İyi Parti Kurucu Üyesi Umut Barış Erdoğan, Partisinin Ordu’dan belediye başkan adayı yapılması ve gelen tepkiler üzerine bunun geri çekilmesine atıfta bulunarak, “Şimdilik bertaraf edildiği anlaşılan bu tehdit, planlanan yeni senaryoda sadece bir adım olabilir. İstifam ile sonuçlanan süreçte terör örgütünün (FETÖ) başta iktidar olmak üzere muhalefet partilerinde de etkin olma planı çerçevesindeki faaliyetlerine dikkat çekilebileceğini umuyorum” dedi.
FETÖ İKTİDAR VE MUHALEFETTE ETKİN OLMA PLANLARI DEVAM EDİYOR
İYİ Parti Kurucu Üyesi Umut Barış Erdoğan’ın istifa açıklamasında çarpıcı ayrıntılar yer vedi. İdris Naim Şahin'in ısrarla belediye başkanı adayı yapılmak istemesini kabul etmediğini vurgulayan Erdoğan “Adı, terör örgütü FETÖ ile anılan şahsı bugün muhalefet olası iktidarına ortak etmek istiyorsa burada bir yanlışlık olması gerekir. Şimdilik bertaraf edildiği anlaşılan bu tehdit, planlanan yeni senaryoda sadece bir adım olabilir. İstifam ile sonuçlanan süreçte terör örgütünün (FETÖ) başta iktidar olmak üzere muhalefet partilerinde de etkin olma planı çerçevesindeki faaliyetlerine dikkat çekilebileceğini umuyorum” dedi.
İyi Parti Kurucu Üyesi Umut Barış Erdoğan, istifa nedenleri şöyle sürdürdü;
TÜRK ULUSU KANLI DERSLER ALMIŞTIR
“Türk Ulusu’nun tarihten aldığı kanlı dersler atalarından yadigâr genetiğine kazınmıştır. Ancak emperyalizm; mankurtlaştırma süreciyle yerel işbirlikçiler eliyle ulusumuzu kendi kimliğinden uzaklaştırmış, kendi toplumuna ve kültürüne yabancılaştırmış, bilinçsizleştirmiş ve sömürüye açık hale getirmeyi kısmen başarmıştır.
Bugün yaşanan cinnet hali mankurtlaştırma sürecinin sonucudur. Ulus bilinci yitirilmiş, ulusal refleksler aşındırılmış ve ulusal direnç kırılmıştır. Mankurt yığınlara dönüştürülen kitleler emperyalist saldırıya karşı ulusal varlığını savunamayacak hale getirilmiştir. Vatanın ve milletin varlığı ve bağımsızlığı tehlikededir. Bu beka sorunudur. Üçüncü Ergenekon’dur.
HALİMİZ DÜŞMANLARIN İŞTAHINI KABARTIYOR
Ne iktidar ne muhalefet halktan aldığı sorumluluğun gereğini yerine getirememektedir. Bu durum Türk Ulusu’nun şimdiden yok olmuş bir görüntü sergilemesine ve düşmanların iştahının kabarmasına sebep olmaktadır. Sovyet, Sadabat ve Balkan Paktı ile oluşturulan savunma kalkanları ve erişilen dostluk çemberi yerini, özellikle yakın dönem yanlış politikaların sonucunda, emperyalizmin cehennem çemberine bırakmıştır. Enjekte edilen beş milyon Suriyeli ile demografisi bilerek isteyerek değiştirilerek ulusal güvenlik hiçe sayılmıştır.
Cumhuriyet Türkiyesi’nde tam bağımsızlık, ulusal egemenlik ve millî bütünlük hedefleri, korunması gereken millî hedefler yerine sağlanacak hedefler noktasına gerilemiştir. Her alanda dünya birinciliğinin sağlanması hedefi ise artık tarihe karışmıştır. Bu dinamik idealden uzaklaşılmasıyla vasatlık ulusal tehdit boyutuna ulaşmıştır.
TÜRK SİYASETİ EMPERYALİZM ABLUKASINDA
Her alanda MIŞ gibi yapmak alışkanlık halini almış, muhalefet’miş gibi yapan partiler ve parti liderleriyle Türk siyasi hayatı emperyalist abluka altına alınmıştır. Ülkemizi yöneten anlayış, emperyalizmin işbirlikçisidir. Söylemler ile eylemler arasındaki tutarsızlık; şuuru henüz kapanmamış zihinler tarafından algılansa da tasarlanan siyasi yapı içerisinde yer alan muhalefet partileri de kullanılarak enerji soğurulmakta, emperyalizm için tehdit oluşturacak eşiğin altına indirilmesi sağlanmaktadır.
OSMANLININ ÇÖKÜŞÜNE YOL AÇAN NEDENLER ORTADADIR
Osmanlının çöküşüne yol açan unsurlar ortadadır. Atatürk ve onun kurduğu Cumhuriyet dersini çalışmayanlar vatanı tekrar aynı bataklığa sürüklemektedir. Bu ders bu coğrafyada zorunlu derstir. Seçmeli ders sananlar bütünlemeye kaldıklarında bu dersi alır, yoksa sınıfta
kalır! Türk siyaseti iktidar ve muhalefeti ile Atatürk dersine çalışmamaya sanki yemin etmiştir!
İYİ PARTİ EMPERYALİZM VE İŞBİRLİKÇİLERİ SAFINA DÜŞMÜŞTÜR
İYİ Parti’nin kuruluşu bu kokuşmuşluğa demokrasi zemininde hâlâ siyaseten dur denebileceğine olan inançları yeşertmiş ve vatanseverler de bu girişimin Türk siyasi hayatına yeni bir nefes katacağına inanarak içinde yer almıştır. Kuva-yi Milliye ruhu ile kurulan İYİ Parti Atatürk dersine çalışmamakta direnmektedir. Bu direnç İYİ Parti’nin muhalifMİŞ gibi görünen diğer partiler gibi emperyalizm ve onun yerel işbirlikçileri ile aynı safa düşmesine sebep olmaktadır.
FETÖ İLE ANILAN ŞAHSIN ISRARLA İYİ PARTİ’DEN ADAY YAPMAYA ÇALIŞMAK
AKP’nin 17/25 Aralık öncesi süreçte iktidara ortak ettiği terör örgütü (FETÖ) ile anılan şahsı bugün muhalefet olası iktidarına ortak etmek istiyorsa burada bir yanlışlık olması gerekir. Kurucusu olduğum İYİ Parti’den adı terör örgütü (FETÖ) ile anılan bir şahsın ısrarla belediye başkan adayı yapılmak istenmesini kabul etmem mümkün değildir. Adaylığın netleştiğini öğrendiğim anda parti yöneticileri ile temasa geçerek bunu kabul etmeyeceğimi bildirdim. İstifamı açıkladıktan sonra yoğunlaşan tepkiler sonrası senaryoda değişiklik yapmak zorunda kalanlar daha sonrasında yaptıkları açıklamalarla İYİ Parti’nin hangi anlayışla yönetildiğini tekrar kamuoyuna göstermişlerdir.
İKTİDAR VE MUHALEFET FETÖ FAALİYETLERİNE DİKKAT ÇEKMELİ
İstifam ile sonuçlanan süreçte terör örgütünün (FETÖ) başta iktidar olmak üzere muhalefet partilerinde de etkin olma planı çerçevesindeki faaliyetlerine dikkat çekilebileceğini umuyorum. Kumpas davaları ile, Atatürk önderliğinde kurtuluş ve kuruluş mücadelesi veren ve zaferle sonuçlandıran büyük Türk ulusuna karşı emperyalizm yeniden meydan okumuş ve kısmen başarılı da olmuştur. Bu süreçte safı en baştan beri belli, FETÖ ile bizzat mücadele etmiş, sayısız kumpasa uğramış, aracına bomba konularak canına kast edilmiş, yıllarca teknik takibe maruz kalmış ve hâlâ da komplolara maruz bırakılan biri olarak bu ciddiyetsizliği kabul etmem mümkün olamazdı.
CUMHURİYETİN KURULIŞ AYARLARINA DÖNMELİYİZ
Türkiye Cumhuriyeti Devleti kuruluş ayarlarına -Atatürk’e dönmek, kurucu felsefeden yani Türk Devrimi’nden, ulusal bağımsızlık ve uygarlık savaşından ilham alarak geleceğe yönelmek zorundadır. Atatürk’le sorunu olduğunu söyleyemeyeceğim parti yönetiminin; Atatürk’e dönmek gibi bir özleme, bunun için yeterli bilgi birikimine ve bu bilgi birikimine sahip kişileri partiye kazandırma ve yetkili konuma getirme girişimine şahit olmadım. Mustafa Kemal’in askeri olarak Sine-i Millet içinde bu uğurda mücadeleye devam edeceğim. Varlığım Türk varlığına armağan olsun. Ne mutlu Türk’üm diyene.”
SİYASETCAFE.COM