İstanbul Büyükşehir Belediyesi Deprem Risk Yönetimi ve Kentsel İyileştirme Daire Başkanlığı ile Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü iş birliğiyle 2020'de hazırlanan "İstanbul İli Olası Deprem Kayıp Tahminlerinin Güncellenmesi Projesi" megakentteki konut stokuna ilişkin verileri ortaya koyuyor.
Çalışmadan derlenen bilgiye göre, kentte 2000 ve öncesinde yapılmış bina sayısının 818 bin 339 olduğu görülüyor. Söz konusu yapıların 555 bin adedinin 1980-2000 tarihli, 264 bininin ise 1980 öncesinde yapıldığı rapora yansımış durumda.
2000 ÖNCESİ BİNALARIN EN ÇOK OLDUĞU İLÇE FATİH VE ÜSKÜDAR
İstanbul'da 2000 ve öncesi binaların en çok olduğu ilçelerin başını 39 bin 786 ile Fatih çekiyor. Bu binaların 31 bin 899'unun ise 1980'den öncesine ait olduğu biliniyor. Fatih'i 35 bin 353 adetle Üsküdar, 34 bin 618 ile Bağcılar, 34 bin 592 ile Pendik, 34 bin 333 ile Beykoz, 33 bin 727 ile Ümraniye, 33 bin 68 adetle Sarıyer izliyor. 7 ilçede bina sayısının 30 binin üzerinde olduğu görülüyor.
EN DÜŞÜK ADALAR VE BEYLİKDÜZÜ'NDE
Yapım tarihi 2000 ve öncesine ait bina sayısı Küçükçekmece ve Silivri'de 25-30 bin adet, Beyoğlu, Maltepe, Esenyurt, Kartal, Kağıthane, Sultanbeyli, Sultangazi, Eyüp ve Gaziosmanpaşa'da 20-25 bin adet, Bahçelievler, Arnavutköy, Şişli, Bayrampaşa, Kadıköy, Esenler, Şile, Ataşehir, Avcılar ve Sancaktepe'de 15-20 bin adet aralığında.
Büyükçekmece, Başakşehir, Çekmeköy, Tuzla, Zeytinburnu, Beşiktaş ve Çatalca'da ise 10-15 bin adet aralığında 23 yaşında üzerinde bina bulunuyor.
Yapım tarihi 2000 ve öncesine ait bina sayısının en düşük kaldığı ilçe 5 bin 325 adetle Adalar olurken, onu 6 bin 262 ile Beylikdüzü, 9 bin 800 ile Güngören, 9 bin 961 ile Bakırköy izliyor.
Rapora göre, 7,5 ve üzeri şiddetli bir depremde İstanbul'da 301 bin binanın hafif, 137 bin binanın orta, 39,5 bin binanın ağır, 13,5 bin binanın ise çok ağır hasar görebileceği öngörülüyor.
"BİNANIZA DEPREM DAYANIKLIK TESTİ YAPTIRIN"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün akşam yaptığı açıklamada, "Son afette yıkılan tüm binaların yüzde 98'inin 1999 yılı öncesi inşa edilenler olması bize bina standardı ve denetimi konusunda kat ettiğimiz ilerlemeyi göstermekle birlikte işi daha sıkı tutmamız gerektiğini de hatırlatıyor." ifadelerini kullanmıştı.
Uzmanlar, yaşlı konutlarla ilgili deprem dayanıklılık testi yaptırılması, sonuca göre binanın güçlendirilmesi veya dönüştürülmesi çağrısında bulunuyor.
Kentsel Dönüşüm ve Şehircilik Vakfı (KENTSEV) Başkan Vekili Haldun Ersen, İstanbul'da muhtemel 7,5 ve üzeri şiddetli bir depremde hafif, orta, ağır ve çok ağır hasar alması beklenen 491 bin binada 6,2 milyon kişinin yaşadığının tahmin edildiğini söyledi. Özellikle çok ağır hasar alması beklenen binaların hemen tahliye edilmesi ve bu yapıların dönüşümü için harekete geçilmesi gerektiğini vurgulayan Ersen, bunun yolunun da konut sakinlerinin yapı denetimi yaptırmalarından geçtiğini anlattı. Ersen, vatandaşlardan binalarına dayanıklılık testi yaptırmaları gerektiğini kaydederek, kentsel dönüşüm için geç kalmamalarını, bu konuda topluca seferberlik ilan edilmesi gerektiğini bildirdi.
KENTSEV'DEN KENTSEL DÖNÜŞÜM İÇİN YOL HARİTASI
Haldun Ersen, Kentsel Dönüşüm ve Şehircilik Vakfı'nın bu alanda farkındalığını artırmak amacıyla yol haritasını açıkladığını belirterek, "Türkiye'nin en önemli problemlerinden kentsel dönüşümün siyaset üstü bir yaklaşımla, milli seferberlik bilinciyle, aynı Kurtuluş Savaşı'nda olduğu gibi birlik, beraberlik ruhuyla ele alınması gerekiyor." dedi.
Ülke genelinde milyonlarca riskli konut bulunduğuna işaret eden Ersen, "Mülkiyeti elinde tutan vatandaşın vakit kaybetmeden bu işin içine katılması ve riskli binalar için harekete geçilmesi gerekiyor. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nın özellikle 2022'de devreye aldığı kentsel dönüşüm teşviklerinin bu anlamda hayati olduğunu da düşünüyoruz." açıklamasında bulundu.
Ersen, kentsel dönüşüm için hazırladıkları yol haritasına değinerek, bu sürecin 12 maddeden oluştuğunu söyledi.
Ersen, bu maddelerin "iletişim stratejisi", "fayda ve maliyet ilişkisi", "mülkiyet sorunlarının çözülmesi", "STK'lar ile iş birliği", "vatandaşın geri bildiriminin alınması", "sosyolojik ve psikolojik etki", dönüşümün vatandaş, devlet ve STK'ler ile çözülebileceği", "6306 Sayılı Kanun'un geliştirilmesi", "planlama ilkeleri", "yerel yönetimler", "kamu-özel sektör iş birliğinin güçlendirilmesi" ve "yargılama" olduğunu aktardı.
Siyasetcafe.com