Bilindiği gibi, Hz. Musa nebimize indirilen Tevrat, bir müddet sonra, Yahudiler tarafından bir çok ayetleri değiştirilerek, kendilerine uygun gelecek bir düzenlemeyle, muharref (uydurulmuş) bir hale getirildi.. Bozdukları bu Tevrat’a, kendi sapık ideal ve anlayışlarını ekleyerek, din adı altında bunları okutup, bunlara uygun bir nesil yetiştirmişler olup, bu nesiller de, asırlar boyu dünya hakimiyeti yolunda, bu çizgide hareket ettiler. Şimdi, kendilerine ilke edinerek, asırlarca bu ideallerinin gerçekleşmesi yolunda, kendilerine rehber edindikleri, bu bozulmuş Tevrat’tan birkaç uydurma ayeti alalım:
1 – “Sizden büyük ve kuvvetli milletlerin mülkünü alacaksınız! Ayak tabanınızın bastığı yer sizin olacak! Önünüzde kimse duramayacak. Allah’ınız, dehşetinizi ve kurkunuzu, ayak basacağınız bütün diyara koyacaktır.” Tevrat-Tesniye kitabı: Bab:11-Cümle:23-24
2 – “O gün Rab, Abram (İbrahim) la ahdedip, dedi: MISIR IRMAĞINDAN(Nil), BÜYÜK IRMAĞA (Fırat) KADAR, BU DİYARI, SENİN ZÜRRİYETİNE VERDİM.” Tevrat-Tekvin kitabı: Bab:15-Cümle:18
3 – "İşte benden sana miras olmak üzere milletleri; mülkün olarak, yeryüzünün uçlarını da vereceğim.” Tevrat-Mezmurlar kitabı: Bab:12-Cümle:8
4 – “O gün…, çepeçevre sağda ve solda, bütün kavimleri yeyip bitirecekler.” Tevrat-Zekeriyya kitabı-Bab: 12-Cümle:6
5 – “SEN BENİM CENK TOPUZUM VE HARP SİLAHIMSIN VE SENİNLE MİLLETLERİ KIRACAĞIM VE SENİNLE ÜLKELERİ HELAK EDECEĞİM.” Tevrat-Yeremya kitabı-Bab:1-Cümle:9-10
6 – “VE HERKES KARDEŞİNE KARŞI VE HERKES KOMŞUSUNA KARŞI, ŞEHİR ŞEHRE KARŞI VE ÜLKE ÜLKEYE KARŞI CENK EDECEKLER. VE… RUHU İÇLERİNDE KALMAYACAK.”
Tevrat-İşaya kitabı-Bab:19-Cümle:2 Şimdi de, bu inanışlarını, Siyonizm adı altında sistemleştiren ve tüm dünyaya asırlardır, bu amaçları istikametinde dehşetler saçan, Siyon önderlerinin protokollerinden bazılarını görelim. Roger Lambelin’in, “Le Protocoles Des Sage De Sion” adlı, Rusça’dan Fransızca’ya çevrilen nüshası ile, Biritish Museum’da 10.08.1906 tarihle kayıtlı bulunan, Victor E. Marsden tarafından İngiilizceye çevrilen nüshasından istifade edilerek, Sayın Kemal Yaman(abim) tarafından 1971 tarihinde, “İhanet Planları” adı altında hazırlanıp yayınlanan kitapta, genişçe detayını bulabileceğiniz “Siyon Önderlerinin Protokolleri” nden bazılarını görelim:
1 – Hak kuvvette gizlidir… Bir devlet, ister kendi gerginlikleri içinde yıpransın, ister iç kavgaları yüzünden dış düşmanların keyfine boyun eğsin, o artık çaresiz yok olmuş demektir. O BİZİM İÇİN, ÇANTADA KEKLİK DEMEKTİR. TAMAMIYLA ELİMİZDE BULUNAN SERMAYE, ONA BATMAMAK İÇİN İSİTER İSTEMEZ SARILACAĞI BİR KURTULUŞ TEKNESİ GİBİ GÖRÜNÜR.
2 – İktisadi harpler, Yahudi üstünlüğünün temelidir. Görünen idare ve gizli müşavirler… Yıkıcı inançların başarıları… Basının rolü… Altının ve Yahudi kurbanlarının değeri… “Bu sözlerimizi, temelsiz sanmayınız. Darvinizm, Marksizm ve Nietzscheizm ile sağladığımız başarılara bakınız!”… (Tabii Sezgicilik, Pozitivizm, Rasyonalizm gibi akımların kurucularının, H. Berkson, H. Kant ve O. Kont gibi Siyonistlerin oluşu tesadüf olmadığı gibi, İslam tarihinde, Mutezile’nin kurucusunun, Basralı Vasıl B. Ata ve Kaderiye (Cehmiye) nin kurucusunun da İranlı bir Yahudi olan Cehm İbni Saffan oluşları da, bu Siyonist anlayışın, asırlar boyu devam ettirilen bu bozguncu zihniyetin bir örneğidir). “Şimdi biz gölgede kalmakla beraber, istediğimiz tesiri hasıl ediyoruz.” “Her tarafta karışıklıklar, iflaslar baş gösterecektir.” “Biz açlığın sebep olduğu sefaleti, kıskançlık ve kin ile halkı kışkırtır ve bize uymayanları ezmek için onları kullanırız.” “İnancı yıkmamız, hatta tanrılık ve ruh prensiplerini Hıristiyanların (diğer dinlilerin) kafasından söküp çıkarmamız, bunların yerine, hesap ve maddi menfaatleri koymamız gereklidir.” “Hiçbir hükümet, hiçbir taraftan medet umamayacaktır. Hiç biri, bizim aleyhimize olan bir anlaşmayı, kendi menfaatlerine uygun bulmayacaktır.” “Büyük servetlerin ambarı mahiyetinde olacak, geniş tekeller kuracağız.” “Bize kafa tutmaya cesaret edecek memlekete, komşuları tarafından harp ilan ettirebilecek bir durumda bulunmamız gereklidir.”
“Hükümetleri, iktisatçı çemberiyle kuşatacağız.” “YANLIŞLIĞINI BİLDİĞİMİZ VE FAKAT BİLEREK İLHAM ETTİĞİMİZ, PRENSİP VE NAZARİYELERE DAYANAN EĞİTİMLE, HIRİSTİYAN (diğer dinlilerin) GENÇLİĞİNİ ÇIĞIRINDAN ÇIKARDIK.
” Bilhassa 1933 yılında, Darulfünun’un tüm eğitim programlarıyla iptal edilip, yeni üniversite kurulması sırasında, Almanya ve Avusturya’dan getirilen 33 tane Siyonist Yahudi Prof.un (ki, bu sayı sonradan 55’e kadar yükseltilerek, tüm fakültelerimize dağıtılmış ve kendi alanlarında bir çok nazariyeleri, bilimin gerçekleriymiş gibi, gençlerimize yutturularak, inanç değerleri ile kültürlerinin allak bullak edildiğini hatırlayalım) üniversitelerimiz üzerindeki sinsi ve yıkıcı faaliyetleri, ciddi bir inceleme konusu yapılmalıdır. “Dünyanın her tarafından gelen bütün havadisler, bir ajans tarafından yönetilmektedir. Diğer ajansları hepsi, kontrolümüz arasına girecek ve istemediğimiz hiçbir şey yayılmayacaktır.” “Bizim hakim olacağımız yeni rejime girdiğimiz zaman, zabıta olaylarının yayılmasına müsaade etmeyeceğiz.” “İktidar mevkiine gelince, bizim Allah’ımızın dininden başka din tanımayacağız.”
“BİR KAYNAŞMA MI VAR?.. BİLİNMELİ Kİ, BİZ BULANIK SUDA BALIK AVLAMAK İSTİYORUZ. BU FESADIN BAĞRINDA BİR SUİKAST Mİ SEZİLİYOR?.. BUNUN BAŞINDA MUTLAKA, BİZİM EN SADIK BENDELERİMİZDEN BİRİ VARDIR.”
“Basınımız devlet işlerini, dinleri ve Hıristiyanların (diğer dinlilerin) kabiliyetsizliğini en bayağı ifadelerle didikleyecek ve bu suretle onları, itibardan düşürecektir.” “Borçlanmaları yabancı bir toprağa çekmek için, gereken kimseleri satın alınca, devletlerin bütün servetleri bizim kasalara geçti.” “Zamanların en büyük kuvveti olan altın, bizim elimize geçti. İstediğimiz kadar altını, iki gün içinde, yatırdığımız yerlerden çekebiliriz.” “Kral Davut’un köklerini geliştirmek ve gelişini hazırlamak… Kralların iş planları, ona baş müşavir olarak verilecek zata bile meçhul kalacaktır. Geleceği yalnız kral ve üç kılavuzu bilecektir.” “Yaptırılacak borçlanma sözleşmeleriyle, devletlere tahakküm edilir. “ “Başlıca bankalar, bütün dünyanın borsaları, bütün hükümetlerin kredileri, bugün elimizdedir.” “Büyük kuvvetlerden biri de basındır. Basın, istenilen herhangi bir fikri, nihayet doğru imiş gibi kabul ettirir.” “Piyasada altının yerine, kağıt parayı geçirmeye çalışalım. “ “Alaylarımızla, hücumlarımızla, din adamlarını önce gülünç, sonra da iğrenç hale getireceğiz.”
“BÜTÜN ÖNEMLİ ALANLARA, ADAMLARIMIZI YERLEŞTİRMİŞ BULUNUYORUZ.” “ÖZELLİKLE EĞİTİMİ İSTİSMAR EDELİM. BÖYLECE BİZE FAYDALI OLAN FİKİRLERİ YAYINLAMIŞ VE DİMAĞLARI, İSTEDİĞİMİZ KALIBA DÖKMÜŞ OLURUZ.
” Tarım, sağlık, askeri, ticari, kültürel ve bürokratik alanlarda, tüm ülkeleri bir ahtapot gibi saran bu Siyonist şebekenin, dünya çapında geliştirdikleri projeler ve planlar, her alanda kendisini göstermekte olup, bu gizli eller, işin ehilleri tarafından, çeşitli araştırmalara dayalı olarak bilinir haldedir. Nitekim dünyaya hakim olan Roççilt ve Rokfoller aileleri de, bu Siyonist şebekenin hizmetinde, uzunca yıllardan beri dünya hakimiyetini sağlamaya çalışmaktadırlar.
DÜNYA NÜFUSUNUN 500 MİLYONA İNDİRİLEREK, DÜNYA SİYONİST KRALLIĞININ KURULACAĞI HAYALİ:
ABD’nin Georgiaeyaletinde, 1979 yılında başlanıp, 1980 yılında dikilen bir anıt vardır. Bu anıt, Robert C. Christian tarafından diktirilmiş ve üzerinde, Yahudilerin 10 emri bulunmaktadır. Bu anıt üzerinde, dünya nüfusunun 500 milyona indirilerek, Siyonist Dünya Krallığının kurulacağı da, anlatılıyor.
SİYONİSTLERİN DÜNYA NÜFUSUNUN ÇEŞİTLİ HARPLAR, HASTALIKLAR VE İÇ KARGAŞALARLA KIRILARAK NÜFUSUN İSTENEN ORANA İNDİRİLMESİ ÇALIŞMALARI:
Yukarıda metinlerinden bazıları verilen muharref Tevrat ve Siyon Protokollerinde görülen amaca ulaşmak için, asırlardır yapılan çok yönlü çalışmaların, kendilerini belli bir sonuca ulaştırdığını sanan ve artık zamanın geldiğini düşünen Siyonistler, ikinci aşama olan, Nil ve Fırat nehirleri arasına sahibiyyetle beraber, dünya hakimiyetinde hızlı bir gelişim amacıyla, dünya nüfusunu hızla yok etme aşamasında, dünya insanlarının hızla öldürülmesi için, çok ciddi sağlık ihaneti yapacaklardı. Hatırlarsanız, ülkemizde de, başını Rahmi Koç’un çektiği, “nüfusumuzun azaltılması” projesi, çeşitli biçimlerde uygulanıyor ve hatta kendisinin, “nüfusumuzu 60 milyonun altına indirme ve nüfusumuzu oldukça azaltmak için gereken her çareye başvurma” teklifi de, yazılı ve görsel basına yansımıştı.
Tüm insanlar kırılarak, Dünya nüfusunun istedikleri oranda azaltılması için, uygun ortamı beklemek üzere, aslında 1968 yılından beri, uğraşıları planlı bir şekilde geliştirilmiş bulunan CORONA BAKTERİSİ (tabiatta doğal olarak gelişen bir virüs olmayıp, laboratuvarda bizzat programlanmıştır)) üzerinde laboratuvar çalışmaları yapılmaktaydı. Siyonist yöneticilerce alınan bir kararın icrası olarak, ABD’de 2006 yılında, başında Bille Geit’in bulunduğu Siyonist firmaca düğmeye basılmış ve tüm insanların öldürülmesiyle ilgili uygun bir mikrop temin edilip, “CORONA VİRÜS” adı altında patenti alınmıştır.
Tabii bu virüsün kendi insanlarına zarar vermesini önlemek, kazaen bulaşanlar olursa da, tedavilerini yapmak için, gizli ilaçlarını da geliştirmişlerdi. Daha sonra, Avrupa’da, aynı Siyonist firmalar kanalıyla, geliştirilen bu ilaçlara patent alınmıştır, 2014 yıllarında. Bu gizli Corona bakterisi çalışmaları, 2016 yılında yavaş yavaş açığa çıkmaya başladı ve ç çeşitli devletler, bunun önüne geçilmesiyle ilgili tedbirler almaya çalıştılar. Bize de, 2019 yılının başlarında bu bilgi kırıntıları intikal etmekle, Sağlık Bakanlığı’mız bir takım tedbirler almaya çalıştı. Hatta yakın gelecekte, böyle bir salgın oluşabileceği ve gereken tedbirler, çeşitli yazılı ve görsel medyada anlatıldı. Ancak, 2019 yılının sonlarında bu virüs, Siyonist şebeke tarafından, görünüşte bağımsız bir hükümet olan ve aslında gizlice hakimiyet kurdukları Çin’deki laboratuvarlarından, 2020’nin başlarında(şubat-mart aylarında) dünyaya yayıldı. Neden Çin idi de, ABD değildi?.. Çünkü Çin, ticari olarak Afrika dahil, tüm dünya ile irtibatta en başta ve bu bakterinin yayılmasında en güzel bir araçtı. Ayrıca, kendilerine hizmet eden ve tam hakimiyetleri altında bulunan ABD’nin dünya milletleri nezdinde, hastalık yayan bir devlet değil, kurtarıcı bir devlet olduğu imajını geliştirmek istemişlerdi. ABD’de çok miktarda kişinin ölmesine gelince, bu devlet bize çeşitli şekillerde reklamı yapıldığı gibi uygar ve gelişmiş bir devlet olmayıp, arka sokaklar pejmürdelik ve problemlerle dopdoludur. ABD’dede başını siyahilerin çektiği çoğunluk fakir, problemli ve sosyo-ekonomik donanımdan uzak insanlar olup, zenginlik bir avuç hükümet yanlıları ve Siyonizmin hakim olduğu şirketler ile, Yahudi ve müttefiki bulunan insanların elindedir.
Bürokrasi, siyaset ve askeriye (Pentagon), tamamen Siyonistlerin kontrolündedir. Trump zaman zaman bu şebekeye karşı gelip te, çoğunluk olan halka yönelince, hemen hizaya getirilmekte ve özellikle Pentagon askeri kuruluşuyla, bu sebeple sık sık çelişkiler oluşmaktadır.
SONUÇ OLARAK:
Corona, Siyonizm’in, devletleri devreden çıkararak, insanları hakimiyetlerine alıp, tek devlet halinde yönetecekleri bir projenin; en ağır uygulamasıdır. Yani Corona, tesadüfen yeni karşılaştığımız ve bazı tedbirlerle, yakında geçirebileceğimiz bir hastalık olmayıp, dünya nüfusunun azaltılması sürecinde yıllarca, çeşitli mutasyonlarıyla devam ettirilecek, bu uzun sürede insanlar birbirinden kaçacak, ilişkileri en alt düzeye indirilecek. Sosyal ortam, aile ortamları bitecek ve herkes kendi başına, hayattan zevk almaz, karamsar bir hale getirilecektir. Devletlerin ekonomileri altüst edilecek, dolar dahil olmak üzere, dünya paraları yeni bir devreye girecek, ticaret tamamen dijital hale getirilecek ve en acısı, BU HASTALIKTAN KURTARMA BAHANESİYLE, İCAD ETTİKLERİNİ SÖYLEDİKLERİ AŞININ İÇİNE MİKRO ÇİP YERLEŞTİRİLEREK, TÜM DEVLETLER DEVREDEN ÇIKARTILIP, TÜM DÜNYA İNSANLARI, BİR AVUÇ SİYONİST ŞEBEKE TARAFINDAN YÖNETİLİR HALE GETİRİLECEKTİR. “Böylece tek dünya devleti/YAHUDİ KRALLIĞI” yönetimine geçişi sağlayacaklardır. Hedef budur ve bu hedef için ve bu hedef için, tüm hızlarıyla çalışıyorlar. Tabii, bir de, tüm art niyetli hilekarların tuzaklarına karşı, insani değerleri üst düzeyde tutan, adil ve sosyal sorumluluklarını bihakkın yerine getiren gerçek müminleri koruyan, ahkemulhakimin olan Rabbımızın bir hesabı var. Onu bunlar bilmezler. Rabbımız, “hayr-ul makirin” olarak, onların bu hesaplarını sonunda bozacak ve ihanetleriyle yakalanacaklardır. Bize düşen ise inançlı, iradeli ve sosyal sorumluluğu bilinçli bir toplum olarak, içeride her türlü kargaşa ve kavgayı bitirmek, İKTİDAR VE MUHALEFET PARTİLERİYLE, onlara gönül veren halkımızın, bu büyük oyunu görerek, hep birlikte milli bir dayanışma ile, önümüzü açmak ve bu oyunları hep beraber bozmaktır. Millet ve siyasiler olarak, her birerimiz biraz empati, biraz bilinçlenme ve biraz fedakarlıkla sevgi ve fedakarlık anlayışıyla bu felaketi atlatarak, güçlü bir devlet olarak yeni dünyada yerimizi alabilecek potansiyele sahibiz. İnanarak biliyoruz ki, Kainatın yaratıcısı ve yöneticisi bulunan Rabbımız, hak ve adaleti savunan, zulme karşı gelen, tüm insanlığın huzuru için çalışan kişi ve kuruluşların yardımcısıdır ve biz de bu özellikleri taşırsak, bize de yardım edecektir. Saygılarımızla!... 7.9.2020 Av. Mehmet Yaman Ankara