İlginç şeyler olmaya devam ediyor. Öncelikle toplum uyuşturuluyor evdeki yaşlı kesim TV programlarıyla, gençler ise saçma sapan Youtuber ile. Bir toplumun ahlakını, değerlerini, geleneğini, örf adetini, ALLAH korkusunu, dini değerlerini, yaşayışını abuk subuk programlar, Youtuberlar ve magazin programları mahvetti. Tabi bunlar bir günde olmadı yıllara yayılan bir süreç. Bunların Günümüzde tavan yaptığını net bir şekilde söyleyebiliriz. Ahlaksızlık normalleştiriliyor. Evlilik dışı ilişkiler moda oldu. Evlilik denen kurum maalesef gün geçtikçe çöküyor. Boşanmalar artıyor. Sürekli Magazin programlarında zinanın adını aşk deyip normalleştirdiler. Şu kişi bu kişi ile aynı eve çıktı. Şu kişi aynı kişiden 3 4 ay sonra yarıldı. Kusura bakmayın ama hayvanlar bunları yapıyor hiç bir şey olmamış gibi hayatlarına devam ediyor. Ülke için proje üreten, uluslar arası matematik yarışmalarına 1. olan gençlerimiz değilde. Bikinili üstsüz yada cinsellik ön planda olan ya haberler yada sözde şarkıcı mankenler oyuncular hep gündemde. Ülke Tabir-i caizse resmen raydan çıkıyor. Bütün gününü bunlara geçirler var. Genç beyinler maalesef işgal edildi kimse farkında değil!!! Bir tane eş cinsel var sürekli küfür ediyor, yardım ediyor ama kutsal yerlerden çıkmıyor tehlikenini farkına varın nasıl din üzerinden algı yapıyorlar sempatik gösteriyorlar bu insanları. Noel baba mısınız siz yaptığınız yardımı sosyal medyalarda şovlar eşliğinde gösteriyorsunuz. Bizim dinimizde sağ elin verdiğini sol el bilmeyecek diye şahane bir hassasiyet var bırakın şov yapmayı kendi eş cinselliğinizi topluma sempatik göstermeyi. Uyanın!!! Bunlara acil bir şekilde önlem almalı yetkililer. PC ve konsol Oyunları, abuk subuk TV programları ve artık ailecek izlenen, kumandalarda bile tuşu olan LGTB propagandası Netflix ile işgal son sürat devam ediyor. Rusya ve Abd çok sert eş cinsellik hakkında tepki gösterdi. Putin: Bir ailede anne ve baba olur dedi. Trump ise "kadın" ya da "erkek" cinsiyetlerinin dikkate alınmasını öngören bir karara imza attı. Yani Trump’a boşuna sürekli birilerinin elinde tasması olan o şarkıcı veya ünlüler saldırmıyor. Türkiye'de ise 2014 yılında 2 tane sözde erkek eşcinsel evlilik düğünü yaptı. Ve işin üzücü tarafı bunu basın haber kanalları öyle bir normal anlattılar ki gündemden düşürmediler bir süre. İstanbul sözleşmesinin ilk imzacısı olan Türkiye ise ‘’ 11 Mayıs 2011'de İstanbul'da yapılan Avrupa Konseyi Dışişleri Bakanları toplantısında imzaya açılan İstanbul Sözleşmesi'ne, dönemin Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Türkiye adına ilk imzayı atan isim olmuştu. Türkiye aynı zamanda 12 Mart 2012'de de, oybirliği ile sözleşmeyi parlamentosundan geçiren ilk ülke oldu.’’ İstanbul sözleşmesi çok tehlikeliydi. Aile yapısını bozan eşcinselliği normalleştiren sözleşme… ‘’ Sözleşmede yer verilen “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği” kavramı bugün Türkiye’de LGBT lobilerinin nasıl rahatça çalıştığını dikkatli bakarsanız görüp anlayabilirsiniz’’ Acilen Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan bu sözleşmeyi iptal etmelidir. Sözleşme iptali için talimat verdiği biliniyor zaten, sözleşme iptali için çalışmalara başlanmıştı. Ama önemli olan sonuç hala iptaline karşı çıkan vekiller var. Aslında bu iyi bir şey karşı çıkanlara yapılacaklar belli. Derhal partide ise partiden, görevliler ise görevlerinden uzaklaştırılmalıdır. Kanuni Sultan Süleyman mekanı cennet olsun. Kadın erkek birbirine sarılıp dans ediyor benim örf adet gelenek ve dini değerlerime aykırı diyerek ‘ ’Vals’’ dansının yasaklanması için Fransa kralına mektup yazar… ‘’ Ey Fransa Kralı Fransuva! Sefir-i Kebirimden aldığım mazhara göre malumatım oldu ki, memleketinde dans namında Ala Mele-İnnas Fuhşiyyat ve Lubiyat yapıyormuşsun. İş bu Name-i Humayunumun eline vusulünden itibaren bu mel'anet rezalete son vermediğin takdirde, Ordu-yu Humayunumla gelip seni kahretmeye muktedir olurum.’’ Yani OSMANLI TÜRKÇESİ bilmeyenler için. Özet olarak diyor ki; o dansı ya yasakla yada beni oraya ordumla gelir kendim yasaklarım diyor. Bu mektuptan sonra 100 sene vals dansı yapılmıyor. Nereden nereye…
Şimdi tek dertleri Osmanlı ve İslam düşmanlığı olan yazarlar varya. Adam hayalinde kurmuş olduğu şeylerle diyor ki ‘’Osmanlı sarayını şaraba alıştıran dilber falan’’ ‘’ La Fontain'den masallar’’ anlatıyor millete buna inanlar da var. Sen bırak içeride olanları, kapının önünden bile geçirmezler o dönemde. Hayallerindeki olanları kendi yaşamak istedikleri şeyleri uyduruyorlar kafalarından. Tek dertleri Ya Osmanlı Yada İslamiyettir. Hiç siz bunların Abd’ye İsrail’e Rusya’ya Çin’e yada terör örgütleri ile uğraştıklarını göremezsiniz. Çin’in Bir uygulaması var. Malum insanların zeka seviyesini ortaya çıkaran bir uygulama. Normalde 2 kişi önünde yapamayacakları abuk subuklukları çekip binlerce kişi tarafından izleniyor. Hiç düşünmüyorlarda. Bakın Bazı piyonlara dikkat ederseniz ters algı ile bu uygulamayı dahada popüler kıldı. İnsanlar neymiş bu deyip baktı ve çoğu da bu uygulamaya katıldı. Operasyonu görüyorsunuz demi. Siz bizden sanarsınız adamlar öyle bir ters algı yapar ki kendi sahiplerinin uygulamalarını böyle size ters algı ile empoze eder. O yüzden okuyun araştırın. Zaten bazı insanların gözü açıldı bunları dinlemekten yavaş yavaş uzaklaşıyor artık.
Aslında konu buralara nasıl geldi anlamadım. Anlatacağım şey farklı. Biliyorsunuz hoplama zıplama adı altında neredeyse 24 saat yayın yapan bir yarışma programı var. Yani mantıken bir futbol programı bile artık pozisyonlar falan anlatılıkdıktan sonra konuşulacak bir şey kalmıyorken. Bir yarışma programı nasıl saatlerce konuşuluyor. Ve insanların ve dünyanın başka sorunu yokmuş gibi tek dertleri; o onu demiş, bu bunu demiş, şu şurada zıplayamamış. Çok tehlikeli programlar aslında bakarsanız. Bir yarışmada yine birisi 1. olmuş ama yerine öbürküsü açıklanmış. Hatta program sahipleri bu konu hakkında açıklama yaptı. Her belgeye inanmayın gibisinden. Ben orasında değilim zaten birinci yapacak olsalar öyle imkanları var SMS'lere kendileri yüklenir alır zaten. Popstar yarışmasını hatırladınız mı? Rahmetli Savaş Ay o zaman Bayhan’ın SMS oyları ile 1.liğini ortaya çıkartmıştı. Ama Yarışmanın kazananı ve finalisti farklı olmuştu. Elbette birşeyler olduysa bu elbette ortaya çıkar. Unutmayın sinek küçük ama mide bulandırır. 10 TL pandemi ücretine laf söyleyenler varya, yarışma programı için milyonlarca SMS attılar. Güler misin ağlar mısın? Beni ilgilendiren esas şey ise yukarıda anlattıklarımı hatırlayın ve yarışmayı kazananın nasıl birisi olduğu! Hem görüntü hem davranış. Yani Bazı şeyler tesadüf değil. Bazı yarışmalarda ise toplantı adı altında yapılan ateş, karanlık ve bazı semboller var bunları araştırın daha iyi anlayacaksınız. Özellikle Bu gereksiz TV programları ve sosyal medyanın nasıl insanları felakete sürükleyeceğini daha iyi anlayabilmeniz için; Bir Rüya için Ağıt (Requiem for a Dream 2000) filmini kesinlikle izlemelisiniz.