Türkiye son 20 yılın belki de en “Yönetilemez” günlerini yaşıyor…Evet ülkede bir siyasi iktidar var, evet bu siyasi iktidar tek başına iktidarda, evet bu siyasi iktidar görünüşte herşeye hakim gözüküyor ama bu siyasi iktidar görev başında olduğu 18 senede o kadar büyük yanlışlar yaptı ve ülkeyi o kadar büyük bir enkaza çevirdi ki bugün gelinen noktada artık kendi yarattığı bu enkazı,kağıt üzerinde her şeye hakimmiş gibi gözükse bile “YÖNETEMEZ” hale geldi.
AKP iktidarı kendisi her geçen gün rüzgardaki bir yaprak misali yönünü kendisi tayin edemediği biçimde rüzgar nereden eserse o tarafa doğru savrulup dururken Türkiye’yi de derin bir girdabın içerisine doğru çekiyor.
Sağlık Bakanı Koca’nın pozitif vaka sayıları eğer semptom göstermiyorsa vatandaşları COVİD tablosuna eklemediklerini itiraf edip resmen 6 aydır vatandaşlara yanlış bilgi verilip aldatıldığını itiraf etmesi de, Damat Berat Bey’in Dünya’nın her tarafında insana gülünecek “Ben kurdaki artışa hiç bakmıyorum” sözleri de aslında bu savruluş ve “YÖNETEMEME” halinin tezahüründen başka bir şey değil.
Ve AKP’de yerel seçimler sonrası başlayan kan kaybı da önlenebilmiş değil,vatandaşlardan hatta daha önceki pek çok seçimde AKP’ye oy vermiş seçmen kitlesinden homurtular yükselmeye başladı.
Ekonomi berbat,dış politika rezalet durumda…Eğitim sistemi deseniz rezalet,tarım ve hayvancılık deseniz ölmüş…
Tüm bu şartlarda sallanan bir iktidar var ama yok olan tek şey “Etkili muhalefet”
***
Evet tüm şartların ülkede muhalefet lehine bu kadar olgunlaştığı bir dönemde ülkedeki muhalefet partileri hiçbir sert muhalif tavır sergilemiyor.Erken seçimi ağızlarına bile almıyor,AKP’nin üzerine gitmiyor.
Muhalefetin tek planı “EYLEMSİZLİK”…Nedir o plan? “Biz bir şey yapıp kendimizi yıpratmayalım,polemiklere girmeyelim,AKP zaten kendi kendisine bitiyor”
İşin daha da vahim olan yanı AKP’nin bu kadar kötü bir dönem geçirdiği şu günlerde dahi ana muhalefet kendisini ne bir erken seçime,ne de erken seçimi kazanacak olsa bundan sonra ülkeyi yönetmeye yeterli görüyor.
Son olarak basına kapalı Taksim Toplantıları’nda Canan Kaftancıoğlu’nun erken seçime de,ülkeyi yönetmeye de partiyi yönetmeye hazır olmadıklarını söylediğini bu toplantının bir başka katılımcısı olan Emin Şirin açıklamış ve Kaftancıoğlu’ndan bir düzeltme,tekszip yahut yalanlama gelmemişti.
***
Muhalefet bu kafa ile giderse AKP’nin gideceği falan yok…Zira AKP şu anj bile en kötü %33-35 bandında.Sevin yahut sevmeyin Eredoğan sahaya indiği an buna bir %6-8 daha ekleyin.
Öte yandan AKP algıyı yönetmeyi gerçekten çok iyi biliyor.Bu da bir diğer avantajları.,
Muhalefetin bu “EYLEMSİZLİK PLANI”, AKP’nin kendi kendisine nasıl olsa gidecek olduğu fantazisi aslında ülkeyi tehlikeye atıyor. Zira bu ülke bir 5 yıl daha AKP iktidarını toplumsal olarak kaldıramaz ciddi toplumsal patlamalar her an bu ülkede beklenir hale gelir…
Peki bunu Corona’da çözüm önerisi olarak kahvehanelerde her yeni oyunda yeni deste açmayı getiren birileri görebiliyor mu dersiniz?
Yoksa soruyu şöyle mi sormak lazım: O birileri bunu görse de AKP gitmesin diye görmeyip duymayıp muhalefeti terbiye etmesi ve dizginlemesi görevi ve şartı ile mi oraya getirildi?
Karar size kalmış…