Balıkesir’in Kaz Dağlarının eteğinde bulunan Tahtakuşlar köyü, Dünyanın en eski inanç sistemlerinden olan Şamanizm kültürüne ev sahipliği yapıyor. Köyde kurulan Türkiye’nin ilk özel etnografya galerisinde, Orta Asya’dan Ege kıyılarına kadar ulaşan Şaman kültürünün birçok örneği sergileniyor.
Kaz Dağlarının eteğinde bir köy… Adı Tahtakuşlar… Bu köyü diğerlerinden ayıran özelliği, bölgedeki 10 Alevi Türkmen köyünden biri olması. Tahtakuşlar’ın adını dünyaya duyuran ise köydeki bir müze. Adı da Tahtakuşlar Etnografya Galerisi… Türkiye’nin ilk özel etnografya müzesi. Tabi müzenin ünü buradan gelmiyor. Müze binlerce yıllık Şaman Kültürünün toplandığı bir yer.
Şamanizm, insanlığın belki de en eski dinlerinden biri. Her hangi bir kurucusu veya kutsal kitabı olmadığı gibi ortaya çıkış tarihi de belli değil. Kökenleri 3 Bin yıl öncesine kadar uzanıyor. Şamanizm, Türklerin de İslamiyet öncesi inandıkları bir inançtı. Tahtakuşlar’ın aralarından bulunduğu ve Tahtacılar olarak adlandırılan 10 köyde yaşayanlar da, Orta Asya’dan göç ederek Kaz Dağları’na kadar ulaşmış. Bu köylülerin beraberinde getirdikleri bu kültür, şimdilerde müzede yaşatılıyor. Şaman kültürünün sembolleri olan ev eşyaları, yöreye özgü kıyafetler, halı, çadır, kilim, nazarlıklar ve takılar sergileniyor.
Babası Alibey Kudar ile birlikte müzeyi kuran araştırmacı ve yazar Mustafa Selim Kudar, Orta Asya’dan çıkan kültürün halen yaşatıldığını söyledi. Amerika’nın Sesi’ne konuşan Kudar,”Bu kültür Orta Asya’dan gelip de en iyi korunan Türk kültürüdür. Anadolu kültürünün özüdür, senin benim kültürümüz değil. İsim koymak gerekirse Orta Asya Şaman kültürüdür. Günümüzde Alevci dediğimiz Alevi diye yaşatılan kültürün orijinali bu. Bu Anadolu’nun Öztürk kültürüdür. Biz orta Asya’dan gelirken bu kültürle geldik. İran ve Horasan’dan çıkmış bir Alevi kültürü yok. Biz onu kabul etmiyoruz. Anadolu kültürü dediğimiz zaman Şaman kültürünün orijinalidir yani. Balıkesir yöresinde de kültürü aynen korumuşlar. Biz koruyanız ama şehirleşince kültür yavaş yavaş kayboluyor. Biz müzede koruyoruz. 10 tane köyde orijinal Şaman kültürü Alevi kültürü dediğimiz bu kültür bire bir yaşıyor, elbisesi gibi yaşam tarzı gibi” dedi.
Kudar, hala yaşayan Şaman Kültürünü ise şöyle açıklıyor; ”Şaman kültürü ya da Alevi kültürü diyebiliriz. Davulumuz var şaman davulu, tef dediğimiz şaman davulunun başka bir şekli var. Hava, su, toprak, ateşe saygı törenlerimiz var, günümüzde cem törenleri diye geçer. Evrim geçirerek değişik boyutlarla yapılagelmiştir. Mutfağından, takısına kadar, çadırına kadar var. Gelin duvakları hala kaz tüyüdür çünkü kaz şamanlarda kutsaldır. İki kanatı sembolize eden üç etek elbiseler Anadolu’nun her yöresinde olan elbisedir. Önü açık elbise parçalı elbiseyi şamanlar daire şeklinde olanları Budistler giyermiş. Çocuk doğduğu zaman anne 40 gün kırmızı kurdele takar. Çocuk doğduğu zaman renk körüdür, ilk gördüğü renk kırmızıdır. Anneyi tanısın diye kırmızıyı daha geniş yaparak doğum çepkisi diye alnına bağlarız, onun için kızılbaş lafları buradan çıkmıştır. Şamanlar güneşe, aya kurban keserler. Şaman güneşe tapar derler. Aslında bizim tanrımız göktengridir, tanrı tektir. Bir kaynaktan su içtiğimizde bu suyu kutsarız niye? Bize hayat verdiği için önünde saygıyla eğiliriz, adam uzaktan bakıyor bunlar suya tapıyor diyor. Tapma olayı ayrıdır.”
Aralarında UNESCO’nun da bulunduğu 36 kurumdan ödül aldıklarını vurgulayan Kudar, şimdiye kadar 70 ülkenin vatandaşlarının müzeyi ziyaret ettiğini söyledi.