "dernek" isimlerinin bazılarını da bizzat belirleyen Uğur Akkafa ile yollar ayrılıyor. Akkafa, risaleajans.com internet sitesine 16 Nisan 2015 tarihinde verdiği röportajda ayrılığa gerekçe olarak şunları söylüyor:

"Bu kardeşlerime uzun zaman bazı noktalarda uygun olmayan ve doğru bulmadığım ve zarar görmemeleri için yanlış faaliyetleri konusunda nasihatlerde bulundum. Ta ki Fatih (Yağcı) kardeş ile yaptığımız son görüşmeye kadar. Son konuşmamızda hanımların katıldığı seminerler ile ilgili yaşanan sıkıntılar ve uygun olmayan lakayt davranışları ve bazı olumsuz videolar ve sosyal medyada paylaştıkları şahsi fotoğrafları konusunda yanlışlarının olduğunu ifade ettim. Bu zamana kadar hemen hemen her konuda istişare ederlerdi nasıl yapalım nelere dikkat edelim abi diye sorarlardı.

Ama bu sefer farklı bir tepki verdi ve şöyle dedi: "Abi biz senden artık olumlu eleştirileri duymak istiyoruz” ben bunun üzerine mesajı aldım. Nefis hataları ile yüzleşmek istemez ve hatalarının söylenmesinden rahatsız olur. Bu kardeşlerin takipçilerinin çoğunluğunun genç kızlardan oluşması ve şuursuzca yaptıkları hataları alkışlamaları ise hatalarını görememe veya görmek istememe hissiyatını ortaya çıkarmış."

-İKİ 'NURCU AĞABEY'DEN DARBE: ŞAHISLARI HAKKINDA ŞÜPHELERİMİZ VAR-

Neo-Nurcu örgütlenmeye bir darbe de "Nurcu" çevrelerin iki "ağabeyi" Hüsnü Bayramoğlu ve Abdullah Yeğin'den geliyor. "Sözler Köşkü Gençlerine Uyarı" başlıklı metinde Yeğin,"İnsanları etrafına toplamak için, şaklabanlık yaparak güldürmeye çalışmak dinen caiz değildir. Aklı başında olan bunları dinlemez" açıklaması yapıyor. Açıklamanın devamı ise çok daha ağır sözler içeriyor:

"Bu gençler 'Nur hizmeti yapıyoruz (!)' diye ortaya çıkıp, sonrasında kendileri kitap yazıp ve sürekli kendi kitaplarının reklamını yapmaya başladılar ve kendi kitaplarını satın almaları için takipçilerini sürekli teşvik edip, imza günleri ve kızlı erkekli seminerler tertip ettiler ve seminer çıkışlarında kendi kitaplarını sattılar.

Bir de üstüne lakayt tavırlı şımarık video ve sohbetler hazırlayıp, sosyal medyada sürekli boy boy şahsi fotoğraflarını paylaşıp bir nur talebesine hiç yakışmayacak şekilde, şahıslarını ön plana alıp, genç kızları kendilerine celp edecek şekilde pop star gibi tavırlar sergilemeye başladılar."

Bayramoğlu'nun Sözler Köşkü için kullandığı ifadeler de pek yenilir-yutulur cinsten değil:

"Nur meslek ve meşrebine uygun olmayan faaliyetlerini ısrarla devam ettirmeleri bizim hüsn-ü zannımızı kırmakta ve zihnimizde şahısları hakkında şüpheler oluşturmaktadır".

-'KİTAPLARI FATİH YAĞCI YAZMADI!'-

Devamında ise işler çok daha çirkin hale geliyor. Fatih Yağcı ile birlikte hareket eden Yusuf Karahan, Bilal Çaylak ve Mert Yeşilyurt 4 Ekim 2017'de yine bir video paylaşım sitesinden yaptıkları açıklamayla Sözler Köşkü'nden ayrılılıyorlar. Bilal Çaylak ve Mert Yeşilyurt, Fatih Yağcı'nın kimi kitaplarını aslında kendilerinin yazdıklarını ama Yağcı'nın ismiyle basıldığını, iyi niyetlerinin suistimal edildiğini öne sürüyorlar. Ayrılık sonrasında ise Yusuf Karahan'ın iddiasına göre "Sözler Köşkü'nden bazı kişiler bizi tehdit ettiler. Bizleri fitne çıkartmak ve hatta hainlikle suçladılar".

-'BUNLAR CIA OLUŞUMLARI...'-

Almanya merkezli "Nurcu"ların yayın organı nurunbekcisi.com internet sitesi Neo-Nurcu örgütlenmeyi FETÖ / PDY ile karşılaştırarak şunları yazıyor:

"1977'den sonra CIA, Paralel'i kontrol altına aldı ! Dünya genelinde büyük yatırım yaptı! Okullar, hanlar, hamamlar, medreseler açtırdı! Büyük para akışı sağlandı! Artık paralelin bileti kesilmişti, tasfiye olunacak. Peki "üst akıl" boş duracak mı? Elbette ki hayır. Yeni oluşumlarla devam edecekti. Bu beş senede etrafımıza bir bakalım neler oluşmuş.

1.Sözler Köşkü

2.Nur Mektebi

3.Çınaraltı

4.Çay House

'Peki ne var bunda masumane gençler risale dersi yapıyorlar !' diyebilirsiniz. Halbuki aynısını yıllar önce paraleller için de söylememiş miydik? Peki bu yapıyı bir inceleyelim: paralellerle olan benzerlikleri çok dikkat çekici...

1.Beş yıl gibi kısa bir sürede hızlı gelişmeleri (finans)

2.Abilerin çocuklarını ele geçirmeye çalışmaları

3.Cemaatimizin derslerine gelip kartvizit dağıtıp cemaatimizdeki abileri kendi yerlerine davet etmeleri...

4.Sosyal medyada çok güçlü olmaları

5.Giyim-kuşamda asri giyinmeleri (gizlilik)

6.İlk çıkış yeri İzmir

7.Kendilerini birbirlerinden ayrı göstermeleri, kısaca diyorlar ki İstanbul'un Ankara'nın bizimle alakası yok (hücre yapılanma)

8. Kendilerini bağımsız (!) ve tüm cemaat ve sair oluşumların üstünde görüyorlarmış...

Tek fark:

Bir zamanlar ağlama ayağına birisi milleti çekti kendine, bu gençler de güldürerek çekmeye çalışmakta. Bir paranın iki yüzü..."

Siyasetcafe.com

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

İlgili Haberler

Müritleri şükür duası yaparken Said Nursi Chevrolet'e biniyordu
Türkiye'yi bir ateşin içine atmak peşinde misiniz?
OHAL Komisyonu son başvuru tarihi belli oldu

Siyaset Haberleri