İşte tüm zamanların en iyi romantik komedi filmleri!

Tam bir romantik komedi filmi olan "Ahh Mary Vah Mary"nin kurgusu gerçekten insanın içini ısıtır cinsten bir yapıt... İçine kapanık, çkingen, bir insan olan Ted, yaşamı boyunca belkide en anlamlı hareketi lisede âşık olduğu kıza yani Mary’e bir türlü açılamamış olması sebebiyle içinde bulunduğu bu yürek yangınından yıllar sonra da olsa tuttuğu bir dedektifin onu bulması ile son bulur. Fakat dediktif Mary'i bulmasına bulur ama o da Mary'e gönlüne kaptırır ve aşık olur.. Bakalım bu kör düğümden nasıl kurtulacaklar.. Nihayetinde bir kızı yüz kişi ister bir kişi alır...

50 First Dates (50 İlk Öpücük) 2004

Film, hafızası her gün silinen bir kıza aşık olan bir gencin hikayesini konu edinmiş. Henry Roth, Hawaii’de gününü gün eden, her gün başka bir kadınla birlikte olan bir doktordur. Fakat bir gün Lucy Whitmore isminde bir kızla tanışır ve ona aşık olur. Yalnız burada da bir sıkıntı vardır. Çünkü Lucy’nin hafıza sorunu vardır ve bir gün yaşadığını öbür gün unutan biridir. Filmde bazı sahnelerinde katıla katıla gülmekten, bazı sahnelerinde romantizm ve duygusallığın en güzel anlarını yaşayacağınızdan şüpheniz olmasın. Gerçekten çok eğlenceli bir film..

Groundhog Day (Bugün Aslında Dündü) 1993

Gerçek bir klasik olan filmi 1993 yılından beri seyretmeyen sinemasever kalmamıştır herhalde.. Groundhog Day, hakiki bir klasik ve kült haline gelmiş tekrar tekrar izlemekten bıkılmayacak kadar çarpıcı ve kurgusu harika bir film. Türünü pek de çaktırmasa da, “gizli romantik komedi” tadında olan Groundhog Day'de, kahramanımız nefret ettiği 2 Şubat gününde mahsur kalan ve günü tekrar tekrar yaşamak zorunda kalan huysuz ve kibirli hava durumu sunucusu Phil’in hikayesini konu ediyor. "Bugün Aslında Dündü" adıyla Türkçeye çevrilen bu filmde, başroldeki Bill Murray’ye Andie MacDowell eşlik ediyor. Bir zamanlar Hayalet Avcıları filmini de çeken yönetmen Harold Ramis’in ellerinden çıkmış harika bir film.

Serendipity (Tesadüf) 2001

Noel Tatili'nden önce New York'ta bulunan Sara ve Jonathan Bloomingdale'de kalan son bir çift kaşmir eldiveni aynı anda satın almak isterler. Bu vesileyle de tanışırlar. Eldivenlerin kimin olacağına karar vermek için "Serendipity" ismindeki küçük ama sıcak bir kafeye gidip muhabbet ederler daha sonra Central Park'ta birlikte paten kayıp, gece de yıldızları seyre dalarlar. Kraliçe Takımyıldızı'nın, Sara'nın alnındaki çillerle aynı desene sahip olduğunu farkederler. Sara telefonunu bir kitabın içine yazarak yarın onu rastgele bir kitapçıya göndereceğini söyler. Jonathan ise kendi telefonunu beş dolarlık bir banknota yazdıktan sonra bir sokak satıcısına verir. Eğer kader tekrar karşılaşmalarını isterse, kitap Jonathan'ı, para da Sara'yı bulacaktır.. Tesadüf bu ya belki de buluşacaklardır. Şimdiden iyi seyirler..

Punh - Drunk Love (Aşk Sarhoşluğu) 2002

Şimdi şöyle düşünelim... Hayatları, yaşam biçimleri ya da yaşam felsefeleri birbirine hiç benzemeyen bir çiftin birbirine aşık olduğunu düşünelim... Bu iki kişi arasında uyumsuzluk, anlaşamama ve delicesine tutkulu bir de aşk olduğunu düşünelim..Evet karman curman yapılar ve aşk dolu bir hayat.. "Drunk Love" elbette genel izleyicinin “Bu nasıl aşk filmi ya?” diyerek burun kıvıracağı ama sinefillerin maksimum keyif alacağı filmlerden biri diyebilirim.. Keyifli seyirler!

Something’s Gotta Give (Aşkta Her Şey Mümkün) 2003

Orta yaşlı bir adam olan Harry Langer, oldukça zengin, ünlü ve başarılı bir iş adamıdır. Yaşantısında sürekli olarak genç ve güzel sevgililer edinmektedir. İşte bu sevgililerden biriyle annesinin evinde bir hafta sonu geçirmeye giderler, sonrasında ise kendilerini hiç ummadıkları bu sürprizler zincirinin içinde bulurlar..

Love & Other Drugs (Aşk Sarhoşu)

Maggie, özgür ruhlu genç bir kadındır, Jamie ise hiçbir kadının karşı koyamadığı cazibeyle donanmış bir erkektir. Jamie, hem işten hem de kadınlardan çok iyi anlamakta, her iki alanda da epeyce başarı yakalamaktadır. Ancak Maggie’nin kimseye bağlanmak istemeyen ruhu bu aşkı biraz zora sokacaktır..

Bridget Jones’s Diary (Bridget Jones’un Günlüğü) 2001

Bridget, 32 yaşına gelmiş ve hala yaşamını bir düzene sokamamış bir kadındır. Bu düzensizlikten sıkılan Bridget, hayatındaki bir şeyleri yoluna koymak için öncelikle bir günlük tutmaya başlar ve sonrasında hiç beklemediği şeyler yaşar.

While You Were Sleeping (Sen Uyurken) 1995

Mevzu romantik komediler olunca 90’lar gibisi yok gerçekten… İngilizcedeki “hopeless romantik” (umutsuz romantik) tanımının tam karşılığı olan platonik Lucy’nin hikayesine odaklanan film, başrollerde Sandra Bullock, Bill Pullman ve Peter Gallagher’ı buluşturuyor. Romantik komedi formülünü başarıyla uygulamış olan film, izleyicisini iyi hissettirmeye programlanmış gibi…

Love Me If You Dare (Cesaretin Var Mı Aşka) – 2003

Fakir ve göçmen bir kız olan Sophie, soyundan dolayı toplum tarafından hor görülmektedir. Julien ise küçük yaşlarda annesini kanserden kaybetmiş biri. Acıların ve dışlanmışlıkların bir araya getirdiği bu iki yürekli insanın, cesaret üzerine kurulu çocukluk ve gençlik üzerine geçirdiği hayatı konu ediyor. Tabii ki en cesurca işleri birbirlerine aşık olabilecek midirler?

My Best Friend’s Wedding (En İyi Arkadaşım Evleniyor) 1997

Bir erkek ve bir kadın “sadece arkadaş” olabilir mi? Cevabımız elbette ki, Evet! Ancak bu arkadaşların her ikisi de özel hayatlarında çok başarılı değilse ve “28 yaşımıza geldiğimizde hala bekarsak ikimiz evlenelim” şeklinde söz vermişlerse, iş biraz karışıyor.

About A Boy (Bir Erkek Hakkında) 2002

Hem yakışıklı hem zengin olan ve bir o kadar da rahat bir insan olan Will, Londra’da hayatını sürdürmektedir. Will’in yaşamında kaygı duymasını gerektiren hiçbir durum olmadığı için hayatını sorumsuz ve tutarsız bir şekilde geçirmektedir. İşte bu sorumsuzca gidişin son durağı boşanmış kadın ve erkeklerin katıldığı toplantı olur. Ve Will, hayatını kökten değiştirecek bu toplantılarda neler ile uğraşmış ve neler yaşamıştır?

When Harry Met Sally (Harry, Sally İle Tanışınca) 1989

Harry ve Sally aynı üniversitede okumuş, ancak birbirlerini hiç görmemişlerdir. Mezuniyetin ardından aynı arabayla New York’a giderken tanışırlar. Tüm yol boyunca hayatın her alanından bahseder, keyifli bir sohbet ederler. İşte bu muhabbet onları aşka götürecektir.

The Truth About Cats & Dogs (Gözler ve Sözler) 1996

Nispeten az bilinen The Truth About Cats & Dogs, aslında çok tatlı bir hikayeyi anlatıyor. Sayısız dizide yönetmen koltuğunda oturan Michael Lehmann imzasını taşıyan film, aynı zamanda radyoda programcılık da yapan bir veterinerin, kendisini görmek isteyen yakışıklı bir adamla bir araya gelecek özgüveni kendinde bulamadığı için model arkadaşından yerine geçmesini istemesi üzerine kurulu. Janeane Garofalo’nun tüm sempatikliğiyle kendine hayran bıraktığı filmde, çekici ama çok da zeki olmayan model Noelle rolünde Uma Thurman var.

He İs Just Not That Into You (Erkekler Ne Söyler, Kadınlar Ne Anlar) 2009

İnsanlık tarihi kadar eski bir konudur; kadınların erkekleri anlamadığı, erkeklerin kendini anlatamadığı ya da erkelerin kadınları anlamak istemediği gibi sorunsallar. İşte tam da bu bağlamda Marslı erkekler ve Venüslü kadınların bir garip “anlaşamamazlık” öyküsü anlatılıyor.

Hitch (Aşk Doktoru) 2005

Aşk acısı çekmeyen kim var ki şu gökkube altında? Bazen bu yürek sızladan, insanın içini yakan durumu birilerine anlatmayınca insan derdin en diplerine kadar girip çıkamayacağını hissediyor. İşte böyle bir durum yaşayanlar için Hitch, aşk acısı çekenlerin derdine derman olduğunu iddia eden ve hayli mantıklı çözümler de sunan bir yaşam koçunu canlandırıyor. Danışanların kapısında uzun kuyruklar oluşturduğu Hitch, kendisi aşık olunca formüllerin hiç birinin işe yaramadığını bizzat deneyimleyecektir.

Jerry Maguire (Yeni Bir Başlangıç) 1998

Tek kelimeyle müthiş bir film. Jerry Maguire karakteri şimdiye kadar gördüğüm en başarılı karakterlerden biri... İnsanın "Attan inip eşeğe bindiği" ve bu süre zarfında iliklerine kadar yalnızlığını kahramanla birlikte seyrederken sizlerde hissediyorsunuz. Filmde Jerry Maguire aslında çok başarılı bir menejerdir. Çalıştığı şirketin de aynı zamanda ortağı olan iş Maguire beyaz bir kağıda işiyle ilgili olması ve aslında yaşanması gereken insani boyutları futbolcu ve menejerlerin ilişkilerini konu alan mükemmel bir metin yazar ve bunu tüm müşterilerine ve çalışanlara gönderir. Kapitalist dünya da böyle insanı duygular tabii ki saygı görmez ve yazdığı bu bildiri ile kahramanımızın hayatı ters düz olur. Kurulmasında en büyük emeği olan şirketinden kovulan Maguire'nin arkasında "dostum" dediği hiç kimse kalmaz. Ama şirkette muhasebeci olan dünyalar güzeli bir kız hariç... İşte "Yeniden Başlangıç" filminde o dünyalar güzeli kıza yürekten bağlanan ve mükemmel bir adamın hayatının iniş ve çıkışlarını konu edinmiş sürükleyici, gerçekci bu filmi mutlaka seyretmelisiniz..

Silver Linings Playbook (Umut Işığım) 2012

Filmi olmasa hiç kimse "böyle hayatlar da var mı ya" demeden edemez. Böyle hayatlar gerçek hayatta fazlasıyla vardır eminim. Umut Işığım filminde de “Her şerde bir hayır vardır” sözünün capcanlı tanığı vardır. Dünyanın belki de en iyi insanı olmak için doğmuş Pat Solotano’nun hayatı çok sevdiği eşinin onu başka bir erkek için terk etmesiyle bulaşık teline döner ve Pat bu durumun ağırlığından akıl hastanesine yatar. Pat tüm enerjisini eşini tekrar kazanmak için harcamaya kararlıdır ve öncelikle akıl hastanesinden çıkmak zorundadır..

Jerry Maguire (Yeni Bir Başlangıç) 1998

Tek kelimeyle müthiş bir film. Jerry Maguire karakteri şimdiye kadar gördüğüm en başarılı karakterlerden biri... İnsanın "Attan inip eşeğe bindiği" ve bu süre zarfında iliklerine kadar yalnızlığını kahramanla birlikte seyrederken sizlerde hissediyorsunuz. Filmde Jerry Maguire aslında çok başarılı bir menejerdir. Çalıştığı şirketin de aynı zamanda ortağı olan iş Maguire beyaz bir kağıda işiyle ilgili olması ve aslında yaşanması gereken insani boyutları futbolcu ve menejerlerin ilişkilerini konu alan mükemmel bir metin yazar ve bunu tüm müşterilerine ve çalışanlara gönderir. Kapitalist dünya da böyle insanı duygular tabii ki saygı görmez ve yazdığı bu bildiri ile kahramanımızın hayatı ters düz olur. Kurulmasında en büyük emeği olan şirketinden kovulan Maguire'nin arkasında "dostum" dediği hiç kimse kalmaz. Ama şirkette muhasebeci olan dünyalar güzeli bir kız hariç... İşte "Yeniden Başlangıç" filminde o dünyalar güzeli kıza yürekten bağlanan ve mükemmel bir adamın hayatının iniş ve çıkışlarını konu edinmiş sürükleyici, gerçekci bu filmi mutlaka seyretmelisiniz..

It’s Complicated (İlişki Durumu: Karmaşık) 2010

Jane, 10 yıl önce eşinden boşanmış, 3 tane yetişkin çocuğu ve başarılı bir iş hayatı olan bir kadındır. Jane’in oğlu üniversiteden mezun olacağı için eski eşi ile birlikte mezuniyet törenine giderler ve şehir dışında baş başa biraz zaman geçirirler. İşte o zaman her ikisi için de aşk kıvılcımları yeniden başlar. Ancak birinin eşi, diğerinin de bir sevgilisi vardır.

It’s Complicated (İlişki Durumu: Karmaşık) 2010

Jane, 10 yıl önce eşinden boşanmış, 3 tane yetişkin çocuğu ve başarılı bir iş hayatı olan bir kadındır. Jane’in oğlu üniversiteden mezun olacağı için eski eşi ile birlikte mezuniyet törenine giderler ve şehir dışında baş başa biraz zaman geçirirler. İşte o zaman her ikisi için de aşk kıvılcımları yeniden başlar. Ancak birinin eşi, diğerinin de bir sevgilisi vardır.

13 Going On 30 (Keşke 30 Olsam) 2004

13 yaşında bir genç kız olan Jenna Matt isminde kendisinden yaşça büyük birine aşıktır. Ancak doğum gününde Matt ile ilgili aşağılayıcı bir olay yaşar ve bu durum onu çok utandırır. Tesadüfi bir şekilde eline geçen dilek tozunu kullanır ve hemen 30 yaşında olmayı diler. Peki, 30 yaşına gelince her şey istediği gibi olmuş mudur? Yoksa her yaşın ve zamanın kendine has güzellikleri var mıdır? Filmi izleyin kararı siz verin.

Annie Hall 1977

Woody Allen’ı seversiniz-sevmezsiniz tartışılır. Ama Annie Hall’un hem sinema tarihinin hem de Woody Allen filmografisinin en unutulmaz ve takdire şayan filmlerinden biri olması, su götürmez bir gerçektir. Kadın erkek ilişkileri üzerine izlenebilecek en özgün yapımlardan biri olan kült film Annie Hall, New York’lu komedyen Alvy Singer’ın şarkıcı Annie Hall ile olan ilişkisini merkeze alıyor. Woody Allen’ın yazıp yönettiği ve Diane Keaton ile birlikte başrolleri paylaştığı film, dört Oscar’ın ötesinde, kalbimizi de kazanmıştı.

High Fidelity (Sensiz Olmaz) 2000

Neredeyse her kitabı beyazperdeye uyarlanana İngiliz yazar ve müzik eleştirmeni Nick Hornby’nin çok satan ve en ünlü romanından muazzam şekilde uyarlanan High Fidelity komediyi, romantizmi ve nefis şarkıları buluşturuyor. Oyuncu kadrosunda John Cusack, Iben Hjejle, Jack Black, Todd Louiso, Catherine Zeta-Jones, Tim Robbins, Lisa Bonet, Joan Cusack ve Lili Taylor gibi saymakla bitmeyen yıldızları bulunduran film, John Cusack’a bir de Altın Küre adaylığı getirmişti.

My Massy Girl (Hırçın Sevgilim) 2001

Bir kolej öğrencisi olan Kyun- woo her zaman rutun yaptığı metro ile evine dönüyordur. Bir gece yine evine dönerken metroda güzel ama sarhoş bir kız görür. Ayakta durmakta zorlanan kıza Kyun yardımcı olur. Hatta düşüp bir yere çarpmasından son anda kurtarır. Sarhoş kızı bu şekilde yalnız bırakmak istemeyen kahramanımız kızı bir motele kadar götürür ve aşk yüreği yakmaya başlamıştır...

10 Things I Hate About You (Senden Nefret Etmemin 10 Sebebi) 1999

Bianca ve Kat adında birbirine hiç benzemeyen iki kız kardeş vardır. Bunlardan Bianca okulun en güzel ve etkileyici kızıdır, ancak şimdiye kadar hiçbir erkekle çıkmamıştır. Üstelik herkesin seveceği kadar da iyi huyludur. Oysaki Kat asabi, alaycı yapıdadır ve pek de güzel değildir. Hal böyle olunca da hiçbir erkek onunla sevgili olmak istemez. Bu kızların ailelerindeki gelenek dolayısıyla küçük kızın bir sevgilisinin olabilmesi için öncelikle büyüğün biriyle çıkması gerekir ve kötü olan şudur ki; büyük olan Kat’tir. Kimse onunla çıkmayacaktır.

You've Got Mail (E-Mailiniz Var) 1998​

Sleepless in Seattle’da birlikte harika bir ikili olduklarını gösteren Tom Hanks ve Meg Ryan bir kez daha bir arada… 90’lı yılların en sevilen romantik komedileri arasında başı çeken You’ve Got Mail, sanal dünyada başlayan ilişkiler üzerine çekilmiş ilk filmlerden… İnternette bir chat kanalında tanışan Joe Fox ve Kathleen Kelly’nin tatlı hikayesini anlatan You’ve Got Mail, Nora Ephron imzasını taşıyor. Film Meg Ryan’a Altın Küre adaylığı getirmişti.

(500) Days of Summer (Aşkın (500) Günü) 2009

Sinema tarihinin en gerçekçi aşk hikayelerinden birini anlatan ve sadece bunun için bile gelmiş geçmiş en iyi romantik komediler arasında üst sıralardaki yerini sabitlemiş olan (500) Days of Summer, kendini şöyle anlatıyor: “Bu bir aşk hikayesi değil, aşk hakkında bir hikaye.” Aşka inanmayan Summer ve ona çılgınca aşık Tom’un hikayesini anlatan (500) Days of Summer, bir Marc Webb şaheseri. Soundtrack’indeki her bir şarkıyla da gönüllerimize taht kuran filmin başrolündeki Joseph Gordon-Levitt ve Zooey Deschanel efsane bir çift olarak unutulmaz arasındaki yerini aldı.

Pretty Woman (Özel Bir Kadın) 1990

Çok zengin ve lüks bir yaşama sahip olan Edward, bu hayattan sıkılmış ve bir gece ansızın kendini sokaklarda bulmuştur. Sokakta tanıştığı Vivian adlı kadın, hem gecenin hem de hayatın anlamını değiştirecektir.

Sliding Doors (Rastlantının Böylesi) 1998

Hayatı tam bir rutin halini almış şehirlilerin yaşamında sadece birkaç saniyelik bir gecikmenin bile neleri değiştirebileceğini gösteren güzel bir hikâye. Hayat; zamanlama, kade ve aşk üçgeninde kuruludur.

Funny Face (Şahane Macera) 1957

Magazin dergisinin editörü ve fotoğrafçısı bir gün bir kitapçıya girerler. Burada eşsiz bir güzelliğe sahip olan bir genç kızla tanışırlar. Bu kız ilerleyen dönemlerde çok ünlü bir model olacaktır. Ancak fotoğrafçı onu asla aklından çıkaramayacaktır.