İdlib'deki gelişmelerle ilgili konuşan Kılıçdaroğlu, 5 maddelik önerisini açıkladı. Kılıçdaroğlu, konuşmasının sonunda 'Önümüzdeki hafta FETÖ'nün siyasi ayağını açıklayacağım' dedi.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Meclis'te partisinin grup toplantısında açıklamalarda bulundu. Kızılay'la ilgili bağış tartışmasına değinen Kılıçdaroğlu, 'Kızılay içten içe çürümeye başlamışsa, devletin kurumları çürüyor demektir. Neden ısrarla liyakat diyorum. Bunun için diyorum. Devlet çürümesin diye. Olması gereken şu. Kızılay yönetiminin istifa etmesi' dedi.
İdlib'deki Esad rejimi güçlerinin saldırısında 5'i asker, 3'ü sivil olmak üzere 8 TSK personelinin şehit olmasına ilişkin konuşan Kılıçdaroğlu, iktidara 5 maddelik bir İdlib önerisi sundu.
CHP lideri, konuşmasının sonunda ise, 'Önümüzdeki hafta FETÖ'nün siyasi ayağını açıklayacağım' dedi.
Kılıçdaroğlu'nun açıklamaları:
Sivrice Belediyesi'ne gittim, belediye başkanımız ile konuştuk. Hastanede yaralılara geçmiş olsun dileklerimizi tek tek ilettik. Emin olun, dert dinliyorsunuz ama ölümden dönmüş, enkazdan çıkmış kişinin hastanede bana anlattığı dert 'çocuğum işsiz'. Siz bir siyasi partinin genel başkanı olarak üzülmez misiniz bu tabloya? Bu vicdani bir deprem. Sıradan bir olay değil.
DEPREM VERGİLERİ TARTIŞMASI
Bölge ile ilgili muhtarlarla konuştuk. Yaşanan bir dram var ama deriz ya, Allah kimseyi bir felaket ile karşı karşıya getirmesin. Bölgedeyken ciddi eleştiriler de aldık. Deprem vergileri toplandı, nereye harcandı, vatandaş bunu soruyor dedim, en ağır eleştirileri aldım. En haklı soru bu.
"AFAD'A TEŞEKKÜR ETMEK İSTERİM"
AFAD'a özellikle teşekkür etmek isterim. Her gittiğimiz yerde Kızılay'ın değil, AFAD'ın çadırları vardı. Kendilerine teşekkür ettim. Deprem ile mücadelenin iki ayağı vardır. Birincisi tedbir almaktır. Burası deprem bölgesi, bilim insanları söylüyor. Burası deprem bölgesi ise deprem olduğunda insanlar ölmesin diye tedbir alacaksın, binayı depreme dayanıklı yapacaksın. Deprem oldu, binalar yıkıldı. Yıkılabilir. Onun adı kriz yönetimidir. Önlem almadığınız için insanlar ölüyor.
'Vergileri ne yaptın?' diyorum, 'Açıkmaya gerek yok, bay Kemal'e mi anlatacağım?' diyor. Hayır vatandaş soruyor bunları. Evler yaptın doğru, ama 100 metrekarelik evi depremzedeye 75 bin liraya sattın ya. Vergi aldın, depreme dayanıklı konutlar yapacağım dedin, insanalar öldü, o konutları yapmadın. Kalkıp bana cevap veriyorsun.
Gezdiğimiz yerlerde ortak bir talep vardı. Elazığ'ın afet bölgesi ilan edilmesi. Bunu teklif ederiz dedik. Malatya da dahil olmak üzere. Kılıçdaroğlu siyaset yapıyor dediler. Vatandaşın talebini söylemeyeyim mi ben? Biz iktidardan cevap beklerken MHP'den cevap geldi. Olumlu el kaldırmayız dediler. Bizim derdimiz, vatandaşın sorununu nasıl çözeceğiz? Getireceğiz parlamentoya bakalım kim neyi söyleyecek göreceğiz.
KIZILAY'A YAPILAN BAĞIŞ
Afetin yaşandığı durumlarda önemli bir kurumumuz daha var. Kızılay. 152 yıllık bir kurum. Köklü bir kurumdan söz ediyoruz. Osmanlı ve Türkiye'nin birlikte kurdukları bir kurum. Deprem bölgesine gittik, 2 gün oradaydım. Bir tek Kızılay çadırı dahi görmedim. Kızılay, tarihi kökleri olan bir kurum. İnsani bir kurum. Fakirin fukaranın derdine çözüm üreten bir kurum. Bugüne kadar olabildiğince Kızılay, sıcak siyasetin dışında kaldı. Bugün sıcak siyasetin göbeğinde. 152 yıllık kurum bu hale mi düşmeliydi? Yazıktır, günahtır. Ne hale getirdiler. Kızılay gönüllü hizmet kuruluşudur. Astronomik aylık alıyorlarsa iş gönüllülükten çıkıyor. Lüks arabalar. Bütün bunların hepsi var. Kızılay'ın bir paravan kuruluş olarak kullanılması var. Ensar Vakfı'na yapılan bağış. 8 milyon doları ben vereceğim diyor BAŞKENTGAZ. Bunun 7 küsür milyon dolarını TÜRKEN'e vereceksin diyor. Kızılay neden bir başka yere bağış yapıyor. Yurt yapacaksa kendisi yapar. Manhattın, ABD'nin en pahalı yer. Metrekaresi, 5,7,10 bin dolar. Oraya gidip öğrenciler kalacakmış. Öğrenciler mi kalacak, yoksa saray yandaşları kendi geleceklerini orada garanti altına mı alacaklar? Bizim ABD'deki temsilcimiz bu konuyu araştırıyor. Gerçekten böyle bir para geldi mi diye. Şimdilik görünmüyor. Kızılay denilen bir kuruluş nasıl paravan olur. Vergi kaçırmaya paravan. Devlete vergi ödememek için dolarları buradan gönderdiler, 5 kuruş vergi ödemediler. Ne yurdu ya, milleti mi kandırıyorsun? Arkadaşlarımızı araştırma önergesi verecekler ayrıca. Adım gibi biliyorum, keşke mahçup olsam. MHP ve AK Parti hayır diyecekler. Malı zaten götürdük, ne gerek var araştırmaya. Erdoğan ve Bahçeli diyecek. Bağışı yaptığınız yer de çocuk tacizinden sabıkalı olan bir yer. Kızılay Başkanı vergiden kaçınmadır diyor. Öğretmişler böyle diyeceksin diye. Bu fakir fukaranın hakkının soyulması demektir. Vergisi hazineye gitseydi, 60 bin öğrencinin yurdu yoktu değil mi? Burs verilemedi öğrencilere, 285 bin öğrencinin ahı vardır burada.
Kızılay içten içe çürümeye başlamışsa, devletin kurumları çürüyor demektir. Neden ısrarla liyakat diyorum. Bunun için diyorum. Devlet çürümesin diye. Olması gereken şu. Kızılay yönetiminin istifa etmesi.
ABD'NİN İSRAİL-FİLİSTİN TASARISI
Şu dakikalarda bir genel başkan yardımcımızın başkanlığında bir heyetimiz Filistin Büyükelçiliği'ndeler destek için. 2015'te Filistin'in bayrağı diğer bağımsız devletler gibi BM'de kabul edildi. Batı Şeria ve Gazze halen işgal altında. Bütün bunlar ortadayken Filistin sorununun çözümü için saygınlığı olan bütün ülkeler mücadele ederken Trump, Yüzyılın Anlaşması'nı açıkladı. Filistin'i yok ediyorlar. Kudüs'ün tamamını İsrail'e verme anlaşması. Filistin, sadece bizim tarihimiz açısından değil, bizim gençlerimiz açısından da önemli bir yer. 1970'li yıllarda üniversite öğrencilerimiz mücadele etti. Onların mezarları hala orada. Filistin davasına sahip çıkmak, bir insanlık onurudur. Asla ve asla doğru bulmuyoruz bu kararı. Filistin bağımsız, işgalden arınmış topraklarında yaşamalıdır.
İDLİB'DEKİ REJİM SALDIRISI
Kahraman ordumuzun başı sağ olsun. Yaralılar var. Onlar da inşallah kısa süre içinde tedavileri olur, sağlık içinde hastaneden taburcu edilirler. Suriye konusunu yıllardır dile getirdik. Bir sürü şey söyledik. Akılda kalanlar 'Ortadoğu bataklığı' lafı. Neden kavga ediyoruz komşularımızla. Dış politika sıradan bir olay değildir. Milli olması lazım dış politikanın. Ülkenin çıkarları esassa orada iktidar, muhalefet olmaz. Bütün dünya ülkelerinde Dışişleri Bakanlığı vardır. Farklı bir alan. Herkes görev yapamaz. Belli bir tecrübeden sonra olabiliyor. O nedenle, siyasetçiler cümle kurarken derler ki, boğazında 9 boğum olması lazım. Dışişlerinin ayrı bir dili, hukuku vardır. Siz, Dışişleri Bakanlığı'nı devre dışı bırakıp ben yöneteceğim derseniz, liyakati de yok edersiniz. Dış politikayı en iyi yıllarını o işe vermiş insanlar bilir. Hayatında bir makale okumamış, tek yazı yazmamış insanı dış politikanın ana sorumlusu haline getirebilir misiniz?
"İDLİB'DEN TERÖRİSTLER TÜRKİYE'YE GİRERSE NE OLACAK?"
Bütün komşularımız yeraltı kaynakları zengin komşularımız. Başlarına bela olmuş durumda. Egemen güçlerin taşeronu olmamak bu coğrafyada çok önemlidir. Pinpon topu gibi ABD ve Rusya arasında gidip gelirseniz iki taraf da sizi kullanır. İdlib bizim açımızdan da çok önemli. İki egemen güç, Suriye'yi istediği gibi kullanıyor. Orada çatışacak taraflara silah temin ediyorlar. Kimin silah fabrikatörleri var? ABD ve Rusya'nın. Taşeronlaşma tehlikelidir. İdlib'de terörist gruplar var. Heyet Tahrir el Şam var. Biz de terör örgütü kabul ettik. Bunların İdlib'de sayılarının 20-50 bin arasında değiştiği söyleniyor. Bu terör unsurlarına silahları kim veriyor? Masum çocukların kafalarını kesen bu örgütlere silahları kim veriyor? Çin, ABD, Rusya, Suriye rahatsız. Herkes rahatsız, bizim de rahatsız olmamız lazım. Terörist unsurlar Türkiye'ye girerse başımıza gelecek felaketi düşünebiliyor musunuz?
"SURİYELİLER MİLLETİN BAŞINA BELA OLACAKLAR"
Astana bitti, Soçi bitti bir sürü laf dolaşıyor ortada kabak bizim başımıza patlıyor. Ben bunları söylediğim zaman rahatsız oluyorlar. Keşke bunların hiçbirisi olmasa da biz başka şeyleri konuşabilsek. Sığınmacılar gelecek şimdi. Bu Suriyeliler emin olun, milletin başına bela olacaklar kardeşim. 50 sefer söyledim. Trump, 'vatandaşlığa niye almıyorsunuz?' diyor. Sen al. Daha zenginsin. Şimdi gelecekler. Burada da önlem alınması lazım. Dışişleri Bakanı'na da söyledim. Buradan terör unsurları Türkiye'ye girerse, çünkü silahlı bırakıp gelecek, bela olursa faturayı bu millet ödeyecek.
5 MADDELİK İDLİB ÖNERİSİ
5 maddelik bir öneri. Yine sorumluluk hissediyorum. Öneri getiriyoruz;
1- İdlib'deki Mehmetçiğimizin can güvenliği her şeyden önemlidir. Suriye'deki tüm Mehmetçiklerimizin can güvenliği için tüm askeri ve diplomatik adımlar atılmalıdır.
2- Türkiye Soçi ile ilgili yükümlülüklerin yerine getirilmemesinden kaynaklı oluşan koşullar için Rusya ile İdlib'i yeniden değerlendirmelidir. Gerekirse yeni bir ateşkes hattı belirlenmeli, Türk askeri buna göre pozisyon almalı.
3- Siyasi iktidar, rejim değişikliğine odaklanan siyaseti terk etmeli.
4- İdlib'deki durum Türkiye'ye doğru yeni bir göç dalgasını hareketlendirmiştir. Türkiye'nin yalnız bırakılmaması gerekir. Güvenli bir bölgeye tahliyeleri ve iskanları için Rusya ve rejim ile birlikte BM ve Avrupa'nın sorumluluk üstleneceği bir süreç başlatılmalıdır.
5- İdlib'in Suriye toprağı olduğu gerçeği unutulmamalıdır. Terörist unsurlar ile muhalif grupların silah bırakmasına yönelik çaba gösterilmeli, bırakmayanlara karşı her türlü kararlılık gösterilmelidir.
FETÖ'NÜN SİYASİ AYAĞI
CHP lideri konuşmasının sonunda, "Önümüzdeki hafta FETÖ'nün siyasi ayağını açıklayacağım" dedi.
siyasetcafe.com