Ancak oturumda, daha önce hukuk komitesi tarafından önerilen seçimler için ‘anayasal temel’ konusunda herhangi bir somut karara ulaşılamadı.
Ayrıca anayasa ve bir sonraki cumhurbaşkanı seçme mekanizması konunda da yeni anlaşmazlıklar ortaya çıktı. Bu durum, Birleşmiş Milletler Libya Özel Temsilcisi Jan Kubis’i geçen perşembe günü “Libya’da son on yılda biriken tüm sorunlara çözüm bulmaya çalışılıyormuş gibi davranıldı” açıklamasını yapmaya itti.
Forumda konuşan bazı yetkililerin, anayasa taslağıyla ilgili referandum ve ülkenin bir sonraki cumhurbaşkanının nasıl seçileceğine ilişkin önceki tutumların ‘tam tersi’ bir duruş vardı. Diyalog Forumu üyesi Abdurrahman es-Suveyhili durumla ilgili olarak şunları söyledi:
“Seçimlerin düzenlenmesiyle ilgili tavırlarını tamamen değiştiren siyasi kişiler var. Bu isimler, forumun Tunus ve Cenevre’deki önceki toplantılarında, seçimlerin yapılmasını kesin bir şekilde destekliyorlardı.”
Tunus’taki diyalog forumunda mutabık kalındığı üzere, anayasa projesine dair halk referandumu yapılmadan cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerinin gelecek aralık ayının on dördünde birlikte yapılması bekleniyor. Ancak kararlaştırılan tarihten önce cumhurbaşkanını seçme mekanizması üzerinde anlaşmaya varılmazsa yeni Temsilciler Meclisi ve mevcut yürütme organının en geç Haziran 2022’ye kadar yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimlerine hazırlanması şartıyla, şu an belirtilen tarihte parlamento seçimlerini düzenleme olasılığını gündeme getirenler var.
Ayrıca hem anayasa hem de parlamento için çifte seçim yapılmasını savunanlar da var. Bu kesimler parlamentonun, anayasa referandumunun sonuçlarına uygun olarak cumhurbaşkanlığı seçimlerine hazırlanmakla görevlendirildiği görüşündeler.
Şarkul Avsat'tan Cemal Cevher'in Kahire'den bildirdiğine göre Foruma katılanlardan bazıları, yol haritasını ters yüz etmeye yönelik girişimlerin var olduğu yönündeki açıklamalarla ilgili ikiye bölündü. Bu bağlamda bazı kesimler, anayasa taslağına ilişkin referandumdan bahsetmenin ‘engelleme girişimi’ olduğunu savunurken bazıları ise anayasa olmadan cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yapılmasının ‘bölünmeye yol açacağı ve Libya krizini derinleştireceği’ görüşünde. Eski Devlet Yüksek Konseyi Başkanı Suveyhili ise siyasi sürecin ‘engelleyicileri’ tanımlamalarına karşı uluslararası yaptırımları hatırlatmaya karşı çıkarak ikinci gruba katıldı.
Abdurrahman es-Suveyhili açıklamasının devamında “Cumhurbaşkanının doğrudan halk tarafından seçilmesinin Libya için bir tehlike ve Şubat Devrimi için bir tehdit oluşturduğunda ısrar edenler var” dedi. Siyasi Diyalog Forumu üyesi İbrahim Sahad da cumhurbaşkanının doğrudan seçilmesine ilişkin endişeleri olduğunu belirterek ülkenin eski lideri Muammer Kaddafi dönemine atıfla “Libya eski haline dönüyor” değerlendirmesinde bulundu.
Libya Ulusal Halk Hareketi Yürütme Komitesi Genel Sekreteri Mustafa ez-Zaidi, Kaddafi dönemine atıfta bulunulmasının ve cumhurbaşkanının halktan seçilmesinin ‘yeni bir diktatör’ getireceğini söylentisini ise kınadı. Kaddafi’nin devrilmesinde bu yana Libya’daki çalışmaları üstlenen yetkililerin çoğunun uluslararası isimler arasından geldiği gerçeğine dikkat çeken Zaidi, eski tarihli bir açıklamasında da “Ulusal seçimler, bu duruma dikkat etmeli. Durumu olduğu gibi tutma girişimlerine karşı çabalarımızı ve programlarımızı birleştirmeliyiz” ifadesini kullanmıştı.
Siyasetcafe.com