Kılıçdaroğlu, CHP genel başkanı. Hile ile kumpas ile bu makama gelen kukla kişilik. Hafızası üç saniyeden öteye gitmeyen aciz insan. Söylediklerini inkâr eden bir şahsiyet. Lider değil, vasıflı değil, öngörülü değil, uzağı göremeyen miyoplar gibi. Parti içinde sadece imza yetkisi olan, birileri tarafından idare edilen, görüşü ve hedefi olmayan zavallı bir adam. On yıldır CHP genel başkanı olan Kılıçdaroğlu, Türk siyasi tarihine skandallarıyla ve seçim yenilgileriyle damgasını vurdu. Başka dünyanın insanı gibi elindeki metni okuyabilen ama yorumlayamayan, nereye gideceğini düşünemeyen, yetenekleriyle sınırlı bir parti başkanı. “Kralın çıplak olduğunu söyleyemeyen” partililer.
Parti içinde Kılıçdaroğlu’nun VTR’lerini izlerken gülenlerin sayısının çokça olduğunu veya hayretler içerisinde onu izleyip “bu ne ya” diyenleri duyar gibi olduğumuzu hissetmekteyiz. Kim bu Kılıçdaroğlu? Sayın Recep Tayip Erdoğan’ın veya AKP’nin başına konmuş “Talih kuşudur’ Reis kızıp hiddetleniyor olabilir ama Kılıçdaroğlu onun için bir şanstır. Bu CHP muhalefeti olmasaydı belki de 20 yıldır tek başına iktidar olamayacaktı. İnanın “AKP hükümetinin gizli ortağıdır” CHP. Birçok AKP’li siyasiler “Allah CHP’yi başımızdan eksik etmesin” diye dua ediyordur. Kılıçdaroğlu ülke siyasetine nefret damgasını vuran bir şahsiyettir. Ülkemize her alanda zarar vermiş bir kişiliktir. Liderlik vasfı olmayan silik bir siyasetçidir. Her yaptığı ve her söylediği devletime zarar vermiştir. Siyasetten hiç ama hiç haberi olmayan bu silik kişilik ülkemin menfaatlerini hiç ama hiç düşünmemiştir.
Siyasetçi bile değildir. CHP’nin başında kukla bir şahsiyettir. Parti nasıl yönetilmek isteniyor ise öylede yönetilmektedir. Sayın Recep Tayyip Erdoğan hakkında “Sözde Cumhurbaşkanı” diye kendince, yok yok eline metni veren kişilerce bir gündem oluşturmuşlar. O metni yazıp eline veren kişiler CHP’yi kukla partisi yapan dış güçlerdir. Ya da PKK veya PKK sevicileri olabilir. Yazık ki CHP siyasi tarihine damgasını vuran bu şahsiyet bu makamın şerefini yerle bir etmiştir. CHP’nin başına gelen, kurucusu hariç tüm dikta kişiliklerin içerisinde en zavallı ve en çaresiz olanıdır. İddia ediyorum bu metni hazırlayıp eline tutuşturan zavallı kişilerin amacı CHP’yi bitirip HDP’yi büyütmektir. Uzağa gitmeye gerek yoktur. Bu PKK kökenli HDP'yi ilk meclise sokanda bu CHP zihniyetidir. Şimdi ki İş bankası yönetim kurulunda olan ve o zaman CHP yöneticiliği yapan Sayın Karayalçın’dır. Bu zihniyetlerin amacı bellidir. Sayın Devlet Bahçeli’nin HDP derhal kapatılmalıdır çıkışından sonra HDP ve CHP içerisinde bir hareketlilik başlamıştır. Sayın Bahçeli bu kapatılma konusunda ısrarını sürdürmeye devam ettiği için CHP içerisinde rahatsız olan HDP, PKK sevicileri ve başrolde Kaftancıoğlu olmak üzere CHP’yi kullanarak böyle bir oyunun içerisine çekmişlerdir.
Bu ülkede hiçbir siyasi suçu olmayan ve kapatılması için hiçbir neden olmayan, kitleleri peşinde sürükleyen rahmetli Erbakan Hoca’nın partileri hukuk gösterilerek hukuksuz bir biçimde kapatılmadı mı? Amaç bellidir. HDP’yi ana muhalefet partisi konumuna getirmektir. Ne olursa olsun CHP zihniyetinin şu anki yönetimi bu meşru zemini oluşturmaktadır. CHP seçmenini de böyle çıkışlar ile gündem oluşturarak oyalamaktır. Var olan Sayın Tayyip Erdoğan düşmanlığı ile de duygu sömürüsü yapıp daha da ileri gitmektir. Gündem oluşturmaktan başka bir şey değildir. Bu zihniyetin en iyi yaptığı prim Başkan Erdoğan’a yapılan hakaretlerle beslenmektir. Sayın Erdoğan CHP, PKK ve PKK sevicilerinin kırmızı çizgisidir. Erdoğan’ın üstünden siyaset yapmak çok popülist bir yaklaşımdır. Unutmamalıdır ki Sayın Erdoğan’ın seçimlerde bu ülkenin %52’lerin üstünde olan bir kitledir. 2002’de bir çığ tanesi olan Sayın Erdoğan, hızla büyüyerek 2003’de çığ gibi birçok siyasi parti ve liderlerinin misyonlarını tamamlatmıştır. Erdoğan için Kılıçdaroğlu bir rakip değil sadece bir siyasi oyuncaktır.
CHP’nin içerisinde ki HDP, PKK, Demirtaş ve Kaftancıoğlu sevgisi hızlı bir şekilde tabana yayılmaktadır. Bugün seçmeninin birçoğu bu siyasilere sempati duymaktadır. Bu ülkem ve milletim içinde büyük bir tehlikedir. Bu kişilerde devlet tanımaz tavrı ile Başkan Erdoğan’a hakaret etmektedir. Buda başka bir tehlikeyi beraberinde getirmektedir. Seçmenlerini de aynı konuma getirip ülkemiz için olmazsa olmaz devlet anlayışımızı, gelenek-göreneklerimizi, devletimize sadakatimizi zedelemektedir ve yarınlar için bir baş kaldırma sebebi oluşturmaktadır. FETÖ’nün içimize 50 yıl önce sinsice girip uzun zaman adım adım yürümesi sonucunda 15 Temmuz’u Türk Milletine yaşattı ise, 50 yıl önce içimize giren bu PKK misyonunu, önce dağda sonra yavaş yavaş yüce meclisimize taşımak suretiyle bugün ki seviyelerine gelmelerinde ve bunları içimize sokan CHP zihniyeti, bunları siyasallaştırıp büyümesine neden olmuştur. Buda yine CHP zihniyetiyle başlayan ve günümüze kadar devam eden bir oluşumdur. FETÖ şimdilerde kılık değiştirmiş ve CHP, HDP ile beraber siyasallaşmıştır.
Ülkem için en büyük tehlike şu an ne yazık ki Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu CHP'dir. Bu zihniyet Gazi’nin de kemiklerini sızlatmaktadır. CHP’nin içinde konuşlanman FETÖ, HDP ve PKK zihniyetleri bugün ülkemin değerlerini hedef alan açıklamalar yaparak meşru zeminler oluşturmaktadır. Kılıçdaroğlu’nun konuşması bir tazminatla geçiştirilemeyecek kadar büyük bir meseledir. En hassas noktalarımız olan devletimize bağlılığımız hızla zedelenmekte ve manevi anlamda da yok edilmektedir. Millet olarak en güçlü devletleri kurmuş ve dünyaya adalet dağıtmış bir nesiliz. Değerlerimizi ne zaman kaybettiğimizde o zaman paramparça ettiler bizi. Yavaş yavaş insanlarımızın belleklerine Cumhurbaşkanı’mıza hakaret edebiliriz misyonunu sokmaya çalışan bir terörist grupla karşı karşıyayız. Bu günümüz siyasetinin en tehlikeli oyunudur. Bu değerlerimiz yok olursa karşımızda; Yunan’ında, Fransız’ında, Ermeni’yi de rahatça görebiliriz.
Sayın Devlet Bahçeli’nin HDP kapatılsın ısrarına da kulak ardı yapılmaması gerekmektedir. HDP’nin kapatılması, PKK, Demirtaş veya Kaftancıoğlu sorununu çözebilecek mi bilemiyorum? Kapatırsın HDP’yi gider başka bir işimle siyasi hayatına devam eder. Kapatmakta bir çözüm yolu değil bence. Kılıçdaroğlu’nun devlet terbiyesinden yoksun olması ve Sayın Erdoğan aracılığıyla tüm milletimize hakaret etmesi hazımsanacak veya yutulacak bir lokma değildir. Derhal yüce Türk Milletinden özür dilemesi gerekmektedir. Toplum olarak sevdiğimiz liderler dışında ki liderleri sevmesek de sevmediğimiz lidere de hakaret etme hakkımızın olduğunu anlamına gelmez. Bu millet artık aptal bir millet değil Kılıçdaroğlu. Sayın Demirel’in dediği gibi bir siyaset yok artık. “Dün dündür bugün bugündür.” Devri kapanmıştır. Söylediğin her söz sana oy olarak geri dönecektir. Ama senin sayende de hdp içimizde büyümeye devam edecektir. Bu büyüme sadece sizin siyasi hedeflerinize değil ülkemin menfaatlerine de dokunacaktır. Şükürler olsun ki devletini seven ve onun için kefenini giyen bir dünya liderimiz var. Bu lider ekibiyle nasıl FETÖ kumpasını tarihe gömdü ise sıra size de gelecektir. Hem de hepinize birden tarihe gömecektir. Siz şimdi iyi zamanlarındasınız. Devletimizin uyuduğunu mu zannediyorsunuz? Nerde? Ne zaman? Ve Neler konuştuğunuz bilinmiyor mu? Bu devlette bu topraklarda şehit kanlarımızla yıkanmıştır ve hiçbir düşman artık bu topraklarda gezinemeyecektir. Kılıçdaroğlu’nun hakaret metni; HDP, PKK ve PKK sevicileri tarafından alelacele eline tutturulmuştur. Bu yazı metnini kendi düşünmediği ortadadır. Bakarak bile zor anlatabilmiştir. Amaç Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerini sarsmaktır. Erdoğan’a yapılan bu hakaret tüm milletimize yapılmıştır. HDP büyüsün CHP küçülsün misyonunu ve tehlikesini sayın CHP seçmenlerinin de görmesi gerekmektedir. Eğer görmezler ise hepsi HDP’ye oy vermeye devam edeceklerdir. Bu süreçte Sayın Erdoğan’a yüklenilen bu basiretsiz konuşmada onun dünya lideri vasfından bir şey eksiltmeyecektir. Erdoğan büyümeye devam edecektir. Erdoğan büyüdükçe “Dünya beşten büyük olacaktır.” O büyüdükçe Türk Milleti “Kızıl elmaya yürümeye devam edecektir.”
Allah yar ve yardımcısı olsun...