Niyet kötü olunca adamın nutku tutuluyor, ufku kapanıyor, feraseti yok oluyor ve hiçbir değer tanımadan, saygı göstermeden herkesin inancını yanlış değerlendiriyor ve hor görüyor. Bir psikoloji hocası; "Müslümanların cehaleti iman edindikleri ve onların iman etmeleri aklı ve temel bilimleri akletmemeye götürüyor." diyor.
O kadar ağır ithamlarda bulunuyor ki bizim temel bilimlerden haberimizin olmadığını ve hatta müslümanların cehaleti iman haline getirdiklerini vurguluyor. Kur'an onlarca ayette; "Aklınızı kullanın!" diyor. Başka bir ayette de; "Biz kainatı önce bir kozmik yumurta haline getirdik, bütün kütleyi sıkışarak bir noktada topladık, sonra da büyük patlamayla savruldu ve birbirinden uzaklaştı." diyor.
Dinimiz, "Bilenle bilmeyen bir olur mu?" der. Bir söz vardır; "Niyet kötü olunca akibet kötü olur", kötü niyetli olmak etrafa zehir saçmak gibidir. Daha önce de milletimize kötü örnek olduğunu söylediğim için benim hakkımda kişisel haklarına saldırdığımı söyleyerek, savcılığa şikayette bulunan bu profesör; yanlış bilgiler yaymaya devam ediyor. "Bir müslümana fotosentez olayını sorarsan cevap olarak 'Allah ol' dedi oldu, bu gökteki gezegenler nasıl dönüyor diye sorarsan 'öyle emredildi' derler" diyor. Kısaca; "kainattaki bütün olayları müslümanlar temel bilimleri işin içine katmadan böyle açıklarlar." diyor. Bu zatı muhterem Hacettepe fizik bölümüne bir kaç yıl gelip-gittikten sonra temel bilimlerin en önemlisi olan fiziği anlayamamış ve terk etmiştir. Fiziği anlamadığı gibi, temel bilimlere büyük katkısı olan müslüman bilim adamlarından da haberi yoktur. Bütün konuşmaları sakat, sığ ve yüzeyseldir. Bu zavallı Fârabi, İbn Sina, İbn Rüşt, İbnul haysem, Burunî'yi anlamamış ve bilime büyük katkıda bulunan onlarca bilim insanından da haberi yoktur. Olayın acı tarafı eğitim hizmeti vermesi ve bu ifade diliyle öğrencilere vereceği fayda ve zararın tartışmaya açık olmasıdır.
Kainatın nasıl var olduğu, madde ve anti madde, büyük patlama, ışığın evrende hangi reaksiyon süreçlerini meydana getirdiği, hidrojen, döteryum, trityum, helyum, azot ... yüzlerce atomun ve milyonlarca molekülün nasıl oluştuğunu bugün güçlü nükleer kuvvetlerin, elektromanyetik kuvvetlerin, zayıf nükleer kuvetlerin ve kütle çekim kuvetinin kainatın yaratılışıyla nasıl görev bölüşümü yaptığını inceleyen ve bu konular üzerine 50 yılını veren biri olarak, temel bilimleri anlayamadığı için üzerine düşmeyen ve boyunu aşan konularda bu topluma hakaret içeren cümleleri rastgele her ortamda sarf etmesini kınıyorum. Bu duygularının hangi kaynaklardan güç aldığını ve alkışlandığını biliyor ve ancak özel hayatına karışmamak adına konuşmuyorum.