MHP’den ihraç edilenlerin bir araya gelerek kurduğu İYİ Parti’de sorunlar bitmiyor. Kuruluşunda Ümit Özdağ’ın “ülkücü bir parti kurmuyoruz” sözlerinin ardından merkezde konuşlanacağı ifade edilerek kurulan İYİ Parti’ye hem seçmen nezdinde hem de yönetim bazında ciddi tepki ve eleştirilerin ardı arkası kesilmiyor.
En son olarak İYİ Parti Kurucular Kurulu üyesi olan Oğuzhan Türk, kişisel facebook sayfasından İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ve İYİ Parti yönetimine oldukça ağır eleştiriler getirdi.
Türk, yaptığı açıklama, İYİ Parti’nin teşkilatlanma ve yönetim yapısının oluşturulmasında anti demokratik yaklaşımlardan rahatsızlığını dile getirdi.
Dün MHP’ye yönelik yapılan tüm eleştirilerin daha fazlasının bugün İYİ Parti’de gerçekleşmekte olduğunu ifade eden Oğuzhan Türk, “MHP’de olağanüstü kongre toplanması için bir yıldan fazla koşturan ülkücülerin büyük kısmının sessizce kenara çekildiğini görmek bizleri üzmüştür.
Muhalif ülkücülerin çoğunluğu kongre toplansın diye imza toplarken çok adaylı yarışta Meral Akşener’i desteklemiştir. Şimdi o ülkücülerin bir kısmının İYİ Parti’de oluşan yeni düzen yüzünden sanki cezalandırılmış gibi bir duruma itilmesi kabul edilemez” dedi.
İYİ Parti Kurucular Kurulu Üyesi Oğuzhan Türk’ün İYİ Parti’yi ve Meral Akşener’i hedef alan ve derinden sarsacak olan açıklaması şöyle:
“İYİ PARTİ HAKKINDA YÖNETİCİLERİMİZE DOSTANE UYARI
MHP’den ayrılırken haklı gerekçelerimiz vardı.
Parti içi demokrasinin olmayışından rahatsızdık.
Çünkü kongre yaptırılmadı.
Seçilmiş delegelerin iradesine saygı gösterilmedi.
Yaşananları tekrarlamaya gerek yok.
Bu süreçte yaşananları herkes bilmektedir zaten.
Çare kalmayınca hepimiz zor olan kararı verdik.
Siyasi yuvamızı büyüklerimizin uğruna bedeller ödedikleri üç hilali ve partiyi bıraktık.
Artık içinde eski rahatsızlıkların yaşanmayacağı yeni bir parti kurduk.
Veya öyle olacağını ümit ettik.
Şimdi merak ediyorum neyi değiştirmişiz diye.
Dar kadroculuktan şikayetçiydik aynısı burada da var.
Teşkilatların atanma biçimiyle dün şikayet ettiğimiz atanma biçimleri arasında fark yok.
Bazen bir bazen de bir iki kişinin dudağının arasından çıkan sözlerle teşkilatlar seçildi.
Bu atamaların adalete uygun olduğunu demokratik olduğunu istişareye dayalı olduğunu ispatlamak mümkün değil.
Üye kayıtlarının önü açılmayıp sınırlı sayıda üyeyle kongreler yapılmakta ve bu durum eskisinden farklı olarak sunulmaktadır.
Böylece kendimizi tatmin edebiliriz ama başkalarını buna inandırmak hiç mümkün değildir.
Gidilen ve açılışı yapılan il teşkilatlarındaki programları hepimiz görüyoruz.
İtiraf etmeliyiz eski heyecan ve dirilik yok. İktidara yürüyen parti ve partili coşkusu yok.
Umarız partimizin yöneticileri MHP’deki kongre toplanması için oluşan heyecanın ve kalabalıkların şimdi niye olmadığını düşünmektedirler.
İnşallah buna kızmak yerine nerelerde hata yapıldığını düşünmeye çalışırlar.
Hastalığı doğru teşhis etmek ve geç kalmadan tedbir almak onların görevi.
Partinin ismi konulurken fikri alınmayanlar.
Teşkilatlar atanırken ne düşündüğü sorulmayanlar.
Kendisinden başka diğer kurucuların kim olduğuna karıştırılmayanlar.
Başkanlık divanının seçimine karıştırılmayanlar.
İstişare edilirmiş gibi fikri alınırmış gibi yapılıp hiçbir dediği uygulamaya geçirilmeyenler.
Daha sonra ilgili büyüklerin dolduracağı şekilde boş kağıtlara imza attırılanlar.
Bunlar birçok partide yaşanan gerçekler. İyi de biz farklı olacağız diye yola çıkmıştık, unutmayın.
İYİ Parti’nin kurucularından birisi olarak şimdi o farkın nerede kaldığını sorguluyorum.
Sayın Meral Akşener bizim cumhurbaşkanı adayımız.
Bizlerin bütün gücümüzle bu hedefe yoğunlaşması gerekirken parti içinde Akşener sonrasına göre hazırlık yapılıyor havası var.
Bu hava dün çok büyük gayret ve enerjiyle koşturan arkadaşlarımızın maneviyatını kırmıştır. Kırmaya devam etmektedir.
MHP’de olağanüstü kongre toplanması için bir yıldan fazla koşturan ülkücülerin büyük kısmının sessizce kenara çekildiğini görmek bizleri üzmüştür.
Muhalif ülkücülerin çoğunluğu kongre toplansın diye imza toplarken çok adaylı yarışta Meral Akşener’i desteklemiştir.
Şimdi o ülkücülerin bir kısmının İYİ Parti’de oluşan yeni düzen yüzünden sanki cezalandırılmış gibi bir duruma itilmesi kabul edilemez.
Yola çıkarken bu partinin ülkücü parti olmayacağını biliyorduk.
Zaten olmasıda doğru değildi.
Merkez parti olması doğru olandı.
Parti vatanına ihanet etmemiş her kesimden insanı kucaklamalıydı.
Ama ülkücülerin hakkıyla temsil edileceğini düşünmüştük. İşin içinde olması gereken ve yıllardır illerinde büyük bedeller ödeyen ülkücülerin hayal kırıklığı içinde olduğunu görmekten üzüntü duyuyoruz.
Açık konuşalım. Eski hastalıkları burada görmek istemiyorduk. Kimisi kurucu kimisi yönetici kimisi ise danışman ünvanı altındaki kişiler etkin hale getirilmiştir.
Siyasi konularla ilgili parti açıklamalarda hala bir fikir birliği yoktur.
Farklı kafalardan farklı düşünceler çıkmaktadır.
Daha sonra tepki doğunca da öyle demek istemedi, şöyle dedim, çarpıtıldı gibi savunma çabası ortaya konmaktadır.
Bütün partiler açıklama yaptıktan sonra ancak açıklama yapılmaktadır.
Bir atasözümüz var. Tekerlek kırılınca yol gösteren çok olur diye.
Maksadım tekerlek kırılmadan bir şeyler söylemek.
Partimizin ağırlıklı olarak MHP ve CHP tabanından oy toplamaktadır.
O da ülkemizin batı bölgelerinde meydana gelmektedir.
AKP tabanından ciddi bir oy kayması görülmemektedir.
Oluşturulan vitrin ve verilen mesajlar maalesef yetersiz kalmaktadır.
Bu noktada büyük eksiklik olduğunun görülmesi gerekiyor.
Partisine kırgın MHP ve CHP’lilerle iktidar yakalanması zaten mümkün olamaz.
Zaten toplamları bile iktidar olmaya yetmemiş bir seçmen kitlesinden koparılacak oy bizi nereye taşıyabilir ki?
O zaman ya stratejide bir yanlış vardır ya uygulamada veya uygulayacak kadromuzda.
Esas konuşmamız ve istişare etmemiz gerekenler bunlarken eski hastalıklarla uğraşıyor olmamız can sıkmaktadır.
Biz adalet ve demokrasi için yola çıktık. Şimdi kendimizle çelişmekteyiz.
Bizler ilkelerimiz doğrultusunda her şeyi geride bıraktık. Ama unutmamak lazım o karakterimizi de yanımızda getirdik.
Benzer yanlışları görürsek ve itiraz olan kendi şahsiyetimize olur. Kimse kusura bakmasın ondan taviz veremeyiz.
Sanılmasın ki başka hatır veya beklentiyle, dün karşı çıktığımız ne varsa bugün kabul ederiz.
Bizimki daha yolun başındayken düzelir ümidiyle yaptığımız dostane uyarı.
Bunları çoğu partili hissediyor fakat yüksek sesle aktarmıyor.
İstiyoruzki yanlış iliklenen düğmeler baştan doğru düğümlensin.
Sonra kaybettiğimiz ilk heyecana yeniden kavuşalım.
Yoksa Türk milliyetçileri için zaman kaybından başka değişen bir şey olmayacak.
Hep ötelemek zorunda kaldığımız hayallerimiz boşa çıkacak.
Parti kurucularından birisi olarak, henüz çok geç kalmadan bunların dikkate alınmasını diliyorum.”
siyasetcafe.com