Lozan ve MUSUL!
“Lozan hezimet midir, zafer midir?” tartışmaları tam bir kahve edebiyatı, sazan politikasıdır.
Zira bu tür sorular “evet-hayır” ikilisinden çok uzak gerçeklerdir.
Hadi gelin “hezimet” diyelim…
Sormazlar mı Sevr`i imzalamış bir devletten ortaya ne kalmıştı ki, yenilgi sonucu ortaya çıkan yeni bir devleti başarısızlık kabul ediyorsunuz?
Hadi gelin “zafer” diyelim…
Sormazlar mı 3 kıtaya hükmetmiş, başka devletlerin krallarını kendine memur etmiş bir ecdattan kala kala bu kadar mı vatan toprağı kalmalıydı?
Her iki soruda haklı, her iki cevapta.
Demek ki Lozan, mutlaka okunması, dersler çıkarılması gereken muazzam bir tarih dosyasıdır.
Lozan`a hezimet diye bakanların bir bölümüm benim gibi ecdadının gücünü bilenler ve o tarihin geri gelmesini isteyenlerdir.
Diğer bir bölümü ise, Osmanlı parçalanırken mandacılığa razı olup, kurtuluş mücadelesine inanmadıkları halde savaş başarı ile sonuçlanınca niye başarıyı gölgelemek isteyenlerdir. Bunlar samimi değillerdir.
Lozan`a zafer diye bakanları ise kısaca ecdadının tarihini bilmeyenler ve günü 1923`te devletimizin yoktan var edildiğini sananlardır. Bunlar kör cahil, tarih bilmeyenlerdir.
Dolayısı ile, Lozan hakkında değerlendirme yapabilmek için en azından Birinci Dünya Savaşı tarihini, 1919 Paris Konferansı ve Sevr Antlaşmasını, Milli Mücadele’yi okumuş olmak gerekir.
Lozan’da “Suriye, Mısır, Irak, Filistin, Kudüs, Yemen, Cezayir, Libya, 12 Adalar ve Balkanları verip geldiğimizi” söylemek, ancak özel eğitimle sağlanabilecek bir bilgisizliktir.
Bunların bir kısmı 2.Abdülhamid zamanında; bir kısmı İttihatçılar zamanında kaybedilmişti.
“Lozan’a giderken”, İstanbul bile işgal altındaydı, Lozan’da kurtarıldı İstanbul.
Sonuç:
Lozan’da ana hatlarıyla milli hedeflerimize ulaşmışızdır.
Lozan Antlaşması sadece sınırları belirleyen sıradan bir barış antlaşması değildir. Bu çetin müzakereler sırasında kapitülasyonlar, azınlıkların statüsü, dış borçlar ve laiklik gibi konular da çok tartışılmış ve sonuca bağlanmıştır.
Dikkat edin 1. Dünya savaşı sonunda bütün anlaşmalar ortadan kalkmıştır ama Lozan halen geçerliliğini korumaktadır
Bu iki bu açıdan da bakıldığında, Lozan başarılıdır.
Ama Lozan`ı bugünkü tarihimiz ve hayallerimiz içerisin de değerlendirirsek elbette o başarıdan daha ötesine gitme hayalimiz Lozan`a hezimet demektedir.
Dolayısı ile yeniden Sevr yaşamamak için yeni defimiz Lozan`da hezimet dediğimiz şeyleri düzeltme zamanı gelmiştir.
Öyle ise hazır Şeyh Sait torunları hain isyanlarını kabartmışken hedefimiz MUSUL olmalıdır.
Bir isyanla kaybettiğimiz Musul`u başka bir isyanla geri almalıyız.
Sonuç:
Başta pkk ve tüm bölgesel terör örgütlerinin bitmesi için Musul`un misak-ı milli sınırlarımıza dahil edilmesi şattır.