TBMM eski Başkanı Hüsamettin Cindoruk’un başkanlığını yaptığı Milli Merkez Hareketi’nin Ankara Temsilcisi ve Sözcüsü, DYP ve DP eski Genel Başkan Yardımcısı, Ekonomiden Sorumlu eski Devlet Bakanı Ufuk Söylemez, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik halktan ve partiden gelen “değişim” çağrılarıyla ilgili Odatv'ye konuştu.
Söylemez, şunları vurguladı:
'28 Mayıs seçimlerinin sonucunda ortaya çıkan manzara toplumda büyük bir hayal kırıklığı ve moral bozukluğu yarattı maalesef. Yirmi beş milyona yakın oy esasında laik, demokratik hukuk devleti ve parlamenter rejimine dönmek amacıyla verildi.
Yani bu oyları biz Kemal Kılıçdaroğlu'nun şahsına değil, rejimin demokrasiye dönmesi adına oy kullandık.
Sayın Cindoruk’un kararı ve tavsiyesiyle seçimlerden yaklaşık iki sene önce Cumhuriyetin kurucu partisi olması nedeniyle, CHP'nin göstereceği adaya destek vereceğimizi açıklamıştık. Daha sonra Millet İttifakı kuruldu. Biz buna rağmen tavrımızı değiştirmedik ve Kemal Kılıçdaroğlu'na oy vereceğimizi açıkladık. Ama Millet İttifakı'nın herhangi bir partisine oy verme taahhüdünde de bulunmadık hiçbir zaman.
Çünkü Millet İttifakı'nı oluşturulan partilerin birçoğuyla demokrasi ve Cumhuriyet değerleri anlamında ciddi farklılıklarımız ve ayrılıklarımız vardı maalesef. Biz Sayın Cindoruk’la birlikte merkez sağın dağınık, cumhuriyete ve demokrasiye bağlı kesimlerinin bir araya getirilmesi konusunda çaba sarf ettik.
Bu konuda sayın Kılıçdaroğlu'yla hem sayın Cindoruk’la hem de bizzat son iki üç sene içinde beş altı kez görüşme yaptık. Her defasında merkez sağın ana gövdesinin yani Cumhuriyetçi Demokrat gövdesinin Millet İttifakı'nın kapsama alanı dışında kaldığını ve o nedenle Kılıçdaroğlu'nun bir Türkiye İttifakına bunu dönüştürmek için çaba sarf etmesini bu dağınık gruplarının bir araya getirilmesi konusunda yardımcı olmasını tavsiye ettik kendisine.
Kendisi her defasında bizi sabır ve nezaketle dinledi ama bu konuda ısrarla hiçbir adım atmadı maalesef. Biz buna rağmen sözümüzü tuttuk. Ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinde rejime, demokrasiye sahip çıkmak adına oy verdik.
“KILIÇDAROĞLU VAZOYU ÇATLATTI”
Ancak sayın Kılıçdaroğlu vazoyu çatlattı ve hepimizi yanılttı.
Demokrat dede adıyla bir propaganda yapılıyordu. Biz kendisini gerçekten demokrat zannediyorduk. Ama dünyanın hiçbir demokrasisinde görülmedik bir şekilde bu ağır seçim yenilgisine ve AKP’ye ülkeyi beş yıl daha teslim etmesine rağmen tırnak içinde söylüyorum, “Dünyanın sonu değil. Ne olacak” diyecek kadar da umarsızca konuşmalar yaptı.
“Ben gemiyi limana götüreceğim” diyor. Liman çoktan kaçırıldı. Şu anda gemisini açık denizlerde pusulasız bırakmış halde.
Böyle ısrar ederse, kaotik bir durumun çıkacağından endişe ediyoruz.
Çünkü CHP ülkenin kurucu partisi ve ana muhalefet olarak tüm muhalefet için de bir pusula niteliğinde ve CHP'deki gerçek bir değişim, Kuvayi Milliye ruhuna uygun Cumhuriyetçi Demokrat bir değişimin tüm muhalefete de tekrar moral verip toparlanmasına katkı vereceğini düşünüyoruz.
“İSTEMEM YAN CEBİME KOY TAVRINI ETİK GÖRMÜYORUZ”
Kılıçdaroğlu'nun ben aday olmam ama aday gösterirlerse ne yapabilirim istemem yan cebime koy gibi tavrını siyasi etik olarak uygun görmüyoruz.
Muhalefetteki bir değişimin bizleri olumlu yönde etkileyeceğini o nedenle yakından izlememiz gerektiği konusunda hemfikiriz. Bizler Doğru Yolcu demokratlarız. Yani DYP'nin demokrasiye, cumhuriyete, ulusal birliğe inanmış, milli duruşlu, demokrat kesimlerinin temsilcisiyiz. Rahmetli Demirel'in dava arkadaşı ve Doğru Yol Hareketi’nin siyasi fiili mirasçısı olan Sayın Cindoruk başkanlığında da ayrıca bir fikir hareketiyiz.
Benim başkanı olduğum Doğru Yolcu demokratların haricinde demokrat, cumhuriyetçi, vatansever insanların olduğu birçok siyasi oluşum ve grup var. Mesela sayın Profesör Ahmet Övgün Ercan'ın başkanlığındaki Boğaziçi Aydınları adı altında çok sayıda cumhuriyetçi değerli insanlar var. Öte yandan ANAP eski Genel Başkan Yardımcısı Kahraman Camuzcu’nun başkanlığında Çağdaş Demokratlar isimli merkez sağın nitelikli, demokrat ve cumhuriyete bağlı geniş tabanlı siyasi grupta var. Bu grupların tamamının bir araya getirilmesi için biz çaba sarf ettik.
“FETÖ’YLE, YETMEZ AMA EVETÇİLERLE HAREKET ETMEYİ UYGUN GÖRDÜ”
Ama Kılıçdaroğlu bizim dışımızda FETÖ ve HDP bağlantılı isimlerle, yetmez ama evetçilerle, FETÖ iltisaklı birtakım danışmanlarla hareket etmeyi uygun gördü. Şu anda başdanışmanı olan Rasim Bölücek, FETÖ'yle bağlantısı nedeniyle hapiste olan Enver Altaylı’nın çok yakın arkadaşı. Bin beş yüze yakın telefon görüşmesi olan kendisi itiraf etti. Eski ülkücü kökenli olan bu adam tıp doktoru… Herhangi bir siyasi yönetim deneyimi yok. Herhangi bir devlet tecrübesi yok ama CHP'yi ne hikmetse yıllardır perde arkasından yönlendiriyor.
Sayın Kılıçdaroğlu zaten öyle çelişkiler içindeki kendi tarifine göre hem solcu hem NATO’cu. Böyle bir şeyi ilk defa duyuyoruz.
“KÖKLERİNDEN KOPMUŞ CHP AMERİKA’NIN İŞİNE GELİR”
Arkadaşlarımızla Kemal Kılıçdaroğlu'na yönelik bırakma çağrılarına kulak tıkamamasını tavsiye ediyoruz.
Şu anda CHP'nin Atatürkçü Cumhuriyetçi isimler yerine FETÖ ve HDP muhipleriyle, İkinci Cumhuriyetçilerle, On Aralık hareketiyle beraber olması, Kuvay-i Milliye köklerinden kopmuş bir CHP sadece Amerika’nın işine gelir.
İttifaksız, iş birliksiz bu sistemde başarının olmayacağını gördüğümüz için CHP seçmeniyle gönül birliği içinde, Doğru Yolcular olarak iş birliği ve güç birliği yapmaya hazırız.
“KILIÇDAROĞLU GENEL BAŞKAN OLDUĞU SÜRECE..”
Ancak Kılıçdaroğlu genel başkan olarak kaldığı sürece bu iş birliğinin olması çok zordur. Endişe ediyoruz. O nedenle bu açıklamayı yapmak zorundayız.
Kılıçdaroğlu'nu sağa açılmakla suçlayan bazı solcular var. Bakın merkez sağın Demokrat ve Atatürkçü unsurlarıyla iş birliği yapmayı Kılıçdaroğlu reddetti. Tam tersine sağın en gerici unsurlarıyla, FETÖ muhipleriyle, HDP muhipleriyle iş birliği yapmaktan çekinmedi.
CHP'nin bu kaotik hali ancak Amerika'nın işine yarar. Amerika, Kuvay-i Milliye'ye bağlı, Cumhuriyetçi, Demokrat bir ana muhalefet asla istemez.
Türkiye'de bağımsızlıktan yana, cumhuriyetten yana, demokrasiden yana dünyayla barışık ve üretim ekonomisinden yana bir muhalefete ekmek kadar su kadar ihtiyacımız var. O bakımdan bunları kamuoyuyla paylaşmak istiyoruz. CHP'deki gelişmeleri tabii ki yakından izleyeceğiz. Ama biz merkez sağın en köklü, en geniş tabanlı unsuru olarak Kılıçdaroğlu’yla yapılacak bir ittifakla artık başarılı olunamayacağını ve buna yeşil ışık yakmayacağımızı söylüyoruz.
Ben inanıyorum ki CHP kendi içinde bu sorunu aşacak. Kemal Kılıçdaroğlu ve On Aralıkçı ekibini demokratik yollarla tasfiye edecektir. Bu Türkiye'nin de önünü mutlaka açacaktır.
Siyasetcafe.com