Türkiye, Birleşmiş Milletler (BM) tarafından meşru hükümet olarak kabul edilen Libya Ulusal Meşru Hükümet (UMH) tarafından davet sonucu başta askeri destek olmak üzere her türlü desteği vermektedir.
Türkiye, Irak ve Suriye’de yaşananlardan sonra Libya’nın da aynı kaderi paylaşmaması ve parçalanmaması için bölgede bulunmaktadır.
Türkiye’nin Libya ile tarihsel geçmişinden dolayı bir sorumluluğa sahiptir. Libya’nın toprak bütünlüğü Ortadoğu coğrafyasındaki diğer ülkeler kadar Türkiye içinde önemlidir.
Türkiye, Birleşmiş Milletler (BM) tarafından kabul edilen UMH’nin yanında yer almaktadır. Başta Rusya, Mısır, BAE, Fransa, Bahreyn ve Suudi Arabistan’ın desteklediği ve onların piyonu olan darbeci Hafter’e karşı Libya Hükümeti’nin yanında saf tutarak oynanan oyunları boşa çıkarmıştır.
Ülkemizin Ortadoğu’da bölgesel güç olması ve bu gücün dünyada birçok ülke tarafından kabul edilmesiyle, Türkiye’nin rolünü ve sorumluluğunu daha da arttırmaktadır.
Türkiye’nin askeri destek verdiği Libya Ulusal Hükümeti, darbeci Hafter’e karşı üst üste başarılar sağlamıştır.
Zor durumda kalan Hafter, kendisini sahaya sürenlere sığınıp yalvarmalara başlamıştır. Türkiye’nin bölgede olması Rusya, Mısır, Fransa, Yunanistan, BAE, Bahreyn, Kuveyt ve Suudi Arabistan’ı ayrıca her ne kadar sesi soluğu çıkmasa da İsrail’i tedirgin etmiştir.
Özellikle Müslüman ülke diyebileceğimiz Mısır, BAE, Bahreyn, Kuveyt ve Suudi Arabistan’ın halkları her ne kadar Türkiye’ye sempati ile baksa bile başlarındaki Yahudi uşağı liderleri bu durumdan çok rahatsız olmuşlardır.
Ülkemizi hem kendi ülkelerinde hem uluslararası alanda karalama faaliyetlerine başlamışlardır.
Türkiye Cumhuriyeti Devlet Başkanımız Recep Tayyip Erdoğan, kameralar karşısında Ağustos ayının önemini işaret eden bir konuşma yapmış, tarihte önemli zaferlerin kazanıldığı Malazgirt, Çaldıran, Mohaç ve Büyük Taarruz gibi başarılarının yanında yeni başarıların olacağını, yeni zaferlerin kazanılacağını belirtmiştir.
Bu sadece ülkemize değil dünya’ya verilen bir mesajdır. Özellikle son günlerde Mısır, BAE ve Rusya ile olan gerginlik daha da artmış ve görünen o ki bu kriz Ağustos ayında tavan yapacak gibi gözükmektedir.
Libya Hükümeti’nin SİRTE ve CUFRA’ya yönelik askeri hazırlık yapması ve ülkemizin de bu operasyona destek vereceğini açıklaması özellikle Mısır ve Rusya’dan seslerin yüksek çıkmasını sağlamıştır.
Mısır’ın başındaki darbeci Sisi’nin bu noktaları ‘’Kırmızı Çizgimiz’’ diye açıklama yapması gelişebilecek olayların öncesinden tahmin edilmesine imkan sağlamaktadır. Libya’nın bu bölgelere yapacağı operasyon, Türkiye ile Mısır’ı karşı karşıya getirecektir.
İlk başta her iki tarafta siyasi yaptırımlar yapacağını düşünüyorum. Sıcak çatışmanın olmayacağını fakat o seviyeye geleceğini tahmin ediyorum.
Mısır’ın bu çıkışına Rusya, BAE, Fransa ve Yunanistan’ın büyük destek vereceklerdir. Rusya ve Fransa’nın Türkiye’yi direk karşısına alamayacağını, yaptırımların olmayacağını sadece siyasi olarak uluslararası alanda ülkemize baskı yapacaklarını düşünmekteyim.
BAE ve Yunanistan ise sadece havlamakla kalır. Mısır’a destek veren bu ülkeler Türkiye’ye karşı daha agresif tavır içinde olması için Mısır’ı sıkıştıracaklardır. Mısır ile Türkiye sıcak çatışma noktasına gelirse Mısır halkı bir ayaklanma başlatıp, darbe ile gelen Sisi’yi halkın darbesi ile sonunu getireceğini söyleyebiliriz.
Gelelim Mısır ve Rusya’nın çok önem verdiği ‘’SİRTE’’ ve ‘’CUFRA’’nın ne gibi stratejik önemi vardır.
CUFRA, Libya’da darbeci Hafter’in elinde bulunan aynı zamanda askeri bir üsse sahip olan bir yerdir. ABD Afrika Kuvvetler Komutanlığı’nın (AFRİCOM) verilerine göre bu üste Rus yapımı Pantsir hava savunma sistemleri, Rus yapımı 14 adet MİG-29 savaş uçağı, Sukho-i 24 bombardıman uçakları ve Rus Paralı Asker Şirketi Wagner’a ait askerlerin bulunduğu bir yerdir. Ayrıca Libya petrolünün %80’nin çıkarıldığı petrol yataklarının kontrolü için stratejik bir konumu vardır.
SİRTE, bir liman şehridir. Rusya’nın burada deniz üssü kurma niyeti vardır. Sirte ve Cufra aynı güzergah üzerinde olmasından dolayı ve Rusya’nın petrolleri kontrol etmek istemesinden, bu iki nokta Rusya için Stratejik bir öneme sahiptir.
Sirte ve Cufra’nın kontrol altına alınması Rusya’nın bölgedeki gücünü kıracaktır. Rusya bu sebeple askeri ve lojistik destek sağlamakta, Türkiye’ye karşı Mısır’ı öne sürmektedir.
Sirte ve Cufra’nın kontrolü demek Libya’nın kontrolü demektir. Darbeci Hafter’in finans kaynağına ve askeri üssüne vurulacak büyük bir darbe demektir.
Rusya ülkemizin dikkatini bu bölgeden çekmek adına Ermenistan’ı öne sürmüştür. Azerbaycan’da olaylar şimdilik sakinliğini korurken Libya’da yapılacak operasyon ile birlikte, Rusya tekrardan Ermenistan kartını sahaya sürecektir.
Dört bir yanımız ateş çemberindeyken ülkemiz hem siyasi hem askeri olarak soğukkanlı davranarak, sağlam adımlar atmaktadır. Karabağ ve Libya’daki zaferler tarihimize yazılacak yeni zaferlerdir. Başkan’ın dediği gibi Ağustos ayı ZAFER AYLARI’dır. Yolun açık olsun TÜRKİYE’m.