Kazakistan'daki olayların analizini yapmaya çalışan güruhu anlamıyorum.
Her kafanın farklı bir senaryosu var. Derinlemesine yakın siyasi tarih bilgisi olmayan kim varsa hepsini kast ediyorum. Bakıyorsun çıkmış sokaktaki adam ağzıyla analiz yapıyor.
He! Mahalle kavgasıydı, okey oynarken taş çalmışlardı. Yok Türk birliği kurulmuşta neden kimse ses etmiyormuş. Unutulmaması gereken önemli husus. Kazakistan bir devlet olduğu.
Hem de öyle böyle bir devlet değil çok geniş bir alana yayılmış, jeopolitik ve coğrafi konumu bakımından dünyanın gözü üzerinde olan bir devlet. Geçenlerde sağ olsun Giresun Üniversitesi'nden Prof Dr. Yalçın SARIKAYA hocanın paylaştığı istatistiksel verileri yazayım "Kazakistan, ispat edilmiş petrol rezervleri bakımından dünyada 12. sırada, ispat edilmiş doğal gaz rezervleri bakımından 17. sıradadır. Petrol üretimi bakımından da dünya devletleri arasında keza 12. sırada, doğal gaz üretimi bakımından ise 29. sıradadır. Kazakistan’ın yer altı zenginliği hidrokarbondan ibaret değildir. Dünya uranyum üretiminde birinci sırada olan Kazakistan rezervler bakımından da Avustralya’nın ardından ikinci sıradadır. Krom üretiminde dünya 3.sü, boksit ve çinko üretimlerinde ise dünya 9.sudur. 2020 yılı verileriyle, dünya altın üretiminde 10. sırada olan Kazakistan, bakır üretiminde 11. sırayı korumaktadır. Fosfat, manganez, galyum, renyum, potasyum gibi maddeler de hem rezerv hem üretim bakımından dünya sıralamasındadır. Çinko, tungsten ve barit rezervlerinde dünya birincisi olan ülke, bakır rezervlerinde dünya ikincisidir. Coğrafi açıdan, dünyanın dokuzuncu büyük ülkesidir."
Şimdilerde Kazakistan yönetimini antidemokratik olarak tanımlayan tatlı su aydınları türedi.
Rusya devletler topluluğu üyesi bir ülke, insan hakları adına kanunlarında şimdiye kadar birçok iyileştirme yaptı. Yine sayın SARIKAYA hocadan alıntı yapalım "Her ne kadar başından beri demokrasi, ekonomi, güvenlik alanlarında ciddi sorunları bulunsa da, mesela Birleşmiş Milletler İnsani Kalkınma İndeksine göre 2020 yılı raporuna göre “yüksek insani kalkınmış ülkeler” grubuna 51.sıradan girebilmeyi başarmış ve bu yönüyle diğer Türkistan devletlerinin epeyce ilerisinde yer almıştır."
Gelelim Kazakistan'ın uluslararası uzlaşıya katkılarına.
"Kazakistan, Nazarbayev liderliğinde BMGK geçici üyeliği yapmış (2017-18’de), Hazar’ın statüsü sorununun çözümüne büyük katkılar sunmuş ve sonuç getiren zirveye ev sahipliği yapmıştır. Suriye gibi çetrefil bir işin çözümü için Astana’yı diyaloğun merkezine çevirmiştir."
Dünyayı etkisi altına alacak nükleer silahlanma konusunda hocanın verdiği bilgiler ise "Nükleer silahlanmaya karşı uluslararası girişimler başlatmış, Nükleer Denemelere Karşı Güç, Kazakistan’ın önerisiyle BM’de kabul edilmiştir."
Nazarbayev, Türk Devletleri Teşkilatı (Yakın zamana kadar Türk Konseyi/Keneşi) zirvelerinin tamamına katılan trk devlet başkanıdır."
Hemen belirtmeliyim ki;
Karabük Üniversitesi'nden Prof. Dr. Ali ASKER hoca,
Giresun Üniversitesi'nden Prof. Dr.Yalçın SARIKAYA hoca ve Bayburt Üniversitesi'nden Doç. Dr. Ramin SADIGOV hocaların uluslararası politikalar konusundaki bilgilerine ve öngörülerine sonsuz güvenim vardır.
Buradan sonrasına yettiği kadar ben devam edeyim. Karabağ'ın geri alınması 2019'da planlandı. Çünkü Pentagon Ermenistan'da 10'a yakın biyolojik silah laboratuvarı açmıştı. Sergey Lavrov'a bu laboratuvarlara giriş izni verilmedi ve Putin düğmeye bastı. 2020'nin Mart ayında Türk heyetini kabulünde bu konu konuşuldu. Ben bunu 2019'un kasım ayında köşemde ve sosyal medya hesabımda yazdım.
28 Nisan-1 Mayıs 2021 tarihleri arasında Kırgızistan'daki Kırgız Tacik Savaşı'da bu oyunu bir parçasıydı.
(Şimdi buradan iddia ediyorum!)
Yakın bir gelecekte Afganistan'daki Taliban yönetimi Rus yönetimi tarafından tacize uğrayacak. Afganistan Putin için başka bir hesap içeriyor. Bunu not edin bir tarafa.)
Sonrasında ne oldu?
İngiltere ABD ve Rusya'ya karşı Çin'i ön plana çıkardı. Çin'in o dönemde İran ve Ermenistan yardımı bu yüzdendi. Ama olmadı. Kafkasya'da "Fransız kuşağı" oluşturan devletler (Gürcistan, Ermenistan, İran) bu gizli ittifaklarından vazgeçemezler. Fransa'da buradan ileri gidemez.
Gelelim Fransa ve İngiltere arasındaki husumete: 2. Dünya savaşına dayanır. İngiltere 1942 yılında, Dover limanına sığınan Fransız savaş gemilerindeki 1200 askeri bir gecede katletti. Fransa bu katliamı dillendirmese de, zira unutmuyor. Ayrıca ABD'nin Ortadoğu'daki varlığı artık Birleşik Krallığı rahatsız ediyor.
Peki bütün bunların Kazakistan'la ne ilgisi var?
Çünkü Kazakistan Asya'nın Uzak Doğu'ya açılan kapısı. Rusya için Stratejik bir konumda, Çin ile azımsanmayacak uzunlukta coğrafi bir sınırı bulunmakta. Rus uzay üssü BAYKONUR-TYURATAM Kazakistan'da. 1957'de SSCB'nin uzay yarışını kazandığı canlı taşıyan uzay araçları Sputnik 1 ve Sputnik 2 Kazakistan'dan. Fırlatıldı. Bu uzay üssü altı bin yedi yüz on yedi bin kilometrelik bir alanı kaplıyor ve 2050 yılına kadar Rusya'ya kiralanmıştı.
Şimdi gelelim Çin'e.
Çin uzay yarışında geç kaldığını düşünüp, 2022 programına uzaya insanlı yolculuk planlamakta.
E ne var bunda? Diyeceksiniz.
İngiltere destekli ve güçlü bir Çin, önceki yazımda belirttiğim gibi modern bir çar olan ve Rusya imparatorluğu ile SSCB sentezi sınır genişlemesi düşünen bay Putin'in uykularını kaçırmaya başladı. Bay Putin eski bir istihbaratçı'dır.
Onun için bir ülkede sokak olayları çıkarmak çocuk oyuncağıdır. Haliyle olayları kışkırtarak büyütmekte öyle. Yardım bahanesiyle dünyanın tepkisini çekmeyecek şekilde yardım götürdüğü coğrafyada kalıcı askeri üs kurmak eski bir SSCB geleneğidir. 1940 ile 1990 arasında birçok örneği vardır. Heleki, Suriye örneğini göz ardı edemeyiz.
Yaşananları en iyi, "Ayıyla boğan, çobanla kesip yiyen, sahibiyle ağlayan" deyimi tanımlar.
Bu durumda, Kazakistan yönetiminin Kollektif Güvenlik Örgütünden yardım istemekten başka çözüm yoktu. Ülkenin her şehrinde çıkan olaylar, ulusal güvenliği tehdit etmeğe başlamıştı. Oturduğu yerden her konuda ahkam kesip, devlet aklıyla mantık kuramayan bireylerin söz ettiği gibi anlık bir operasyon değil bu. Rusya yüzyıl sonrasını Düşünerek hareket alanı açıyor kendisine. Kazakistan neden Türk birliğinden yardım talep etmedi?
Çünkü en yakınında Yıllardır iç içe yaşadığı Rusya topluluğu, altına imza attığı bir güvenlik anlaşması var. Kollektif Güvenlik Örgütü Anlaşması, NATO'ya alternatif olarak kurulan, Varşova pakt'ının minyatürü olarak oluşturulan bir yapı.
4. Maddesi ise NATO'nun 5. Maddesine eş değer. Hal böyle olunca Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Cömert TOKAYEV'in yardım çağrısı halkı tarafından haklı görülebilir. Diğer tarafta ise Çin tehlikesi var ki bu çok ciddi bir boyutta.
Umarım KAZAKİSTAN la ilgili merakınızı ve yargılarınızı biraz olsun gidermişimdir.
KALIN SAĞLICAKLA!