‘ Farkındalık alanımızda olduğu sürece tehdit kaygı yaratır’.
Hayatları tehdit eden bir potansiyel tehlike var. Bunun bizde oluşturmuş olduğu belirsizlikle mücadele etmek durumundayız. Ve süreç içerisinde çok zorlandığımızı görebiliyorum. Öncelikle belirsizlik bizde neden kaygı ve korku oluşturdu öncelikle ona değinmek istiyorum.
Belirsizlik; tehdidin nereden nasıl geleceğini, bunun nasıl sonuçları olacak belirsiz bir hali beraberinde getiriyor. Bana zarar gelecek mi? Sevdiklerime bir şey olacak mı? Düşüncesi içerisinde korku ve kaygı ortaya çıkıyor. Kaygı belirsizlik zamanında ortaya çıktığını ve bu hissetmiş olduğumuz kaygının çok doğal olduğunu belirtmek isterim.
Fakat önemli olan ayrıntı şu ki; bizim optimal düzeyde oluşan kaygı dediğimiz yani yerinde ve zamanında kırılma durumu bizi hayatta tutan kaygıdır. Optimal düzeyde kaygı hissetmek bizi hayatta kalmaya iter. Ve optimal kaygı daha işlevsel olmamızı sağlar. Bu süreçte çok kaygılı olmak işlevsel olmayan düşünce ve hareketlere neden olabilir. Kaygıyı azaltmak için neler yapılabilir peki? Öncelikle kaygının getirmiş olduğunu stresle de baş ediyoruz. Bu süreçte kaygıyı yükseltmek yerine azaltmak için;
Sakinleşmek: Bu duygu ile baş edemediğiniz noktada biraz sakinleşmek ve hemen bu noktada sizi ne sakinleştirir? Bu soruyu sorun kendinize. Bunu düşünmek odak noktamızı oradan nasıl uzaklaştırabilir. Sakinleşmek için derin bir nefes mi? Belki meditasyon? Belki ortamdan uzaklaşmak? Hangisi sizi sakinleştirirdi bunun listesini hazırlamakta fayda var.
Adım atmak: Yanlış anlaşılmasın dışarı çıkma anlamında ifade etmiyorum. Adım atmak yani şu; herkes farkında ki rutinlerimiz, alışkanlıklarımız bizim için çok kıymetli. Ama bu koşullarda rutinlerimiz fazlasıyla değişti. Gerek ev içi gerek ev dışı markete giderken bile kıyafetimiz dahi değişti. Peki, bu madde de şu sormak; bu koşullarda nasıl rutin oluşturabilirim. Neler yapabilirsiniz? Günü planlamak mesela bu sürecin değiştiğine şahitlik ederken bizdeki değişiminde gözlemlenmesi kıymetli olacaktır.
Gözlem yapmak derken şuna değinmek isterim; üzüntü, korku, öfke, kaygı bunlar bizim çokta hoşlandığımız, çokta sevdiğimiz duygular değil. Deneyimlemekten hoşnut olmadığımız duygular. Fakat bu duygulara alan açmak çok önemli ötelemektense duygularımıza alan açmak anlamak yani kabullenmek bu süreçte bize çok yardımcı olacaktır.
Son olarak neler yapabiliriz buyurun birlikte bir göz atalım;
Hareketlenme, ev yaşamını nasıl canlandırabiliriz?
Uyku düzeni, yeme düzeni dikkat edilmesi gereken çok önemli hususlar.
Özbakım. Lütfen ihmal etmeyin! Motivasyon insanın kendinden ve kendisi için bir adım atmakla başlar.
Hobiler. Mesela eksik kaldığını düşündüğünüz neler var bir düşünün bakalım.
Günü planlama, yeri rutinler bakalım neler olacak.
Zamanı yapılandırma ve kaliteli kullanma.
Ev kültürü kimisi için tanıdık kimisi için uzak bir kavram. Peki, yeni ev kültürü oluşturmada kolay gelsin!
İletişim, fiziksel izolasyonu sağlarken sosyal izolasyonda aktif olmamız gereken bir süreç. Sosyal ilişkileri güçlendirmek için adım atın!
Son olarak iletişim demişken lütfen kendinize şunu sorun;
Kendimle ilişkim nasıl? Ben şuan nasıl hissediyorum?
Kendinize iyi bakın
Sevgiler
Merve ALKAN
Uzman Klinik Psikolog