İBB ve bakanlıklar, kentteki 76 mega proje için imar planlarını değiştirdi ve ayrıcalıklı imar hakları tanıdı. Bununla da yetinmeyen şirketler, ayrıcalıklı imar haklarının kat kat üstüne çıktı.
Şehir genelinde 12 milyon 400 bin metrekare fazladan inşaat yapıldı. Fazladan yapılan bu inşaatlardan tam 240 milyar 234 milyon 265 bin lira haksız kazanç elde edildi. İBB, ilçe belediyeleri ve bakanlıkların bu ‘ ihanet tablosuna’ nasıl göz yumduğu büyük soru işareti yarattı.
Cumhuriyet'ten Hazal Ocak'ın haberi şöyle:
BİR KENT BÖYLE YOK EDİLDİ
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 21 Ekim 2017 günü yaptığı açıklamada, İstanbul için 'Biz bu şehrin kıymetini bilemedik, biz bu şehre ihanet ettik, hâlâ da ihanet ediyoruz. Bundan ben de sorumluyum' diyordu. Erdoğan’ın bu açıklamalarından tam iki yıl sonra Cumhuriyet, 'ihanetin' dosyasına ulaştı. Toplu Konut İdaresi’nin (TOKİ) uzmanlarınca hazırlanan özel dosyada çarpıcı tespitlere yer verildi.
İstanbul’a yapılan ihaneti göz önüne seren dosya, 'İstanbul’da yapılan uygulamalara bakıldığında, plan disiplininden uzaklaşıldığı ve parsel bazında verilen ayrıcalıklı imar hakları ile kentin geri dönülemez şekilde tahrip edildiği görülmektedir. Bu ayrıcalıklı plan değişiklikleri, plan bütünlüğünden uzak ve mikro uygulamalar ile ortaya çıkan projeler için birer kılıf olmaktan öteye gitmemektedir' sözleriyle başlıyor. Dosya, 'İstanbul’da planlı bir kent oluşturma şansını tamamen ortadan kaldıran, kent bütününde yaşanan problemleri görmezden gelerek uygulamaya konmuş örnekleri gün yüzüne çıkarmayı' hedefliyor.
İstanbul’dan seçilen 76 örneğin yer aldığı dosya bu projelerin oluşturdukları yıkıcı etkiyi de görünür kılıyor. Dosyada projeler için yapılan imar planı değişikliklerine ve fazladan kullanılan emsallere (inşaat alanı) satır satır yer verildi. Üstelik bu imar planı değişikliklerinin büyük kısmı İBB, kalan kısmı ise TOKİ, Kültür ve Turizm Bakanlığı, ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yapıldı.
İşte dosyada yer alan parsel parsel İstanbul’a ihanetin haritasından bazı örnekler:
Deprem toplanma alanında Torun Center
İmara açılması en çok tartışma yaratan arazilerinden biri de Ali Sami Yen Stadyumu’ydu. Spor tesisi alanı 2007 yılında 3.00 emsal hakkı bulunan turizm ve ticaret alanına alındı. Projenin iptaline ilişkin dava sürerken 2010 yılında TOKİ tarafından onaylanan yeni bir imar değişikliği planıyla emsal 2.50’ye düşürüldü. Ancak proje hayata 7.27 fazla emsalle geçti. Yani 87 bin 500 metrekare inşaat hakkı bulunurken 342 bin metrekare inşaat yapıldı.
Kadıköy’ün rüzgârını kesen Four Winds
Taş Yapı’nın hayata geçirdiği projenin arazisi 1998 yılında Meteoroloji alanındaydı. İBB tarafından 2005’te yapılan imar değişikliğiyle, alan yüksek yoğunluklu konut alanına dönüştürüldü. Yasal emsal hakkı da 2.07 iken fazladan 5.67 emsal kullanıldı. Yani 40 bin metrekare inşaat hakkı bulunurken 149 bin 788 inşaat alanı yapıldı. Proje bölge sakinleri tarafından rüzgârı kestiği gibi birçok nedenle eleştiriliyor.
Protokolle yasallaştı: Diamond of İstanbul
Maslak’taki projenin arazisinin 2.00 olan emsali 2008 yılında 3.00’a çıkartılıyor ve yükseklik serbest bırakılıyor. Projede 3.00 emsal de aşılarak 11.17 fazladan emsal kullanılıyor. Yani 63 bin metrekare inşaat alanı yapılması gerekirken 170 bin metrekare inşaat yapılıyor. Proje imara aykırılıklardan ötürü İBB tarafından mühürlenmişti. Projesi için İBB ile projenin sahibi Hattat holding’in yönetim kurulu başkanı Mehmet Hattat arasında şüpheli bir protokol imzalanmıştı.
Dubai merkezli Emaar Square
Dubai merkezli Emaar Şirketi tarafından, İstanbul Çamlıca’da yapılan Emaar Square projesinin yapıldığı arazi 1998 yılında 3.00 emsal haklı konut, yol ve ticaret alanıydı. İBB tarafından yapılan imar planıyla 2006 yılında 3.00 emsalli ticaret ve turizm alanına alındı. Proje yapılırken 9.10 fazla emsal kullanıldı. Yani 198 bin metrekare inşaat yapma hakkı bulunurken 800 bin metrekare inşaat yapıldı.
Ağaoğlu’nun Maslak 1453 projesi
Ağaoğlu Holding tarafından Şişli Ayazağa yapılan projenin arazisi, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından 2010 yılında onaylanan imar planıyla 2.20 emsalli konut alanı olarak tanımlandı. Yükseklik de serbest bırakıldı. 2011 yılında yapılan imar planlarında ise kentsel donatı alanlarının konumları değiştirildi. Proje yapılırken 5.37 fazladan emsal kullanıldı. Yani 489 bin 605 metrekare inşaat yapılması gerekirken 1 milyon 684 bin 977 metrekare inşaat yapıldı.
Hastane alanıydı Koru Florya oldu
FETÖ iddiasıyla tutuklanan eski İBB Başkanı Kadir Topbaş’ın damadı Ömer Faruk Kavurmacı’nın sahibi olduğu Aydınlı Grup’un ortaklığında Bakırköy’de yapılan Koru Florya’ya da ayrıcalık tanındı. 1990’da arazi SSK hastane alanındayken 2012’de İBB tarafından ticaret alanına alındı. Emsal 2.00 olarak belirlendi. Projede 4.63 emsal fazladan kullanıldı. 84 bin 490 metrekare inşaat yapılması gerekirken 280 bin metrekare inşaat yapıldı.
Eski Ataşehir Belediye Başkan Yardımcısı Erol Dolu: 135 gökdelenden 129’u AKP döneminde yapıldı
Dosyayı değerlendiren eski Ataşehir Belediye Başkan Yardımcısı Erol Dolu, “Recep Tayyip Erdoğan, ‘ İstanbul ’a ihanet ettik, dikey yapılaşmadan yana değilim’ dese de, 135 gökdelenden 129’u Erdoğan, yani AKP döneminde yapıldı. Bir kısmının devam etmesi, hem söylemin samimiyetsizliğini hem de AKP’li İBB ile yandaş müteahhitlerin rant ve betona doymadıklarını göstermektedir. İnceleyip hazırladığımız ‘Asrın İstanbul yolsuzluğu 76 ayrıcalıklı proje’nin haksız kazancı, yani rantı yaklaşık 240 milyar lira. Dünyanın hiçbir yer ve zamanında bu ölçüde imar yolsuzluğu, hırsızlığı görülmemiştir. Bu parayla, 30 Marmaray, 15 tane de 3. köprü yapılırdı. Bunun yerine rant sağlandı. Rakamlar korkunç, dehşet verici ancak daha vahim olan ‘ayrıcalıkı projeler’ olarak adlandırdığımız 76 binadaki metrekare kaçak yapılaşma hakkında bugüne dek; Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, TOKİ, Emlak Konut GYO, İBB, Teftiş Kurulu dahil hiçbir kurum denetim başta olmak üzere görevlerini yapmamışlardır” diye konuştu.
İBB’DEN AÇIKLAMA
İBB konuya ilişkin yolladığımız sorulara şu cevabı verdi: 'İmar planları ve değişiklikleri, imar mevzuatı çerçevesinde yapılmıştır. Belediye Meclisi tarafından imar planlarına ilişkin kararlar alınırken, mevzuata uygunlukları gözetilmiştir. Bütün bu kararlar, idari yargının denetimine tabidir. İlgilileri tarafından, kimi kararlar hakkında iptal davaları açılmış ve mahkemelerce de hukuki yönden gerekli kararlar verilmiştir.'
siyasetcafe.com