Hatt-ı hümayun kelimesi, günümüz diline en basit aktarımıyla ''padişah fermanı (yazılı emri)'' demektir. Hükümdarın herhangi bir konu hakkında bizzat kendisinin yazdığı görüş, emir veya hükümler için kullanılır.
1789-1807 yılları arasında hüküm süren padişah III. Selim genellikle başlattığı önemli değişim hareketleriyle tanınmaktadır. Şehzadeliği döneminde müzik ve sanatla yakından ilgilenen Sultan Selim’in kendi yaptığı musiki besteleri de var.
Yenilikleri ve icraatları bizzat takip eden padişah birçok konuda kendi yazısıyla emirler vermiştir.
Bu fermanlardan biri daha gün yüzüne çıktı. Hürriyet'ten Musa Kesler'in haberine göre Selçuk Üniversitesi’nde doktora öğrencisi Muhammed Özler’in paylaştığı belgeye göre, Sultan sarayın deniz tarafından gürültülü bir şekilde şarkı söyleyerek geçen yabancı gemicilerden rahatsız oluyor. Sadrazam sefer veya başka bir sebeple İstanbul dışında olduğu için onun yerine vekâlet eden sadaret kaymakamına bir hat (resmi yazı) yazıyor.
‘Her kim olur ise bilaaman katlederim"
Hatta şu ifadeler yer alıyor:
“Kaymakam Paşa! Bu gece sabaha yakın Frenk gemicileri sandal ile türkü çağırarak saray önünden geçtiler ve birkaç defadır ediyorlar. Reis Efendi’ye yine tenbih eyle. Bilcümle elçilere ve Frenklere tenbih eylesin. Bir dahi öyle edepsizlik etmesinler. Her kim olur ise bilaaman katlederim. Sonra bizim adamımızdır derlerse Reis Efendi’ye infial ederim. Şedid tembih eyleyesin.”
‘Yerinde bir ikaz'
Bu yazıyı değerlendiren Prof. Dr. İlber Ortaylı “Padişah protokol kurallarını hatırlatmış. Gayet yerinde bir ikaz. Sarayın önünden öyle velvele ile geçmek olmaz. ‘Reis Efendi’ diye geçen kişi divan üyesi reisülküttap. Bir bakıma ‘hariciye nazırı’, elçilerle o muhatap oluyor çünkü” dedi.
3.Selim’e ait daha önce bulunmuş olan fermanlardan bazıları:
Kaymakam Paşa (Sadrazamın vekili Sadaret Kaymakamı kast ediliyor.)
Bazı kahvelerde devlet lakırdısı iderlermiş. Birkaç dane (tane) öyle kahvelerden kapatasın.
Kaymakam Paşa
Bugün mahsus tebdile çıkub
Ekmeğe bakasın ve tenbih
idesin bozmasınlar.
Dikkat olunsun.
Eşyalar değer bahasını bulmadıkça füruht olunmasun. (satılmasın)
Telefi miri olduğuna bir türlü rıza-i hümayunum yoktur. Tekrar ber (üzere) tekrar böylece emr-i hümayunum olduğunu defterdara
ifade ve tenbih idesin. Emrime göre hareket etsünler.
Ekmeklerin gayet beyaz ve pişkin olmasına ihtimam ve dikkat olunması emr-i hümayunum olmuştur. Dikkat idesin göreyim seni. Gayet beyaz
ala olsun ihtimam olunsun.
Mum gibi yağ gibi kahve-şeker birer miktarı tenzil olunsun.* Pirinç dahi tenzil olunsun. Emr-i hümayunumdur elbet tenzil olunmasına nizam viresin.
*Fiyatı düşürülsün.
Kaymakam Paşa
Göreyim seni bundan böyle ibadullahın (Allah kullarının) umuruna dikkat idesin. Hiçbir maslahat (iş) kurî (kör) kalmasın. Dikkat idesin ibadullahtan
bana dua aldırasınız. Herkesin hakkı hak olup adalet olsun. Saye-i
hümayunumda (gölgemde) ibadullah rahat etsün.
Ben de duay-ı hayırla yad olayım. bir murad-ı hümayunum budur. Gayrı bir matlubum (isteğim) yoktur. Vecahette (güzellikte) benim böyle cedd-i murad-ı hümayunum ve emr-i hümayunum (öteden beri isteğim ve emrim)
üzere hareket idesin, göreyim seni.
YOUTUBE KANALIMIZA ABONE OLMAYI UNUTMAYIN!
Siyasetcafe.com