14 Mayıs seçimlerine günler kala 7’li Masa’nın adayı Kemal Kılıçdaroğlu ve koalisyon yetkilileri Batı medyası üzerinden Türkiye’nin çıkarlarını ve kazanımlarını tehlikeye atacak skandal vaatlerde bulunmaya devam ediyor.
Batılı medya kuruluşlarına Türkiye’nin hassas dengeler üzerine kurduğu çok boyutlu bağımsız dış politika çizgisini terk ederek, adeta Batı’nın sözünden çıkmayan bir Türkiye sözü veren 7’li koalisyon adayları ve yetkilileri çıtayı biraz daha ileri taşıdı.
ABD merkezli Wall Street Journal gazetesi konuşan Kılıçdaroğlu, Türkiye’de gerçekleşen darbelerin ve darbe girişimlerinin adeta şifresi olarak bilinen “NATO’ya bağlıyız” sözünü hatırlatan ifadeler kullandı. 27 Mayıs, 12 Eylül darbeleri ile 15 Temmuz FETÖ’cü darbe girişimlerine ait bildirilerde “NATO’ya tam bağlılık” sözü öne çıkıyordu.
RUSYA’YA YÖNELİK YAPTIRIMLARA KATILACAK
Kılıçdaroğlu, Amerikan gazetesine verdiği röportajda NATO ve genel olarak Batı’nın sözünden çıkmama taahhüdünde bulundu. Cumartesi günü gerçekleşen İstanbul mitinginden sonra WSJ muhabirleriyle bir araya gelen Kılıçdaroğlu, seçilirse Batılı ülkelerin tek taraflı uyguladığı Rusya’ya yönelik yaptırımlarına katılacağını açıkladı. CHP lideri ve 7’li koalisyonun adayı Kılıçdaroğlu, Türk şirketlerinin Rusya’daki yatırımlarını, yaptırımlara katılmasına rağmen koruyacağını belirtirken, bu çelişkiyi nasıl gidereceğini açıklamadı. Kılıçdaroğlu daha önce de İngiliz BBC Kremlin (Rusya) ile ilişkileri kesip, Batı’yla ilişkileri geliştireceğini söylemişti.
TESLİMİYET POLİTİKASINI AÇIKLADI
7’li koalisyonun Cumhurbaşkanı adayı hızını alamayıp, Türkiye’de darbecilerin Batı’nın desteğini almak için kullandıkları “NATO’ya bağlıyız” sözünü hatırlatacak çıkışta da bulundu. Yine Rusya’yı hedef alan Kılıçdaroğlu, “Türkiye, Batı ittifakının ve NATO’nun bir üyesidir ve Putin de bunu çok iyi bilmektedir. Türkiye NATO tarafından alınan kararlara uymak zorundadır” diyerek adeta bir teslimiyet politikasının mesajını Batılı başkentlere verdi.
BAĞIMLI DIŞ POLİTİKA VAADİ
Bir başka ABD yayın organı Bloomberg’de yayınlanan seçim analizinde de, muhalefetin Batı’ya daha bağımlı bir dış politika vadettiği ve bu kapsamda Batı ile ilişkileri düzeltmek için Kılıçdaroğlu yönetiminin İsveç’in NATO’ya kabulünü sorgusuz kabul edeceğini ve S-400’leri hangara kaldıracağını yazdı. Yazıda kritik bir değerlendirmeye de yer verildi. Erdoğan’ın görevde olduğu süre boyunca uluslararası alanda Batı’nın nüfuzunun azaldığı ve Çin öncülüğündeki Avrasya’nın denklemde ağırlığının arttığı kaydedilerek, Kılıçdaroğlu’nun iki kutup arasında yaptığı Batı yanlısı tercihe kuşkuyla yaklaşıldı.
DARBECİLERİN ŞİFRESİ
Türkiye’de gerçekleştirilen darbeler ve darbe girişimlerinin ortak noktası, darbecilerin hazırladıkları bildirilerde Batı’ya yönelik verdikleri tavizkar sözlerdir. 14 Mayıs 1950’de “Yeter söz milletindir” sözüyle iktidara gelen Başbakan Adnan Menderes iktidarı 27 Mayıs 1960 tarihinde düzenlenen askeri darbeyle indirilirken, yayınlanan darbe metninde, “Bütün ittifaklarımıza ve taahhütlerimize sadığız. NATO ve CENTO’ya inanıyoruz ve bağlıyız” ifadesi yer alıyordu. Yine 12 Eylül darbesinde, darbecilerin ilk adımı, Yunanistan’ın NATO’nun askeri kanadına dönüşünü sorgusuz sualsiz onaylamak olmuştu. Bu ABD’nin darbecilere destek için şart koştuğu adımlardan biriydi. 15 Temmuz FETÖ darbe girişiminde de “Yurtta Sulh Konseyi BM-NATO ve diğer tüm uluslararası kuruluşlarla oluşturulmuş yükümlülükleri yerine getirecek her türlü tedbiri almıştır” ifadelerine yer verilmişti.
Siyasetcafe.com