Oda TV yazarı Müyesser Yıldız, 'Hulusi Akar kendi ekibini kuruyor' başlıklı bir yazı kaleme aldı.
Yıldız yazısında Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle Genelkurmay Denetleme ve Değerlendirme Başkanlığı'na getirtilen 2. Ordu Komutanı Orgeneral İsmail Metin Temel'i ele aldı.
'Temel'in, 14-15 Aralık'ta Ankara'da düzenlenen 'TSK 2017-2018 Faaliyet Yılı Değerlendirme Toplantısı ile Madalya ve Başarılı Birlik Ödül Töreni' katılmadığı için değil, Fırat'ın doğusuna yapılması muhtemel operasyon konusunda siyasi irade ve komuta kademesiyle aynı görüşte olmadığı gerekçesiyle görevden alındığı yorumları yapıldı.' diyen Yıldız, 'Olay 1990'daki Irak'ın kuzeyine yapılacak operasyonla ilgili dönemin Genelkurmay Başkanı Necip Torumtay'ın, Cumhurbaşkanı merhum Turgut Özal'la ters düşmesine benzetildi.' dedi.
Yıldız yazısına şöyle devam etti:
Bu yorumlara katılmak zor; Zira 15 Temmuz'dan bu yana doğrudan TSK'yı ilgilendiren konularda bile Genelkurmay'ın görüşlerinin alınmasına ihtiyaç duyulmadan 'reformlar' yapıldığını biliyoruz. Askeri okulların, GATA'nın bir gecede kapanması... Kuvvet Komutanlıkları, askeri fabrikalar ve tershanelerin Milli Savunma Bakanlığı'na, Jandarma ve Sahil Güvenliğin de İçişleri Bakanlığı'na bağlanması gibi...
Erdoğan imzaladı: Dilipak’a flaş görev
Dış politikada da böyle; Mesela Deniz Kuvvetleri Komutanlığı aylardır Kıbrıs'ta bir üs kurulması gerektiğini haykırıyor, duyan var mı?.. Veya Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler'i NATO toplantısı dışında herhangi bir uluslararası masada görebiliyor muyuz?
Kaldı ki, Genelkurmay Başkanlığı ve Kuvvet Komutanlıklarının görev ve yetkilerini düzenleyen 4 No'lu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'nde şöyle yazmıyor mu?
'Uluslararası yapılacak anlaşma ve antlaşmaların askeri yönlerinin tayininde ve uygulama esaslarının tespitinde Genelkurmay Başkanının mütalaası alınır. Gerektiğinde bu toplantılara katılır veya temsilci gönderir.'
Yani, 'Mütalaası alınmayabilir... Toplantılara katılmayabilir' de!..
Bu uygulama ve kararları özetledikten sonra soralım:
'Değil Erdoğan'a yakınlığı ile bilinen İsmail Metin Temel'in, Milli Savunma Bakanı veya Genelkurmay Başkanının siyasi iradenin plan, strateji veya tasarruflarına herhangi bir itiraz şansı var mı?'
İtiraz var ise de yapılacak bellidir; Orgeneral Necip Torumtay'ın yaptığı gibi istifa etmek!..
Burada ise istifa değil, görevden alma sözkonusu. Dahası, “İsmail Metin Temel 6 ay sonra 1. Ordu Komutanlığı'na getirilirse şaşırmayın” diyenler var.
AKAR-AKSAKALLI YAKINLAŞMASI MI
Buradan hiç konuşulmayan bir konuya geçelim.
Menbiç ve Fırat'ın doğusu operasyonu gündemde. Sevkiyat sürüyor. Peki böyle bir süreçte süratle 2. Ordu Komutanlığı'na atama yapılması gerekmez mi?
Ancak değil bir atama, şu ana kadar kulislere düşmüş tek isim bile yok. İlginç değil mi?
Önümüzdeki süreçle ilgili mi, değil mi bilinmez, bir başka kulis bilgisini aktaralım.
Bilindiği gibi İsmail Metin Temel'den önce Özel Kuvvetler Komutanı Zekai Aksakallı da pasif bir göreve çekildi. Bu kararda ise Temel'in 15 Temmuz'da Aksakallı'yla yaptığı telefon görüşmesine ilişkin, “Eşimi teskin ediyorum dedi” şeklindeki beyanının yanısıra, Aksakallı'nın, yine 15 Temmuz'da alınan tedbirlerle ilgili Hulusi Akar'ı eleştiren ifadesi etkili oldu.
Bugüne gelirsek; İddialara göre, Milli Savunma Bakanı Akar son aylarda Zekai Aksakallı'yı birkaç kez ziyaret etmiş. Hatta bir ziyareti 6 saat sürmüş. Bu ziyaretleri, Aksakallı'nın sağlık sorunlarının olmasına bağlayanlar da var, “Temel'in görevden alınmasından sonra yerine Aksakallı atanabilir” gibi bir tahmininde bulunanlar da.
HULUSİ AKAR KANDIRILDI MI
Yeniden İsmail Metin Temel'in görevden alınmasının görünürdeki gerekçesine dönelim.
Hem Temel, hem de kendisiyle birlikte görevden alınan Tunceli 4. Komando Tugay Komutanı Tuğgeneral Mustafa Barut'la ilgili yeni bilgilere ulaştık.
Karargâh, Temel ve Barut'un törene mazeretsiz katılmadığını savunurken, Temel ve Barut cephesinden gelen bilgi; 3 günlük sağlık raporu gönderdikleri yönündeydi.
Tartışmalardan sonra iddia o ki; Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, “Benim rapordan haberim yok” demiş.
Yakın çevresinden aldığımız bilgiye göre ise Temel, “Kesinlikle gönderildi. Sistemde gözüküyor, ama anlaşılan birileri yok saydı, sümen altı etti” diyecek kadar ısrarlı.
Durum buysa, yapılacak şey belli; Var mı, yok mu TSK sisteminden, SGK kayıtlarından bakılır. Doğruysa, Hulusi Akar'ı dolayısıyla Erdoğan'ı kimlerin yanılttığı ortaya çıkarılır. Tartışmalar da sona erer!..
Mustafa Barut konusuna gelince; Bu isim, Afrin merkezine Bayrağımızı diken kahraman olarak biliniyor. Karargâh ise Barut'un, “Afrin'e giren birliklere verdiği destekten dolayı ödüllendirilmesini” kararlaştırmış. İşte törene katılmamanın ana sebebi de bu yaklaşım olmuş, İsmail Metin Temel, “Ne desteği? Sniperların altında bayrak dikti. Böyle şey olur mu?” diye tepki göstermiş.
YAKIN ÇEVRESİNE SERT YORUMLAR
Günlerdir tartışılan bir olay olduğu halde sadece Saray, Milli Savunma Bakanlığı ve Genelkurmay Başkanlığı değil, İsmail Metin Temel de hiç konuşmadı.
Ancak kendisini arayanlara ve yakın çevresine bazı değerlendirmeler yaptığını öğrendik.
Anlatanların yalancısıyız, Diyormuş ki;
- TSK'daki yerli ve milli unsurlar temizleniyor...
- FETÖ'yle mücadele edenler temizleniyor...
- Erdoğan'ı sevenler temizleniyor...
- 15 Temmuz'dan önce Karargâha hakim olanlar güçleniyor...
- Hulusi Akar kendi ekibini kuruyor...
- Erdoğan yalnızlaştırılıyor... Kılıcını kırdılar...
“Kılıcını kırma”nın anlamını sorduk; “Kendisini kastediyor” cevabını aldık.
İsmail Metin Temel'in sohbetlerinde Hulusi Akar için çok ilginç bir ifade kullandığı da aktarıldı, ama bunu şimdilik kendimize saklayıp, soralım:
TSK'da yine neler oluyor?
SİYASETCAFE.COM