Meral Akşener parti mi, turşu mu kuruyor?

Prof. Dr. Yahya Sezai TEZEL

Çocukluğumuzda büyükler sorardı, büyüyünce ne olacağımızı. Belirli bir sınıfsal/kültürel aile tipinde, özellikle erkek çocuklar arasında "vali olacağım", "paşa olacağım", "büyük adam olacağım" diyen çok olurdu. Doktor olacağım da popüler bir cevaptı. Unutmayın 1941 doğumluyum. 1947-1952 arasındaki ilkokul dönemimin ilk üç yılı tek parti ve Milli Şef döneminde geçti. Türkiye'nin büyük adamı "İsmet İnönü" idi.

Ben hiç büyük adam olmayı kafama koymadım. Ama Mülkiye özellikle ailesinde siyasetçiler olan bazı arkadaşlarımız arasında "büyük adam olma" iddiasını açık açık ifade edenler vardı. Mesela Mesut Yılmaz, Amcası Yusuf İzzet Akçal ve onun oğlu yani Mesut kardeşin yeğeni Erol Yılmaz Akçal bakanlık yapmışlardı. Mesut Yılmaz da "benim neyim eksik, onlar bakan olurlarsa ben de başbakan olurum" dedi. Ve oldu.

Hiç unutmadığım bir büyük adam olma iddiası anım vardır. Gündüz Ökçün, CHP'nin 1976 yeni program hazırlığı sırasında Bilsay Kuruç, Ahmet Taner Kışlalı gibi Bülent+Rahşan Ecevit'e 40 yıllık iktidarı vaat eden sola açık SBF li akademisyenler arasındaydı. SBF dekanıydı. Devletler Hukuku profesörüydü. Ben de o takımdan olmasam da arkadaş ilişkileri içinde sık sık beraber oluyordum bu arkadaşlarla. Bir gece Gündüz Ökçün'ün evinde bir yemekte idik. Nisa da vardı. Konu gelmekte olan iktidar hayali etrafında dönüyordu. Gündüz Ökçün'ün karısı, kocasına dönüp, "sen neden başbakan olmayasın ki, Bülent bey lise mezunu, sen koskoca profesörsün" dedi. Küçük dilimi yuttum. Konu irdelenmedi. Gündüz Abi başbakan olamazdı. Bülent Ecevit varken. Ama dış işleri bakanı oldu.

Aklıma gelen bir anektod daha var Meral Hanım meselesine geçmeden önce. Babam bana bir hikaye anlattıydı bir kaç kere tekrarlayarak. Adamın tekinin bir oğlu varmış ve baba oğlunun gidişatından memnun değilmiş. Oğluna sık sık "bak evladım bu gidişle sen adam olamayacaksın" dermiş. Çocuk okumuş, Harbiye'yi bitirmiş. Paşa olmuş. Babasının yaşadığı şehirdeki garnizonun komutanı olarak tayin edilmiş. İlk işi babasını makamına çağırmış. Baba içeri girdiğinde masasının başında makam koltuğundan kalkmadan selam verdikten sonra "baba sen bana adam olamayacaksın derdin, şimdi bak Paşa oldum" demiş. Ayakta beklemekte olan adam "oğlum" demiş, "ben sana Paşa olamazsın demedim, adam olamazsın dedim. Maalesef sen Paşa olmuşsun ama adam olamamışsın". Ve sırtını dönüp odadan çıkmış gitmiş.

Şimdi önümüzde "Cumhurbaşkanı olmak istiyorum" diyen biri var. Onu Cumhurbaşkanı yapmak isteyen bir sosyolojik hareket var mı? Yok. Onun bu isteğinin gerçekleştirmek için onun kurdu Meral Akşener Partisi'ne kurucu olarak katılmış 200 küsur insan var. Meral hanımın bu iddiasını destekleyecek bu 200 küsur kurucu toplumda sınıfsal, ideolojik, kurumsal temsilcilik olarak "coherence" yani insicamı olan bir kadro mu? Asla. Çoğu birbirini tanımıyor. Çoğunu da biz tanımıyoruz.

Meral Hanım iyi bir ev kadını. Akademisyen olarak müktesabatını değerlendirecek bir bilgi setin yok. Ama eğer Meral Hanım bir fikri, siyasi, programı uygulamak istediği için yetki isteyen bir siyasetçi ise ben bileklerimi keserim. Meral Hanım hukuk devletlerinde bağımsız yargının denetiminde çoğulcu demokrasi oyunu anlamında siyasetin s sini içselleştirememiş, içselleştirmemiş bir "ihtiraslı" hanım efendi. Webergil anlamda karizması yok. Webergil anlamda karizma sıradan insanların yapamadığı iyi ve/veya toplumsal yararı büyük bir işi gerçekleştirdiği için kişinin kazandığı algılanma statüsüdür. Meral hanımın cazibesi var. Erkek kadın denen bir kadın efe havası var. Ama henüz başardığı adeta mucizevi bir başarı söz konusu olmadığı için asla Webergil anlamda karizması yok.

Çok değer verdiğim bir eski öğrencim ve arkadaşımın bu yeni parti çalışmaları içinde olduğunu biliyor ve uzaktan izliyordum. Herkes gibi ben de Recep Tayyip Erdoğan'a biat edenler partisinin ülkemin üstüne kabus gibi çökmesinden çok ama çok rahatsız olduğum için, bazı eski MHP'li siyasetçilerin kuracakları partinin bize bir umut rüzgarı getirmesini temenni ediyordum. Ama Meral hanımın özellikle Twitter'daki ideolojik olarak yedi kocalı Hürmüz stratejisi benim beklentimi giderek eritiyordu. Ama Partinin kurulmasını bekledim. Değerlendirmeme nokta olmasa da noktalı virgül koymak için.

Meral Hanım Meral Akşener Partisi'ni kurmuştur. AKP'ye niye esasta itiraz ediyoruz. Tek kişinin belirlediği kadrolar ve kararlarla var olduğu için. Meral Hanımın kurduğu partiyi kurma tarzının Erdoğan'ın AKP'yi Recep Tayyip Erdoğan partisine dönüştürmesinden zerre kadar farkı yoktur.

Türkiye'de yeni bir siyasi partinin sağlıklı bir rüzgar estirebilmesi için önce siyasetinin temel kuralları ve hedeflerinin açıklanmış olması ve bu kurallar ve hedeflerin "doğru" olması gerekir.

Bir siyasi partiye parti denebilmesi için olmazsa olmaz birinci kural, kararların tartışılarak alınması, farklı görüşler arasında uzlaşma konturlarını yansıtması gerekir. Meral Hanım bunu yapmamıştır. Kendisinin bir siyasi rüzgar yakaladığı, bunun kişisel olarak onun karizmasından kaynaklandığını iddia ederek insanlara kendi kararlarını emri vaki ile bastıran bir şark kurnazı yolu izlemiştir.

Meral hanımın toparladığı 200 küsür kişinin çok büyük bir bölümünün birbirini tanımayan insanlar olması bir rezalettir. Bunlar Meral Hanımın ya Ayfer Yılmaz gibi kendisinin tanıdığı ya da destek almak istediği çevrelerin desteğini alabilmek için onların kurucu olarak devreye soktuğu kişilerdir.

Bu 200 kişiyi bir araya getiren felsefi, siyasi, icra edilecek program ilkeleri nelerdir? Size temin ederim Meral Hanım dahil bunun cevabını kimse bilmiyor. Bu 200 küsür insanı bir araya getiren temel ortak özellik Meral Akşener'in partisine, o yat derse yatmak o kalk derse kalkmak üzere biat etmiş olmalarıdır. Bu 210 kişinin önemli bir kısmı Meral Hanımın bazı çevrelerden destek almak için listeye o çevreler tarafından Meral Hanımı kontrol etmek için yerleştirilmiştir.

Arkadaşlar, Meral Hanım'a başarılar dilerim. Ama asla ve asla Meral Akşener'in partisinin Türkiye'yi Erdoğan Partisinden kurtaracak bir hareket gibi görme hatasına düşmememiz lazım.

Önümüzdeki günlerde başında Kılıçdaroğlu gibi başarısız bir başkanın olmasına rağmen enerjimizi, her imkanımızı Cumhuriyet Halk Partisi'ne odaklamamız gerekmektedir.

Meral Hanım iyi bir ev kadını mıdır bilemem. Ama gerçekliği değerlendirme gücü ve siyasetteki altıncı hissi açısından çok beceriksiz zayıf bir insan.

Bekleyelim görelim. Ama ülkenin üstüne çöken bir kişiye biat edip ona kul olarak bağlanmayı marifet saymaya karşı isek ve ırkçı çağrışımları olan etnik milliyetçilik ve dini milliyetçilik gelenekleri üstünde yaşamıyorsak bu okus pokus oyununa gelmememiz gerekiyor.

Saygılarımla arz ederim.

 

Prof. Dr. Yahya Sezai TEZEL

siyasetcafe.com

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.