Saçlarının renginden etkilenen bazı kalem sahiplerince, ‘yatağın üstündeki kızıl’ diye tanımlandı. Olağanüstü derecede güzel, cazip, girişken ve baştan çıkarıcıydı. Fotojenikti, tatlı dilliydi, güler yüzlüydü. Hollywood’un ünlü dişileri kadar başarılı ve korkusuzdu. Vücudunu teşhirden, karşı cinsi cazibesiyle etkilemekten kaçınmazdı. Klasik casusluğun bütün numaralarını kullan(ır)dı. Tanındıktan sonra, ABD’den faaliyet gösteren porno film şirketinden ‘seksapalitesini sinema sanayinde sergileme’ önerisi alacaktı.
Anna Chapman, ABD’den sınır dışı edilen 11 Rus casus arasındaydı. Viyana Havaalanı’nda yapılan takasla serbest kaldı. Ülkesi de Batı adına çalışan 4 kişiyi teslim etti. Soğuk Savaş sonrası en kapsamlı casus değişimiydi. Chapman, kahraman gibi karşılandı. El üstünde tutuldu. Dönemin Rusya Federasyonu Başkanı Dimitri Medvedev’den altın madalya ve liyakat sertifikası aldı. Başbakan Vladimir Putin’den duyduğu övgü dolu sözler göğsünü kabarttı.
Anna Chapman, kadınlara yönelik kreayonun tanıtım resimlerinin birinde
- Chapman Sosyal Medyada Cazibesini Sergiledi… -
Deşifre edilen pek çok meslektaşının aksine gizlenmedi. Adını değiştirmedi. Tersine açıldı saçıldı. Erotik bir dergiye elinde silah(lar) ile poz(lar) verdi. Güzelliğini ölçüsüzce sergiledi. Magazin manşetlerini süsledi. Kızıl saçları, yeşil gözleri, mütenasip vücudu ile ülkesinin namlı mankenleri arasına girdi. Büyük bir bankada yatırım danışmanlığına getirildi. Yardım kurumları için ‘hayır toplayan melek’ rolüne soyundu.
Cazibesiyle Rus oligarklarından bağışlarını artırmalarını talep etti. İnterneti ve sosyal medyayı beceriyle kullandı. Vladimir Putin’in liderliğini yaptığı ‘Birleşik Rusya Partisi’nin gençlik kollarında çalıştı. Parti hiyerarşisinde hızla yükseldi. Rus vatansever(ler) yetiştiren ‘Birleşik Rusya Genç Muhafız Kurulu’ üyeliğine atandı.
Çok izlenen Ren TV’de, haftada bir yayınlanan şov programına sahip oldu. Adı: ‘Dünyanın Sırları’ydı. Her bölümde âlemin ve evrenin gizemlerini açıklıyordu.
2010’un Aralık ayında, ‘Yılın Kadını’ seçildi. Rus televizyonlarında misafir edildi. Bir TV kanalında kendisine bir saatlik bölüm tahsis edildi. Bütün mazisi ele alındı. Stüdyodaki misafirleri arasında, lisedeki Yegor adlı sevgilisi de vardı. Getirdiği bir buket kırmızı gül ve yanağına iliştirdiği öpücükle duygulandı. İngiltere’de hayatını birleştirdiği Alex Chapman, davete icabet etmemişti. Pasaportunu taşıdığı ülkeye ilişkin hatıralarındaki adamı yanında göremedi. Evlendikten 4 yıl sonra boşanmışlardı. Aslına bakılırsa Alex Chapman, eski karısının hatırasına sadık kalmamıştı. ABD’de casusluktan tutuklandığı haberini alınca, İngiliz basınıyla temasa geçmişti. Eşinin ‘çok özel’ fotoğraflarını satmayı denemişti. Anna’nın resimleri büyük ilgi görmüştü. Yenileri istenmişti. Ama arkasını getirememişti.
Anna Chapman, katıldığı fuarda bir silahı denerken
- Hayat Hikâyesini Satıp Zenginleşmeyi Düşündü… -
Güzel ajan, hürriyetine kavuştuktan sonra ‘London Daily Mail’de dikkat çekici haber neşredildi. Anna, hayat hikâyesini yayınlama önerisi getirenler arasında rekabeti kızıştırmak, daha çok para kazanmak için Playboy’a kapak olma çabasındaydı. Böylece yaşam öyküsünün anlatıldığı kitap ve filminden beklediği(nden fazla) servete kavuşacaktı.
Anna ve Alex çifti, 2001’de hayatlarını birleştirdi. Anna, Londra’da öğrenciydi. Eşinin tanımlamasıyla, ‘tanıdığı en güzel kadın’dı. Damat, psikologdu ve staj dönemindeydi. Düğünleri Moskova’da yapıldı. Arkadaş partisinde karşılaşmışlardı. Anna çifte vatandaşlık elde etti. Eşinin ülkesine yerleşti. Lüks sayılacak hayata kavuştu. Alex, yakın dostlarına evlilik sonrasını anlatırken, ‘Çok değişti. Zengin Ruslarla arkadaşlık kurdu. Bilmediğim, yepyeni çevrelere girdi,’ diyecekti.
Alex, Anna ile 4 yıl evli kalabildi. Ayrıldıktan sonra, hayatını yitirdi. Gözlerini yumduğunda 36 yaşındaydı. Kamuoyu, vefat haberini İngiliz Daily Mail gazetesinin internet sitesinde yer alan kısa haberden öğrendi. Aile ferdinin verdiği bilgiye göre, eceliyle ölmüştü. Şüpheli durum söz konusu değildi.
Anna (Kushchyenko), 1982’de, Rusya’nın Volgograd - Eski adı Stalingrad! - şehrinde dünyaya geldi. Ailenin tek kızıydı. Babası Vasiliy Kushchyenko, Dışişleri Bakanlığı’nda yüksek memurdu. Ülkesini Kenya’da temsil etti. Annesi İrena, matematik öğretmeniydi.
Anna, Moskova’daki ‘Rusya Halkların Dostluğu Üniversitesi’nde ekonomi tahsil etti. Aynı kurumda yüksek lisansını tamamladı. İngilizce, Fransızca ve Almanca’yı ileri derecede öğrendi. Konuşurken Rus kimliğini fark etmek zordu. Babasının da referansı ile ülkesinin istihbarat örgütüne kabul edildi. Gerekli eğitimden geçirildi ve ilk yurt dışı görevi çıktı. Batı’dan bilgi aktaracaktı.
Anna Chapman'ın sosyal medyasında paylaştığı resimlerinden birisi
- Gayrimenkul Şirketini Paravan Olarak Kullandı… -
2003’de, kalıcı olarak Londra’ya yerleşti. NetJets Europe ve Barclays bankalarında çalıştı. Burada 3 yıl kaldı. Boşandıktan sonra New York’a taşındı. Muhtemeldi ki, Rusya’daki yöneticilerinin emrine uydu.
ABD Adalet Bakan Yardımcısı Michael Farbiarz’ın bir açıklamasında belirttiğine göre, ‘Chapman çok iyi eğitimliydi, Rusya’nın ‘uyuyan/uykudaki’ bazı ajan gruplarını yönetmek/yönlendirmek için New York’a gelmiş olmalıydı!’
İş hayatında hızla yükselirken dişiliğini de kullanacaktı. Parasal sıkıntısı yoktu. ABD’deki mali kayıtlara göre 2 şirket kurdu. İlki: ‘Time Venture’ydi. 2. işletmesi önemliydi. ‘Property Finder’, gayrimenkul ile ilgiliydi ve uluslar arası çalışırdı. Sermayesi 2 milyon dolardı. 50’ye yakın personeli vardı. Kendisini ‘Dijital Çağın Yatırımcısı’ şeklinde tanıttı. Sosyal medyayı başarıyla kullandı. Facebook’taki hesabında güzelliğini sergileyen - erotizm kokan! - resimleriyle reklamını yaptı. Hem güzel, hem akıllı, hem davetkâr, hem de para kazan(dır)andı. Müşterileri daha ne bekleyebilirdi ki?! Yayınladığı 90’ı aşkın fotoğrafı izleyenlerin ilgisini fazlasıyla çekiyordu.
Bazı ünlülerin, politikacıların, devlet yöneticilerinin işlerini üstlendi. ABD Dışişleri eski Bakanı Hillary Clinton’ın müttefiki, kampanyasının eski mali yöneticisi, Demokrat Parti’nin önemli bağışçısı Cynthia Murphy’nin finans şirketlerinden birinde de çalıştı. Morea Finans Hizmetleri’nde başkan yardımcılığı görevinde bulundu.
Anna, İngiliz vatandaşı eşi Alex ile düğün merasiminde
- İlişki Kurduğu Erkeklere Göre Aşırı Alkolikti… -
Sosyal medya reklamları, kartvizitleri, unvanları hayli kabarıktı. ‘Emlak ve Yatırım Planlayıcısı/Uzmanı’ statüsüne uygun semtte oturmalıydı. Wall Street’e 2 sokak ötede lüks apartman dairesine yerleşti. Resmi ve gayrı resmi faaliyetlerine yoğunlaştı. İddianamedeki bilgiye/suçlamaya göre, SVR’ye - Rus Dış İstihbarat Örgütü! - çalıştı. Çok sayıda aşığı, hayranı olduğu ileri sürüldü. Gizli hüviyeti ortaya çıktıktan sonra kendisiyle ilişki yaşayan 3 kişinin ABD’de yayınlanan Details adlı dergiye yaptığı açıklamalar hayret vericiydi. ‘Sevgililerinin ifadesine göre Bayan Chapman, alkolikti. Aşırı miktarda tekila, votka tüketirdi. İçki kullanmaktan, haber toplamaya vakit bulamazdı!’
FBI’nin takip raporlarına göre Kızıl Saçlı Ajan, bilgi verdiği Rus amiri ile çarşamba günleri görüşürdü. Raporları alan, yönlendiren idarecinin, Rusya’nın Birleşmiş Milletler’deki temsilciliğiyle bağlantıda kaldığı sanılıyordu. Chapman ve Rus amiri, 2010’un Ocak ve Haziran arasında 10 defa bir araya geldi. Yüz yüze irtibat kurmadılar. Rus Dış İstihbarat Servisi’nin - SVR! - geliştirdiği, sadece 2 kişi arasında kullanılabilen bilgisayarları devreye soktular. Dizüstü bilgisayarlar, kısa mesafede etkili kablosuz ağ ile kontak sağlardı. Taraflardan biri, kafede ana caddeye bakan masaya otururdu.
Diğer taraf ise, yakına park eden minibüsün içinden görüşmeye bağlanırdı. Karşılık mesajlar/talimat alınıp verilir ve diyalog sonuçlanırdı. FBI, buluşma yeri ve şeklini öğrendikten sonra gerçeğe ulaştı: ‘Kızıl Saçlı Afet’ ajandı!
Bayan Chapman, gelişmiş Rus silahı ile poz verirken
- Kafede Kahvesini Yudumlarken FBI Tarafından Yakalandı… -
FBI, plan geliştirdi. Anna Chapman’a suçüstü yapılacaktı. Rusça bilen bir bayan ajan görevlendirildi. Memur, Rusya Büyükelçiliği’nde çalıştığını, kendisi ile acil görüşmesi gerektiğini belirtecek ve randevu verecekti. Manhattan’da lüks bir kafede buluşulacaktı. FBI ajanının adı Roman’dı. Elinde dergi taşıyacaktı. Aralarındaki parola: ‘Mecmuanın adı’ydı. Ardından da şu soruyu yöneltecekti: ‘Geçen yaz tatilinde, sizinle Kaliforniya’da tanışmış mıydık?’ Anna, belirlenen saatte görüşmeye geldi.
Muhatabını tanır gibi oldu fakat emin değildi. Çekingen davrandı. Rusça konuşup güvenini sağlama almayı denedi. ‘Konuya girmeden önce hakkında bilgiye ihtiyacım var,’ şeklinde giriş yaptı. Sürekli Rusça konuşmak yan masalarda oturanların dikkatini çekebilirdi. Şüphelenilecek durum yaratmamak için - kısa süre sonra! - İngilizceye dönüldü. Roman, emredercesine konuştu: ‘2 hafta sonra Moskova’ya gideceğini biliyorum. Görevinden ve yaptıklarından haberdarım. Yarın benim için kurye götürmeni istiyorum!’ ‘Chapman, vatandaşı başka kadınla buluşacak ve sahte pasaport iletecekti!’
Anna görüşmeden sonra bürosuna döndü. Hemen telefonla Moskova’yı aradı. Durumu anlattı. Adını verdiği ajanın kimliğini doğrulatmaya çalıştı. Merkezdeki yönetici dikkatini çekti. ‘Kızıl Saçlı Casus’ belirlenmişti. Casusluk jargonuna göre ‘su yüzüne çıkmış’tı! Yani deşifre edilmişti! Hemen ABD’yi terk etmeliydi. Güvenli başka bir ülkeye geçmeli ve yeni talimatları beklemeliydi.
Chapman katıldığı bir davette
- Sosyal Medyasını İzleyen Ajanların Hayranlığını Kazandı… -
Bayan Chapman’ın kullandığı cep telefonları da izlemedeydi. Sim kartının birisini sahte hüviyetle edinmişti. ‘İrina Kutsov’ adına kayıt ettirmişti. Adresi de ilginçti: ‘Fake Street, 99’ - Sahte Sokak, 99! - FBI’daki dikkat çeken nota göre Anna, ‘kandırma ustası’ydı! Güzel ajanın ikna yeteneğinin sınırı yoktu. Zenginliği her halinden belliydi. Birbirinden seksi, pahalı giysileri, sersemleten parfümleri, emsalsiz fiziği ile baş döndürürdü! Bazı dedikodu yazarlarının aktardıklarına göre, Anna’yı sosyal medyada dakika dakika izleyen bazı ajanların resimlere baktıkça hayranlıkları artmıştı. ‘Bazı memurlar göreve gönüllü talipti!’ Aralarındaki lakabı: ‘Femme Fatale’ - ‘Baştan Çıkaran Kadın! - idi.
Anna, Moskova’nın talimatına uymadı. Aksi yönde davrandı. Ertesi gün, buluşma yerine gidecekti. Kuryeyi verilen adrese teslim edecekti. Kararlaştırılan mekâna vardı. Muhatabıyla masaya oturdu. Kahvesinden ilk yudumu aldığında, hayatının sürprizini yaşadı. Onlarca FBI ajanının doğrulttuğu silahların hedefindeydi. Karşı koy(a)madan teslim bayrağını çekti. ‘Chapman, suç arkadaşı olduğu iddia edilen 10 şüpheliyle gözaltına alındı!’ Çıkarıldığı nöbetçi mahkemece tutuklandı.
Bütün mal varlıklarına, banka hesaplarına el konuldu. ‘Kızıl Saçlı Afet’in 2 milyon dolar civarında nakit parasının çıktığı ileri sürülecekti. Olay, ABD basınında sansasyon yarattı. Tabloit gazeteler, Anna Chapman’ın sosyal medyadaki fotoğraflarını ‘define bulmuşçasına’ kullandı! New York Post’un manşetlerinden birisi: ‘Ateşli Kızıl Güzel Tuzağa Düşürüldü!’ idi.
Chapman, katıldığı bir defilede
- ‘Hayalet Hikayesi’ Tarihin En Büyük Casusluk Operasyonuydu… -
FBI’nin - Amerikan Federal Soruşturma Dairesi! -, New York’ta faaliyet gösteren Rus ajanlarını 7 yıldır izlediği yazıldı. Bütün deliller toplanmış, operasyonun düğmesine basılmıştı.
FBI, operasyona ‘Hayalet Hikâyesi’ adını koydu. Anna Chapman, casusluk skandalının ana/‘bir numaralı’ sanığıydı. İddiaya göre, ‘İran’daki ABD siyaseti, ABD nükleer silahları üzerinde çalışmıştı. Kongre üyeleri, CIA liderlerinin kişisel gizli bilgilerini elde etme girişiminde bulunmuştu.’
FBI, ‘Uyuyan Casuslar Hücresi’nin varlığını 1999’da öğrendi. CIA, - Amerikan Merkezi Haberalma Teşkilatı! - Rusya Dış İstihbarat Servisi (SVR) eski Albayı Aleksandr Poteyev’den bilgileri aldı. Poteyev, ABD’ye 10 yıl boyunca hayati derecede mühim istihbarat aktardı.
Rus yetkililer, ‘New York Operasyonu’dan sonra ilgili bölüm personelini, özellikle de Poteyev’i yakın izlemeye/göz hapsine aldı. Eski albay, yakalanacağını anlayınca ülke dışına çıkmayı başardı. Moskova - Minsk arasında çalışan yolcu trenine bindi. CIA’nın sağladığı sahte pasaportu kullandı. Önce Almanya’ya geldi, ardından da ABD’ye geçti. Interfax Ajansı’nın servise koyduğu habere göre, karısına SMS bile attı: ‘Ülke dışına çıkacağını ve bir daha dönmeyeceğini,’ bildirdi. Heyecanlanmamasını istedi. Çocuklarına bakmasını rica etti. Fırsat bulursa para gönderecekti.’
Chapman, Moskova'daki bürosunda
- Mahkemeye Çıkarılan Zanlılar Suçlamayı Kabullendi… -
ABD’ye sığınan SVR yetkilisi Albay Poteyev, Rusya’da gıyabında yayınlandı. ‘Vatana ihanet’ suçlamasından 25 yıl hapse mahkûm edildi. ‘ABD’de faaliyet gösteren ajanların kayıtlarının tutulduğu bölüme girme, bilgilere ulaşma yetkisine sahipti. Hayati malumatı düşmana aktarıp ülkesine büyük zarar vermişti!’ Hizmeti karşılığında para alıp almadığı belirlenemedi.
Rusya, Kasım 2010’da, ABD’de 11 ajanının açığa çıkması üzerine, SVR’deki üst düzey yöneticisinin ihanetini açıklamak zorunda kaldı. ‘Albay Poteyev, CIA’ye, Rus çaşıtların iletişim yöntemlerini ve finans kaynaklarını tek tek ifşa etti!’
Ancak ABD’ye iltica etmek mecburiyetinde kalan Albay Aleksandr Poteyev’in ömrü vefa etmedi. Kısa süre sonra vefat haberi yayınlandı.
10 sanık, Rusya hesabına çalıştıkları iddiasıyla ilk duruşmada tutuklandı. Listede 11. sırada bulunan isim için de tevkif kararı çıkarıldı. Zanlı, Kıbrıs Rum Kesimi’nde gözlem altına alınıp ABD’ye getirildi.
Anna hapse girince, eski kocası Alex’in önünde yeni kapılar açıldı. Alex, karısının hayat hikâyesini reklamcı/yazar Max Clifford’a sattı. Daily Telegraph, Anna Chapman’ın yaşam öyküsünü yayınladı. Kızıl saçlı, yeşil gözlü kadının dilberliğini sergileyen resimlerine boy boy yer verdi. Bayan Chapman, İngiliz basınında da ‘Femme Fatale’ - ‘Baştan Çıkaran Kadın’! - diye anılır oldu.
CIA eski mensubu Edward Snowden
- ABD Başkan Yardımcısı Biden, Chapman’a Hayran Kalmış… -
Dünyaca ünlü bir haber ajansının geçtiği/’servise koyduğu’ Anna Chapman’a ait resimler arasında dikkat çeken poz vardı. ‘Kızıl Saçlı Casus’ ya da ‘Ajan 90-60-90’ diye de anılan Chapman, İstanbul’a gelmiş, butik otel Les Ottomans’da konaklamıştı.
İkinci duruşmaya çıkan tüm sanıklar suçlamaları kabullendi. Mahkeme ile anlaşma yoluna gittiler. Federal Yargıç Kimba Wood, zanlıların sınır dışı edilmesi kararını verdi. Şartları ABD yetkilileri belirleyecekti.
Tarihi takas, 8 Temmuz 2010’da, Viyana Uluslar Arası Havaalanı’nda gerçekleşti. Rusya elindeki casusları teslim etti. ABD tarafı da, Anna Chapman ve 10 arkadaşını iade etti. Dünya basınında yer alan mübadele haberinin öznesi yine ‘Kızıl Saçlı Casus’tu. Her görüntü karesini doldurdu. Dönemin ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden’ın NBC kanalına verdiği özel beyanat ‘övgü dolu’ydu: ‘Casuslarımız arasında onun kadar güzel ve ateşli olan var mı?
Anna Chapman’ı geri göndermek benim fikrim değildi!’
Chapman, ülkesine döndüğünde gazetelerle röportajlar yaptı. İlginç açıklamalarda bulundu. Anlattıklarına göre, kendisini uzun süreli hapis hayatına alıştırmaya çalışmıştı. En az 5 yıl süre(bile)cek mahkûmiyeti benimsemişti. Her şeye rağmen hayat devam ediyordu. Düzenli spor yapmaya girişmişti. Fiziğinin ve moralinin bozulmasına izin vermeyecekti. Hukuk tahsil etmeyi de kafasına koymuştu.
'Kızıl Saçlı Afet', evlendikten sonra sosyetik çevrelere girmeye başladı
- Kızıl Saçlı Afet, Edward Snowden’e Evlenme teklif etti… -
Anna Chapman, Moskova’ya döndükten sonra bir sansasyona daha imza attı. Şeremetyevo Havaalanı’nda kalan, siyasi sığınma bekleyen CIA eski mensubu Edward Snowden’e evlilik teklif etti. Twitter’deki sayfasından önerisini bütün dünyaya duyurdu.
Snowden, ABD güvenlik örgütlerinin Google, Microsoft, Apple gibi bilgi teknolojisi şirketlerinin ürünlerini kullananların şahsi bilgilerine ulaşabildiğini ileri sürmüştü.
Bu arada, İngiltere hükümeti, Anna Chapman’ın vatandaşlığını iptal etti.
‘Kızıl Saçlı Afet’, formunu muhafaza etmek için yoğa yaptığını, düzenli koştuğunu ve hayata 4 elle bağlandığını açıkladı. Anna, podyum mankenliğine de soyundu. Nisan 2011’de, Moskova’da düzenlenen Moda Haftası’nda sahneye çıktı. Haziran 2012’de, Antalya’ya geldi ve moda festivaline iştirak etti.
'Kızıl Saçlı Casus' katıldığı bir kokteylde
Amerikan CBS Televizyonu, 2010’da, ABD Karşı İstihbarat Servisi’nin Rus İstihbaratı’na çalışan casus örgütünü ortaya çıkartmak için yürüttüğü operasyonun ayrıntılarını işleyen belgesel yayınladı. Dokümanterin ana fikri: ‘Hayalet Hikayesi’, istihbarat tarihinin en büyük karşı haber alma operasyonuydu!