Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) 37. Olağan İstanbul İl Kongresi başladı.
Kongrede konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Bu yıl Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin açılışının 100. yılı. 100 yıl önce Türkiye Büyük Millet Meclisi açıldı. Sizleri o günün heyecanına taşımak istiyorum. İşgal altındaki bir ülkede 100 yıl önce bir grup insan idealleriyle yola çıktı. Kavgaysa kavga dediler. 100 yıl sonra biz bugün burada aynı heyecanı yaşamak ve yaşatmak zorundayız. 100 yıl önceki koşullar çok daha zordu.
Bugünkü koşulların da zor olduğunu biliyoruz. Önemli olan zorluğu başarmaktır. Önemli olan 100 yıl önce Türkiye Büyük Millet Meclisi, açıldığında özünde demokrasi vardı. Her görüşten insan vardı. Kürsüye çıkıp ülkenin kurucusu olan Gazi Mustafa Kemal'i dahi rahatlıkla eleştirebiliyorlardı. 100 yıl sonra bugün geldiğimiz noktada demokrasinin ağır yaralar aldığını görüyoruz" şeklinde konuştu.
Beş temel sorun olduğunu ifade eden CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
'Beş temel sorundan birincisi demokrasi. Bugün yaşadığımız en temel sorunlardan biri demokrasi. Düşüncesini açıkladı diye insanlar hapse atılamaz. Düşüncesini açıkladı diye insanlar üniversitelerden atılamaz. Özgürce yazı yazabilmeli. Düşüncelerini ifade edebilmeli. Yargı bağımsızlığı olmalı. Medya özgürlüğü olmalı.
Üniversitelerde her türlü düşünce özgürce konuşulabilmeli. Demokrasi dediğimiz olguyu kendi iç dünyamızda da kurmalıyız. İkinci temel sorunumuz eğitimdir. Bir kuşağı yok ettiğimizin kaç kişi farkında acaba? Her bakana göre eğitim politikasının değiştiğinin kaç kişi farkında? Eğitimin bir kişiye, bir sınıfa, bir topluma, bir ulusa başarı kazandırdığını, çıta atlattığını acaba kaç kişi biliyor? Bize düşen görev bunları anlatmaktır.
Eğer hiçbir anne ve baba okula gönderdiği çocuğunun eğitiminden memnun değilse, bu nasıl bir eğitimdir diye soruyorsa o zaman hepimiz dillendirmeli ama çözümünü de ortaya koymalıyız.
'1 MİLYON SURİYELİ GELECEK'
Üçüncü sorunumuz dış politika. Barış üzerine inşa edilen bir dış politika bugün bireysel kin ve öç alma noktasına dönmüş durumda. Nasıl o kişiden intikam alırım, nasıl onun sesini keserim, nasıl onu makamından indiririm diye bireysel kin ve bireysel öfkeye dönüşen bir politikadan bahsediyorum. Barışı değil, savaşı önceleyen bir dış politika. Bunun sonuçlarını 82 milyon beraber yaşıyoruz.'
'3 milyon 600 bin Suriyeliyle birlikte. Arkasından 1 milyon daha gelecek. Onların yanında ellerinde silah tutan terörist gruplar da büyük bir olasılıkla gelecek. Asıl karmaşayı o zaman yaşayacağız. Böyle bir dış politika hiçbir zaman olmadı. Dördüncü büyük sorunumuz toplumsal barış. Bunu sağlamak zorundayız. Hiç kimsenin kimliği, yaşam tarzı, inancından ötürü ötekileştirilmesini istemiyoruz. Hiç kimse bunları kullanarak siyaset yapmamalıdır.
Beşinci büyük sorunumuz ekonomi. Hatay'da valilik binasının önünde kendisini yakan vatandaş gördük. İşsizim diyor. Çocuklarım aç diyor. Üzerine benzin döküyor. Kendisini yakıyor. Çaresizliği kendisini yakarak soruna dikkat çekmek için isteyen bir insanın yaşadığı drama hiç kimse kayıtsız kalamaz."
siyasetcafe.com