Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve alihi vesellem bir gün Kâbe'nin önünde durup şöyle buyurdular; "Ey Kâbe! Sen ne de büyük bir hürmete sahipsin. Ama vallahi müminin hürmeti senden daha fazladır!" Hiç şüphesiz mümine yapılan saygısızlık, küfür, yalan, dolan, iftira, gıybet vs. Kâbe'ye yapılan saygısızlıktan kat kat büyük ve çirkindir. Ne yazık ki dindarlarımız bile bazen bu gerçeğe olması gerektiği kadar riayet etmiyorlar.
Eğer hak ve hukuk konusunda "nasıl biri" olmanız gerektiğini öğrenmek istiyorsanız İmam Zeynelabidin'in (a.s) Hukuk Risalesi'ni okuyunuz. Eğer ne kadar mümin olduğunuzu öğrenmek istiyorsanız bu risaleyi muhakkak okuyun. Bizler, çoğu zaman kendimizle ve çevremizle alakadar olmayan şeylere not veririz. Mesela camide, çeşitli dinî programlarda birilerini gördüğümüzde "Tamam artık... Falan adam dindar ve mümin biri!" deriz. Cemaat namazlarına katılmak, dinî programlara iştirak etmek elbet güzel şeylerdir. Sevabı da çoktur. Ama müminlik derecesini bunlarla puanlamak yanlıştır. Bırakın o işi Allah yapsın!
Ama ikili ilişkilerimiz için bir insanın ne kadar mümin olduğunu anlamak istiyorsanız onun toplumdaki davranışlarına, ikili ilişkilerine, neye niçin değer verdiğine, neye neden karşı çıktığına ve doğruluğuna bakınız. İmam Sadık aleyhisselam şöyle buyurmuştur; "Kimsenin rükûunun veya secdesinin uzunluğuna bakmayın. Sözünde ne kadar dürüst ve emanete ne kadar bağlı olduğuna bakın!" Biharu'l-Envar'da rivayet edilir ki: Bir gün ashaptan bazıları Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve alihi vesellemin yanına gelerek dediler ki: Ya Resulallah! Bir kadın var; mescit ehli, oruç ehli biri... Ama dili çok fena! Ona buna laf çatıyor, insanlara eziyet ediyor; herkes ondan şikâyetçi! Bunun üzerine Peygamberimiz "Onda hayır yoktur. Bu kadın ateş ehlidir!" buyurdu. Namaz niyaz ehli bir kadın halbuki... Camilerde ve programlarda başı çekiyor... Ama görüyor musunuz? Peygamberimiz, bu kadın için "Ateş ehli!" diyor. Neden? Çünkü mümin kimse, başkalarına eziyet etmez. Gül gibi olur. Güzel kokular saçar. İnsanlar onu gördüğünde ferahlar. Eline aldığında mutlu olur. Göremeyince de arzular, üzülür. Müminin Zahiri de batını da bu gül gibi olmalıdır.
Selam ve dua ile... Mehdi Aksu