Geçenlerde NATO ile ilgili yazdığımız bir yazıda “Silahlar Amerika’dan, eğitim NATO’dan” demiş ve NATO’nun da Suriye’de Amerika ve müttefiklerinin terör örgütleri ile ilgili işbirliğine NATO’nun da katıldığını vurgulamaya çalışmıştık. NATO gibi bir kuruluşun böyle bir işe katılmasının da doğru olmadığının altını çizmiştik.
Suriye’deki paylaşımda ve özellikle PKK/PYD ve onun silahlı gücü YPG ile ilişkilerde NATO’nun bir işi olabilir mi? Bu soruya “olabiliyor” yanıtını verirsek, o zaman NATO’nun kuşkularımızı artırmasını da yadırgamamız gerekiyor.
Konu ile ilgili olarak MHP Genel Başkanı Bahçeli, son grup toplantısında yaptığı konuşmadan NATO konuna uzun şekilde değindi. Bahçeli, NATO’nun Rakka operasyonuna katılma kararına sert tepki göstererek “Bu karar NATO’nun PKK/PYD eylem ve emellerine göz yumması anlamına geliyor”diyerek NATO’nun görevlerinin dışına çıktığına dikkat çekmiştir.
Bir NATO üyesi olarak, bu kuruluş yanımızda olmuyor, bizi tehdit eden terörist grupların yanında oluyorsa hiç kuşkusuz buna tepkiler de olacaktır. NATO’nun Amerika’nın peşine takılıp, Amerika’nın çizgileri doğrultusunda hareket etme kararı ise ayrıca eleştirilmesi gereken bir başka konudur.
Bahçeli’yi birçok konuda çoğu kez eleştirmekteyiz. Ancak, bazı konularda da yaptığı çıkış ve açıklamalarla da gündeme damgasını vurabiliyor. NATO konusundaki açıklamalarını da bu nedenle önemsiyoruz.
Şurasını da söylemeden geçemeyiz:
Bazı hayati konulara, sadece söylemlerle çözüm getirilemiyor. Eğer, MHP ile bugünkü yönetim arasında bir birliktelik varsa, bu konuların birlikte enine boyuna masaya yatırılarak sonuca ulaşılması gerekiyor. Zaten, NATO konusunda Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Hükümetin görüşleri de Bahçeli’nin görüşleri ile paralellik taşımaktadır.
"Terör örgütleri karşısında tarafsız kalmak diye bir şey yoktur. Teröre net tavır alamayan, mazeret üreten ülkeler bilsin ki; Zulme ortak olan potansiyel düşmanlardır. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Brüksel'de katıldığı NATO Zirvesi'nde aklımızın yatmadığı bazı kararlar alınmıştır. NATO'nun IŞİD'le mücadeleye katılacak olması en önemlisidir. Bu seçenek ilk bakışta oldukça olumlu değerlendirilecektir ancak NATO'nun yalnızca IŞİD'e odaklanması ayrıca, istihbarat toplanması veya paylaşılması ile askeri faaliyetlerinin sınırlı kalacak olması kuşku ve kaygılarımızı artırmaktadır. Gündemde PKK-PYD-YPG yoktur. ABD tüm itirazlara rağmen PKK/YPG'ye silah vermektedir. Bu çerçevede 15 ve 20 Mayıs'ta silah ve mühimmat sevkiyatı ortadadır. 65 yıllık bir ortaklık hukukunu yok saymak kesinlikle küstahlıktır. NATO bu kadar ucuz mudur? Üyel olmamızın hiç mi hatırı yoktur? Ne demek NATO ile PKK-PYD-YPG'nin aynı çizgide olması! Bu ne menem bir çarpıtlıktır. NATO bugüne kadar herhangi bir yaramıza merhem olmuş değildir. Bilhassa darbeler tarihi incelendiğinde henüz aydınlanmamış çok sayıda iddia ve itham NATO'yu direkt kapsamına almıştır."
NATO’nun kuruluş ve görevleri bellidir. MHP Genel Başkanı Bahçeli konuşmasında “NATO’nun terör örgütleri ile ne işi olabilir?” diyerek bu kuruluşun görevleri dışına taştığına da değiniyor:
"Terör örgütleri ile NATO'nun ne işi vardır? Bu ayıp değil midir? ABD nereye varmayı planlamaktadır? Bu insan azmanları, insanlık katilleri nasıl görülmektedir? Papatya toplayıp fal açan cici çocuklar değil, basbaya canidir, bal gibi haindir. Tartışmasız, şerefsizdir. insanlığa kastetmiş düşmanlardır. Bunun ötesi yoktur. Bundan başka söylenecek söz de yoktur."
Bu sineye çekilecek bir husus değildir. Batı başkentlerinde bir kişi öldürülürse bu bir cinayet addedilirken Doğu'da öldürülenlere mesele olarak bakılması tutarsızlıktır. İtalya'nın Sicilya Adası'nda bir araya gelen G7 liderleri terörle mücadelede anlaşmaya varmıştır. Bu konuda gerçekler kısa zamanda ortaya çıkacaktır. Huzurlarınızda şehitlerimize bir kez daha Allah'tan rahmet, ailelerine sabır ve başsağlığı diliyorum."
necdetbuluz@gmail.com
www.facebook.com/necdet.buluz