“İSLAM BİRLİĞİ” KONFERANSI ÜZERİNE!
Dünyanın bir çok yerinde özelikle kimliği Türk, dini İnancı Müslüman olan insalar zulümlerle, ölümlerle karşı karşıyadır.
Kimliği Türk dedim!..
Evet kimliği Türk olduğu için insanlar zulüm görmektedirler Türkistan`dan, Kerkük`e, Suriye`ye bu durum aynen böyledir.
Ama dini inancı müslüman dediğim noktayı biraz açmam lazım.
Bu gün dünyada Afrika ülkelerinin bazıları hariç diğer bütün İslam ülkelerinde kan akmaktadır. İşin ilginç yanı kan akıtanların iki tarafıda güya müslüman tebasına ait insanlardır.
Bir bakıyorsunuz Suriye`de ve benzeri diğer arap ülkelerinde kan akıtan iki tarafta `Allah Ekber, Allahu Ekber` nidaları atmaktadır.
Demek ki herşeyden önce bu coğrafyalarda en önde tartışılması gereken konu İslam`ın nasıl algılandığı, nasıl yorumlandığıdır.
Bu noktada 13. sü düzenlenen İslam İşbirliliği Teşkilatı konferansında önemle üzerinde durulması gereken konuda İslam Dünyasının içerisinde bulunduğu bu acı tablo olmalıydı.
Nitekim Cumhurbaşkanımız Erdoğan bu konuya kanuşmasında çok güzel değindi.
Konu bu mihval üzerinden tartışılması gerekiyorken, ülkemizdeki bazı basın yayın organlarının olayı İSLAM BİRLİĞİ şeklinde sunması bence işi amacında saptırmadır.
Hatta bu olayı Türkiye Cumhuriyeti`nin MİLLİ bir meselesi gibi sunmak, ülkemizin ortadoğuda liderliği gibi anlatmak ve bizim kuruluşumuzun bu birlikten geçtiğine inandırmaya çalışmak çok doğru bir yaklaşım değildi.
Hatırlatırım!
Bir şeyin önüne `MİLLİ` eklenmesi o şeyin MİLLİ olduğu anlamına gelmez!...
Mesala; `Orhan Pamuk bizim MİLLİ gururumuzdur` derseniz, milliliğiniz de bir sorun vardır demektir!...
Mesala; ` MİLLİ DEVLET` der, bu devletin içinden bir iç ülke yaratmaya çalışan odaklarla `BARIŞ VE ÇÜZÜM` adına bir birliktelik yürütürseniz geldiğimiz noktada o projenin ne kadar milli olduğu ile acı acı yüzleşirsiniz.
Yalnış anlamayın ben İslam Birliği`ne karşı değilim, İslam anlayışının kimin tarafından, hangi ülke tarafında nasıl anşıldığı konusunda şüpelerim var.
Bu yüzden önce tarihimizde olan bazı hadiselerle yüzleşmek, günümüzde olan bazı tavırlarla dertleşmek zorundayız.
Ozaman Soralım;
-Arabistan çöllerinde Osmanlı zabitlerini İngiliz uşaklığı yaparak kırdıranlarla nasıl bir ümmet anlayışı içerisinde buluşacağız?
-Tunus`ta, Tarablusgarp`ta, Yemen`de, Hicaz`da, Kahire`de , Kudüs`te Osmanlı`yı dolayısı ile Türk Milletini vuranların torunlarının bugün egemen devletlerle ilişkilerini görünce, onlara nasıl güveneceğiz?
Günümüzle ilgili soralım;
-1992`de Azerbaycanlı Türkler Ermeni ve Rus tankları altında ezilirken, toplu katliamlar yapılırken kaç müslüman ülke kınama gönderdi?
-Bugün Kerkük'de Türkmenlere , Çin`de Türkistan Türklerine katliam yapılırken, hangi İslam Ülkesi “ONE MUNİT” dedi.
-Bugün Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni Türkiye dışında tanıyan bir tane İslam ülkesi gösterebilir misiniz ?
-Veya Türkiye`de yıllarca kan akıtan Marksist-dinsiz bir yapılanma ile kundaktaki bebeleri katleden eli kanlı PKK`lılar ülkesinden sınır dışı eden, türör saldırılarını Fıransa`ya dilekdikleri kadar içten dileyen bir tane İslam ülkesi gödünüz mü?
-Yahu daha geçen hafta Filistin Devleti Azerbaycan-Ermenistan geriliminde Ermenilerin yanında olduğunu bildiren mesaj vermedi mi?
Tüm bunlar şunu gösteriyor, ortada yanlış bir İslam Anlayışı, Müslüman Kardeşliği sahtekarlığı var.
Demek ki; ortada herşeyden önce ortak bir inanç biliği yok.
İşte Türkiye`nin ev sahipliğini üstlendiği ve yönetimini devraldığı İslam Teşkilatı İşbirliğinin üzerinde durması gereken yegane konu ortak inanç birliğidir.
Memleketinden çıkan zenginliklerle, kral odalarını kapatan, uçaktan inerken özel merdiven yaptıran, aşçısını, yemeğini, tuvaletini bile kendi ülkesinden getirten Kral kılıklı Lawrens artıkları ile İslam Birliği falan olmaz.
Türkiye bu İslam Birliği Milliliği sloganından kurtulup önce kendi iç birliğini, daha sonra Türk Birliğini sağlamaldır.
Türk Birliği sağlandığında zaten krallar kabuğuna, İslam`ın sancağı doruğuna çekilecektir...
vesselam