Tarihçi-yazar Prof.Dr. İlber Ortaylı, kaleme aldığı 'Çocuklarımız' isimli yazıda, "Türkiye’de endüstrileşme ve çarpık şehirleşmenin paletleri bütün bu insanları sildi. Yerine yenileri türedi. Baba anneyi dövüyor, boşanıyorlar veya adam ölmüş oluyor. Kadın, üzerinde hiçbir etki yapmamış bir sevgili buluyor. Yeni gelen adamın işi, çocukları istemem demekle başlıyor. Çocuk yok ediliyor, en son örneğini birkaç gün evvel gördük. Sevimli bir 4.5 yaşındaki bebeğin cesedi ortaya çıktı. Etrafta dilenen çocuklarıyla yaşamaya çalışan kadınlar var. Sosyal kurumların hatta hanımların ve beylerin kurduğu vakıf ve yardım derneklerinin ilgileri dışındalar. Şu ara yiyecek sıkıntısı bile çekiliyor." dedi.
Ortaylı'nın yazısında şu ifadeler yer aldı:
"Türk halkı merhametlidir. Bosna’da konsantrasyon kamplarında Sırpların elinden kurtulan anneler ve beş bin çocuğuna bakmaya kalktılar. O zamanki hükümet bunların gelişini tasdik etmedi; çocukları evlat edinmek isteyenler alamadılar. Benzer mekanizma devam ediyor. Sahipsiz veya sorumsuz sahiplerinin çocuklarını koruyucu ailelere vermek zorundayız. Türkiye’de doğumlar azalıyor. 30 sene içinde nüfus problemimiz ortaya çıkacak. Doğan çocuklarımızı şu veya bu şekilde toplum olarak benimseyip korumalıyız.
Genel prensip; sabah kahvaltısını veremediğiniz, uykusundan önce kendi anlayışınıza göre konuşmayıp bir masal anlatamayacağınız veya bazı nasihatlerde bulunamayacağınız yavruyu doğurmanız tavsiye edilmez ama tabii bu kuralı tanımayan, tanıyamayan insanların doğurduklarını da sepete atacak değiliz. Haydi gayret ve şefkati harekete geçirelim."
Siyasetcafe.com