Jandarma Kantin İhalesi’ne bir de böyle bakın: FETÖ ile sözde mücadele!

Jandarma Okul Kantinlerinin ihalesini kazanan ancak haberimiz üzerine ipal edilen Oscar Pastaneleri’nin sahibi olan ve FETÖ’den yargılanan Metin Barışkan’ın eşinden bomba suç duyurusu.

Jandarma Okulları’nın Kantin İhalelerinin sahibinin FETÖ ile intisaklı Oscar Pastaneleri ile aynı adreste kurulan Ömer Bey Pastacılık firmasına verildiği haberi ses getirmiş ve Jandarma Okulları Komutanlığından yapılan açıklama ile söz konusu ihalelerin iptal edildiği ifade edilmişti.

Jandarma Okul Katinleri’nin FETÖ’cü Oskar Pastaneleri ile aynı adres ve iletişim adresini kullanan Ömer Bey Pastacılık firmasına verildiği haberimiz üzerine Jandarma Okulları Akademi Başkanı Hüseyin Kurtoğlu yaptığı basın açıklamasında ihaleyi bu firmanın kazandığını doğrulamış ancak söz konusu ihalenin onaylanmayarak iptal edildiğini söylemişti.

Yapılan açıklamada haberimiz kapsamında Jandarma Kantinlerinin İşletme İhalesi'nin FETÖ’cü firmaya verildiği iddia edilmişse de, yapılan ihalenin sadece Jandarma Okulu Kantini'ni kapsadığı açıklanmıştı.

Yapılan açıklamada "İhalede en uygun teklifi vererek resmi ihaleyi kazanan Oskar Pastaneleri firması, Akademi Başkanı Tümg. Hüseyin Kurtoğlu tarafından veto edilip sözleşme onaylanmamış, ihalenin yeniden açılması talimatını vermiştir. Başkanımız Tümg. Hüseyin Kurtoğlu bahse konu çeteden çok çile çekmiştir. Böyle bir oldu bittiye asla müsade etmeyecektir" denilmişti.

Siyasetcafe.com olarak Oscar Pastaneleri ile Ömer Bey Pastacılık arasındaki ilişkiyi ortaya çıkaran belgelere rağmen tarafımıza Kadir isminde (Barışkan olduğu tahmin edilen) bir mail gönderilerek Ömer Bey Pastacılık firmasından bir açıklama geldi.

Gönderilen açıklama şöyle:

“Sayın Hakan Sönmez

Tarafınızca genel yayın koordinatörü olduğunuz Siyasetcafe.com adlı internet haber sitesinde 23.03.2019 ve 24.03.2019 tarihinde firmamız Ömerbey pastacılık adına birtakım mesnetsiz iddialarda bulundunuz. Jandarma Kantinleri Fetöcülere verildi’’ ve haberimiz ses getirdi kantin ihaleleri iptal başlıklı yazılar yazdınız.

Öncelikle belirtmek isteriz ki, ihaleye giren ve ihaleyi kazanan firma oskar pastaneleri ltd. şti. değil, firmamız Ömerbey pastacılık ltd. şti. dir. Firmamız yapılan lisans sözleşmesi gereği oskar logosunu kullanmaktadır. Yani daha açık ifade etmek gerekir ise, oskar logosu Şükrü Bilici isimli kişiye ait bir markadır ve ücretini ödeyen herkes bu logoyu işyerinde kullanabilir.

Firmamız ve oskar markası fetö terör örgütü ile ilgili hiçbir soruşturma ve kovuşturma geçirmemiştir. Yani iddia ettiğiniz gibi fetöcü bir firma değiliz. Ki zaten ihaleye katıldıktan sonra firmalar hakkındaki mali incelemeler, MASAK soruşturması, MİT soruşturması, İç İşleri Bakanlığınca yapılan soruşturmalar ve yapılan istihbari tüm araştırmalar sonucunda Tüm güvenlik soruşturmaları eksiksiz tamamlandığından ihale tarafımızca kazanılmıştır. İmza aşamasına gelindiğinde tarafınızca yapılan bu yanlış ve iftira niteliğindeki haber sonucu çok büyük maddi ve manevi zarara uğramış durumdayız.

Basın ve yayın kanunu gereğince, bir haberin doğruluğunu araştırmadan bu şekilde bir haber yapmanız etik kurallarıyla bağdaşmamaktadır. Ki zaten yaptığımız araştırmalar sonucu Haberde bahsettiğiniz Metin Barışkan isimli şahıs 2014 yılında oskar pastaneleri ortaklığından ayrılmıştır. Oskar pastaneleri de fetö terör örgütü kapsamında hiçbir cezai soruşturma ve kovuşturma geçirmemiştir. Şahsi soruşturma geçiren Metin barışkanın ne oskar pastaneleriyle, ne de firmamız ile hiçbir ilgisi ve bağlantısı YOKTUR. Sizin haberinizden sonra ogünhaber internet sitesi de hakkımızda haber yayımlamış olup, cevap hakkımızı kullanarak bir basın açıklaması yaptık ve ogünhaber sitesi bunu kendi haber sitesinde yayınlamıştır.

İftira ve hakaret dolu haberiniz sonucu, tarafımızca çok büyük maddi, manevi kayıplara uğramamız ve itibarımızın ağır derecede zedelenmesinden bahisle yayın yasağı talebinde bulunduk. Fakat sizden beklentimiz ogünhaber gibi tekzip ve düzeltme bildirisi ile mağduriyetimizi bir nebze gidermenizdir. Size ekte, Metin barışkanın daha bu fetö olayları başlamadan 2014 yılında oskar pastanelerinden ayrıldığını gösteren ticaret sicili gazetesini ve firmamızın oskar logosunu aldığı lisans sözleşmesini gönderiyoruz. Kimsenin daha fazla mağdur olmaması ve hakkınızca hakaret ve iftira suçlarından, firmamız (ÖMERBEY PASTACILIK SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ. ) mağduriyetlerin çözümlenmesi için en kısa zamanda tarafımıza dönüş yapılmasını, İlkeli ve doğru haber temennisiyle iletir iyi çalışmalar dileriz.

Not : Hakkınızda suç duyurusunda ve maddi manevi tazminat davası açmamamız için acil dönüş bekliyoruz.

ÖMERBEY PASTACILIK LTD.ŞTİ

ALPASLAN AKGÜL”

AYNI ADRES, AYNI TELEFON AMA AYRI ŞİRKETLERMİŞ

Tarafımıza gönderilen açıklamaya göre Jandarma Okulları’nın kantin ihalesini Ömer Bey Pastacılık Firmasının kazanmasına rağmen haberimiz üzerine ihalenin iptal edildiği ifade edilerek, hakkımızda suç duyurusunda ve maddi manevi tazminat davası açılacağı ifade ediliyor. FETÖ elebaşı Fetullah Gülen’e hakaret ettiği iddiasıyla Recep Tayyip Erdoğan’a karşı dava açan Oscar Pastaneleri’nin sahibi olan Metin Barışkan ile ve aynı adres ve telefonları kullanan Ömer Bey Pastacılık arasında hiç bir ilişki olmadığı iddia ediliyor. Haberin iftira ve hakaret dolu olduğu, maddi ve manevi çok büyük kayıplarının olduğu vurgulanıyor.

METİN BARIŞKAN’IN EŞİNDEN BOMBA SUÇ DUYURUSU

Halen 22. Ağır Ceza’da yargılanmakta olan Oscar Pastaneleri’nin “eski” sahibi Metin Barışkan’ın eşi Dilek Barışkan’ın Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na verdiği suç duyurusunda ise olayların haberlerimizin işaret ettiği noktalarda gerçekleştiği açığa çıkarken, FETÖ’den yargılanan Metin Barışkan, Oscar Pastaneleri ve Ömer Bey Pastacılık arasındaki ilişkileri net bir şekilde ortaya koyuyor.

İŞTE EŞİNİN METİN BARIŞKAN HAKKINDAKİ SUÇ DUYURUSU

“KONU : Metin Barışkan’ın FETÖ/PDY terör örgütü ile irtibatı ve bu kapsamda bizzat bildiğim ve şahit olduğum konular hakkında beyanlarımdır.

AÇIKLAMALAR :

Halihazırda boşanmak aşamasında olduğum; eski eşim Metin Barışkan’ın terör örgütü üyeliği hakkında bildiklerimi yetkili mercilere anlatmak istiyorum. Bu nedenle bu ihbarı kaleme alıyorum. Bugüne kadar Metin Bey ve kardeşlerinin baskı ve korkutmaları ve konuşur isem ortak çocuklarımızın devam eden hayatlarında sıkıntıya düşeceklerine dair sürekli bana baskı yapmaları nedeniyle sustum. Ancak artık bildiklerimi anlatmak istiyorum. Metin bey, ailesi ve arkadaşlarının FETÖ ile olan ilişkilerini, bu yolla elde ettikleri menfaatleri yetkililerle paylaşmak istiyorum. Gerekirse ve sayın başsavcılık tarafından uygun görülür ise tanıklık yapmaya hazırım.

Sözlerime Metin beyin sadık ve gönülden bağlı bir FETÖ üyesi olduğunu, aile hayatımızı da bu yapı için olan çalışmaları yüzden mahvettiğini söyleyerek başlamak istiyorum. 17 Aralık 1989 yılında henüz 16 yaşında iken evlendim. Önceleri ailesi ile birlikte yaşarken düğünümüzden elde edilen takılarla işleri büyütmesi üzerine ailesinden ayrı bir evde yaşamaya başladık. Benim şahit olduğum olaylar da biz ayrı bir eve geçtikten sonra başladı.

Metin bey 1994’ten itibaren haftada iki gün bu yapı tarafından düzenlenen toplantılarına gitmeye başlamıştır. Bu toplantıların biri mütevelli diğeri halk sohbetiydi. Bazı zamanlarda bu toplantıları bizim evde yaparlardı. Bu nedenle biliyorum. Toplantılar haftada iki gün Salı ve Perşembe olmak üzere biri mütevelli biri halk toplantısı olmak üzere toplantı yapılırdı. Toplantılarda Fetullah Gülen’e ait kitaplar ve Risale olarak bilinen kitaplar okunurdu. O yıllarda Etlik Mühendisler Sokak Eser Apt. No:19’daki evimizde oturuyorduk. Biz 2005 yılında Ata Sitesi A Blok’taki evimize taşınana kadar haftada 2 gün olan toplantılar devam etti. Ayrıca biz bu evde otururken evimize her pazar düzenli olarak Metin beyin bana askeri okullarda okuduğunu söylediği öğrenciler gelirdi. Öğrenciler geldiği gün beni evde istemezdi başka yere giderdim. Onların çok özel çocuklar olduğunu; bu çocukları kimsenin bilmemesi benim de görmemem gerektiğini, tedbirin namus kadar önemli bir şey olduğunu söylerdi. Bu çocukların geleceğin yüksek komutanları, Genelkurmay Başkanı olacaklarını söylerdi.

Bu öğrencileri nereden tanıdığını sorduğumda ise hizmetten dolayı tanıdığını söylemişti. Bu durum 2-3 yıl böyle devam etti. 2005 yılında Ata Sitesi A Blok’taki evimize taşındığımızda bizim evde toplantılar ayda bir olmak üzere devam etti. Burada sadece mütevelli toplantıları yapılıyordu. Bu toplantılara 10 kişilik gruplar halinde kişiler gelirdi. Bu toplantılarda sohbetlerin başındaki kişi Metin Beydi. Gelecek gidecek kişileri de o seçerdi. Bu kişilerin gelip gitmesinden ve katılım devamlarından o sorumluydu. Bana bu insanların öteki dünyalarını kazanmaları için çabaladığını; bu insanları cemaate kazandırmaya çalıştığını anlatırdı.

Bu sırada hatırladığım bir olaydan da bahsetmek istiyorum. Mühendisler Sokak 4 numaradaki Metin beyin teyzesine ait evi; Metin bey bana kız öğrencilere kiraladığını ve o evle de ilgilenmeye başladığını söylemişti. Sonrasında komşuların evde düzenli olarak kimin kaldığını bilmedikleri; eve sürekli farklı kişilerin gelip gittiğini; evin sanki bir buluşma noktası gibi kullanıldığını söyleyip şikâyet etmeleri üzerine bu evi boşaltmak zorunda kalmıştık. Bu evi boşalttıktan sonra annesini Ata Sitesi’ndeki evine tıpkı bizim eski evimize geldiği gibi her Pazar günleri birileri gelip gitmeye başlamıştı. Metin Bey tüm Pazar günleri onlarla ilgileneceğini söylerdi. Bunların da evimize gelen öğrenciler gibi özel öğrenciler mi olduğunu sorduğumda bunların öğrenci olmadığını söylemişti.

Tahminimce kendi evimize gelen askeri öğrencilerin devamı gibi bir işti bu. Zira Metin Bey bu evden Pazar günleri annesini de gönderir; kendisi bu kişilerle ilgilenirdi. Bu biz Ata Sitesinden Antares Sitesindeki evimize taşınana kadar böyle devam etti. Ata sitesinden Antares Sitesi’ne taşındık. Buraya hiç öğrenci gelmedi ama ayda bir kere Salı günü mütevelli toplantıları burada bizim evde Metin Beyin yöneticiliğinde oluyordu. Bu toplantılar 2015 yılının Ağustos ayına kadar devam etti. Toplantıda 6-7 kişi oluyordu. İçeride toplantı yapılırken kapı kapalı tutulur, telefonlar dışarda bırakılırdı. Bu toplantılara gelenlerden Mustafa Yıldız ve Kadir Hançerli’yi tanırım ve gördüm, bunlar dışındakileri tanımam. Ancak kendi alanlarında büyük esnaf olduklarını bilirim.

Yaklaşık iki saat kadar süren toplantılarda Fetullah Gülen videoları izliyor, kitaplarını okuyorlardı. Toplantı bittikten sonraya temizlemeye girdiğimde masada Zaman gazetesi, sızıntı dergisi abonelik hedef listeleri; burs ve himmet listeleri ve bayram zamanlarında kurban hedef himmet listeleri görürdüm. Bir gün Çarşamba sabahında mütevelli toplantısından sonra temizlik yaparken bu toplantıların yapıldığı salonda komidin çekmecesinde deste deste para buldum. Metin beye bu paraların ne olduğunu neden evde bu kadar çok parayı çekmeceye koyduğunu sorduğumda onların bizim olmadığını, mütevellide topladığı paralar olduğunu; bu nedenle de bankaya koyamadığını; paraların yurtdışındaki okullara gideceğini, bunu da kimseye söylememem gerektiğini söyledi. O gün öğleden sonra paraları bir çantaya koyarak götürdü.

Uzun bir süre sonra yine temizlik yaparken yatak odasındaki bazanın altında valizin içinde siyah bir poşetin içinde yine destelerle para buldum. Aynı gün bu paraları evde istemediğimi söyledim. Ne zaman ve nasıl çıkardığını bilmiyorum ama paraları diğer gün görmedim.

Yine bir Salı akşamı toplantıdan sonra çekmecelerden yüklü miktarda deste deste paralar buldum. Yine mi okullara para göndereceksin dediğimde bunların toplantıda toplanan burs parası olduğunu, kendisinin cemaatin muhasebecisine yardımcı olduğunu ve bu paralara dokunmamam gerektiğini söyledi. Böyle çok defa toplantıdan sonra destelerle para olurdu evimizde. Ama sohbete gelenlerden kimin ne kadar para verdiğini bilmiyorum.

Kurban Bayramı’nda deri toplamaya çıkarlardı. Bayram arifesinden önce evimizde toplanırlar kimin hangi bölgeden sorumlu olacağını belirler, derilerin hangi araçlarla kimler tarafından alınıp nereye bırakılacağını konuşurlardı. Hemen hemen her bayram ve bayram boyu devam ederdi. Topladıkları derileri bir yerde saklayıp birilerine teslim ediyorlardı. Bayram döneminde telefonda başka bir kişi ile konuşurken şifreli konuşuyor, sürekli kurban derilerine “gömlek” diyordu. Bunu sorduğumda telefonların sıkıntılı olduğunu bu nedenle böyle konuştuğunu söylüyordu.

17-25 Aralık döneminde evde sürekli olarak toplandıklarında yahut misafirlerimiz geldiğinde siyasi konular konuşulur; partinin yanlış yolda olduğu konuşurlardı. Yanlış hatırlamıyorsam Cumhurbaşkanının o dönem cemaate “Haşhaşiler” dediği için 22 arkadaşı ile birlikte Sayın Cumhurbaşkanımıza dava açmıştır. Bu olaydan sonra konuşmalarında sürekli Yezid diye birinden bahsederler; bu kişiyi suçlarlardı.

Bu sırada bir gün bir kısım şirket hisselerimizi malvarlıklarımızı falan devretmesi gerektiğini söyledi. Nedenini sorduğumda kendisinin cemaatin Mamak görevlisi olduğunu, Asya Termalde bu sene yapılan toplantıda bazı tedbirler alınması gerektiğinin söylendiğini; bana uzun uzun malvarlığına el konulmasını engellemek amacıyla güvendiği kişilere devir yapacağını anlattı.

Bu süreçte bildiğim kadarıyla Oskar Pastaneleri’ndeki hisselerini kardeşi Ramazan Barışkan’ a devretti. Etrafa Oskar Pastaneleriyle hiçbir alakam yok demesine rağmen her gün Oskar Pastanesi Yıldız şubesinde bulunmaktadır. Diğer şubelerinin de hala kendi kontrolünde olduğunu biliyorum.

Bazı taşınmazlarını Şükrü Bilici ve Hakan Akıska’ya devretti. Hakan Metin beylerin maaşlı çalışanıdır. Ne ev ne de arabaları alacak gücü yoktur. Arabalarını sattığını sanıyordum, hep başkalarına devrettiğini ama kendi kontrolünde olduğunu biliyorum. Ata Sitesi 6 numaradaki annesinin oturduğu evi Kadir Barışkan’ın üzerine geçirdi. Sonradan Kadir Barışkan’ın da başka birisine hileli olarak devrettiğini duydum.

Via Green iş merkezinde 2 adet ofisinin bulunduğunu, bunları benim akrabam olan Şükrü Bilici’ye göstermelik olarak devretti. Ancak Şükrü Dayının bunları alacak gücü yoktur. FETÖ’den dolayı el koyulma riski olduğunu biliyorum. Şu an o ofisleri satmaya çalıştıklarını biliyorum.

15 Temmuz darbe gecesi evdeydi. Sesler yükselince biz çocuklarla korktuk. Kendisi sakince korkacak bir şey olmadığını gidip yatmamızı söyledi. Daha sonra kendisi evden çıktı. Hain darbe girişimi gecesinden sonra 2016 Ağustos’ta eve geldi birkaç eşyasını daha alıp bir süreliğine şehir dışına gideceğini kimseye söylememem gerektiğini söyledi. Sebebini sorduğumda bir süre ortalarda gözükmemesi gerektiğini söyledi. Bu süreçte kendisinden hiç haber almadık. Daha sonra tesadüfen Ankara Çankaya’da Atlı Otel’de kaldığını öğrendim.

FETÖ’den insanlara soruşturmalar açılıp da şüphelilerin hesapları ve mallarına tedbir koyulduğu duyulunca üzerinde kalan son malvarlığını da devretmeye başladı. Pastaneler nedeniyle piyasaya olan borçlarının hiçbirini ödemiyor sürekli telefonlar geliyordu; ben boşanma kararı aldıktan sonra dava açarken de birkısım devirler öğrendim. Şöyle anlatayım;

2016 yılında tutuklanmadan yaklaşık iki ay evvel Mutlukent Mahallesi 2432. Cadde Ümitköy’deki arsasını 6 milyon 300 bin TL’ye sattı ancak bu paranın akıbetini bilmiyorum. 2015 yılında Aşağı Eğlence Mah. Doğançay Sokak’taki dört katlı apartmanını 8 milyona satmıştır. Aynı şekilde bu paranın da nereye gittiği belli değildir.

2013 yılında Ata Sitesi’ndeki evimizi 1 milyon TL’ye satmıştır. Antares’teki evimizi 1 milyon TL’ye satmıştır. Bu paraları nerede sakladığını bilmiyorum; ancak şirkete koymadığına eminim. Zira arkadaş çevremizden bildiğim kadarıyla şirketlere sürekli icra geliyormuş.

Yine ortak tanıdıklar vasıtasıyla öğrendiğim kadarıyla Gürcistan’da iş yapmak üzere çeşitli girişimlerde bulunarak oradaki ticari yaşamı araştırdığını biliyorum. Türkiye’de hukukun bittiğini; artık ticaretin de yapılamaz olduğunu ve işleri bu nedenle Türkiye dışına taşımak istediğini söylüyormuş çevreye.

Hapse girdiği dönemde Aşağı Eğlence Mah. Yunus Emre Cad. bir dairesini satışa çıkardığını biliyorum ama akıbeti hakkında bilgim yok. Kuzeni ve çalışanı olan Hakan Akıska’nın üzerine çeşitli Mamak’ta tapular ve arsaları olduğunu biliyorum ama hangileridir bilmem.

Ömer Barışkan’ın ve Kadir Barışkan’ın arabalrının satıldığını söylemesine rağmen çevreden hala arabalara bindiklerini duydum. Arabaları Etlik Alya Sitesindeki garajlarında sakladıklarını öğrendim.

2016 yılında bu süreçte aldığımız boşanma kararını kaçak hayatına geçmiş olmasının da etkisi ve çocuklarımız nedeniyle erteledik. Ancak onun kaçak hayatına geçmesi ile zaten fiilen ayrıydık. Kendisi otelde kaldığı dönemin sonrasında ara ara çocukları görmeye gelirdi. Bir kez geldiğinde bana kendisi hakkında FETÖ sebebiyle soru soran olursa bir şey söylememem için çok sert bir şekilde uyardı. Artık FETÖ ile ilişkisini kestiğini, hiçbir ilişkisinin olmadığını soranlara bir şey söylemememi tembihledi.

Ben bu sırada boşanma davası açtım. Metin bey hapisten çıktıktan sonra ailemizle yaşadığımız eve yerleşmek istedi, ayrılma sürecinde olduğumuz için evden gitmesini istedim. Beni kimse çıkaramaz sen çık diyerek beni evden kovdu. Bir süre ailemin bir süre arkadaşlarımın yanında kaldım. Bu süreçte nafakamı dahi ödememiştir.

Çoluğumuzun çocuğumuzun parasını bu yapıya yedirdiğine geçmişte şahit olduğum gibi şimdi de bu yapı için mücadele ettiğini düşünerek tüm bu bildiklerimi ifade etmek gereği duydum. Ben mahkeme kararı ile aile konutuma yerleştikten sonra kendisine 2.500 TL’ye ev kiralamıştır. Parası olmadığını söylediği halde aylık kirası 3.000 TL olan bir jipe binmektedir. Battık demesine rağmen yaşam standartlarında hiçbir değişiklik olmamıştır, mesela hala yiğenini Amerika’da okutmaktadır.

Sonuç olarak söylemek istiyorum ki Metin Barışkan çok çok uzun yıllardır bu yapıya dâhil olup bu yapının içerisinde her daim aktif görevler almıştır. Bazı zamanlar sohbetlere abilik yapmış bazı zamanlar askeri öğrencilere abilik yapmış; bazı zamanlarda ise kim olduğunu bilmediğimiz ama askeri öğrencilere yaptığı abilik gibi gizli saklı tuttuğu görevler üstlendiğini biliyorum. Yaşı biraz ilerlediğinde ise evde mütevelli heyeti toplantılarında gazete dergi aboneliği işlerini takip eder eve gelen esnaflardan burs ve himmet toplardı. Asya termalde kendisine verilen talimatlar doğrultusunda şirket hisselerini; mal varlığının belli kısmını güvendiği kişilere devredip kendisini korumaya almıştır. Bu hisseleri ve malları devrettiği kişilerin de Metin beyin gizlenme ve korunma amacından haberdar olduklarını biliyorum. Zira bir kısmı yakın akrabaları bir kısmı ise yıllardır yanında olan kişilerdir. Bu kişilerin ve yukarıda ismini bildiğim anlattığım kişilerin FETÖ örgütü ile ilişkilerinin açığa çıkarılması için bildiklerimi anlattım.

Gereğini saygılarımla arz ve talep eder; bu kişilerin adaletten kurtulmalarının önüne geçmek için tanıklık yapmaya hazır olduğumu bildiririm.”

KAMUOYUNA VE SAVCILARA DUYURUYORUZ: GEREĞİNİ YAPIN

FETÖ’cü paralel yapılanmanın TSK’dan Emniyet’e, yargı ve bürokrasiye kadar ülkenin tüm kurum, kuruluş ve yapılanmalarına kanser gibi yerleştiği ve büyük bir mücadelenin verildiği bu dönemde Türkiye’nin Başkenti’nde böyle fütursuz ve elini kolunu sallaya sallaya gezen, ifşa olduklarında da zeytin yağı gibi üste çıkmaya çalışan bu garabeti kamuoyunun ve Türkiye Cumhuriyeti’nin Savcılarının gerçek anlamda gereğini yapmaları dileğiyle dikkatine sunuyoruz.

Bir de Ankara’da FETÖ ile iltisakı hemen herkesçe bilinen böyle bir firmanın hala Devletin en önemli kurumlarının ihalelerine nasıl girebildiğini, MİT’den ve MASAK’tan geçerek güvenlik soruşturmalarını nasıl aşabildiklerini gerçekten çok merak ediyoruz.

Bu tür yapılanmalar ifşa olmasalar demek ki, her türlü işlerini yürütmeye devam edecekler. Adı da FETÖ ie mücadele ediyoruz olacak.

Gerçekten çok yazık.

Hakan Sönmez

Siyasetcafe.com

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

İlgili Haberler

YSK, bugün İstanbul kararını görüşecek İşte beklenen tüm alternatifler 
Şehidin ailesi Kılıçdaroğlu ile tokalaşmadı

Gündem Haberleri