HULEFA-İ RAŞİDİN İKİNCİSİ, ÖMER BİN HATTAB (R.A.)
Mübarek Ramazan ayını yaşadığımız şu günlerde bereketin, huzurun, şükrün doruklarını yaşıyoruz. Sofralarımız, yüreklerimiz dolup taşıyor.
Her günümüz orucun verdiği feyzle nurlanıyor, ibadet aşkıyla, hayırda bulunma yarışıyla geçiyor.
İşte böyle günlerde, ben de dört büyük halifenin (hulefa-i raşid) ilki olan Hz. Ebu Bekir’den sonra ikinci büyük halifemiz Hz. Ömer’i tanıtmak istiyorum.
Biliyorum ki yazılar uzayınca okumak istemiyorsunuz ama böyle büyük insanlar kısaca anlatılamıyor ki...
O yüzden sabrınızı rica ederek, İslâm aleminin “Emirü’l- Müminin”i (Müminlerin Komutanı), Ömer bin Hattab’ı diğer bir ünvanıyla “Ömere’l- Faruk”u tanıtmaya başlıyorum.
Hz. Ömer(R.A.), 581 yılında, Mekke’de doğdu. Babası, Beni Adi kabilesinden Hattab bin Nüfeyl, annesi Beni Mahzum kabilesinden Hanteme’dir. Erkek kardeşinin ismi, Zeyd ibn Al-Khattab; kız kardeşinin ismi, Fatimah’tır.
Hz. Ömer’in yedi oğlu ve üç kızı oldu. Kızlarından Hafsa, Hz. Muhammed’in eşlerinden biridir.
Hz. Ömer, küçük yaşlardan itibaren çobanlık yaptı ve erken yaşta okuma yazma öğrendi. Edebiyata ve şiire ilgi duydu. Çok iyi hatipti.
Gençliğinde ata binme, dövüş sporlarıyla uğraştı ve güreş öğrendi. Yiğitliğiyle tanındı.
İslâmla tanışmadan önce, müşriklerce Hz. Muhammed’i öldürmekle görevlendirildi. Hz. Muhammed’i öldürmeye giderken kız kardeşinin ve eniştesinin gizlice Müslüman olduğunu öğrendi.
Büyük bir kızgınlıkla kız kardeşinin evine gitti. Kız kardeşini ve eniştesini Kuran okurken buldu. Okunan Kuran’dan o kadar etkilendi ki bütün kızgınlığı birden geçti ve Müslüman oldu.
Hemen Daru’l- Erkam’a, sevgili Peygamberimizin yanına gitti. Peygamberimizin “Müslüman ol ya İbn Hattab! Allah’ım ona hidayet ver.” demesiyle kelime-i şehadet getirip iman etti.
Hz. Ömer’in Müslüman olmasıyla bütün Müslümanlar büyük moral ve güç kazandı. Müslümanlar, ilk defa Beytullah’ta onunla birlikte açıkça namaza durdu.
Peygamberimizin ölümüne kadar yanında bulundu. Bütün savaşlarına katıldı. Ölümünden sonra da Hz. Ebu Bekir’in de yanında yer aldı. Onun vefatından sonra, ikinci raşit halife oldu. (23 Ağustos 634)
Halifeliği döneminde (634-644), Arap Yarımadası’nı, Mısır’ı, Suriye’yi, Lübnan’ı, Filistn’i, Irak’ı, İran’ı ve Azerbaycan’ın büyük kısmını fethetti.
Halifeliğinde, “adalet”e verdiği önemle isim yaptı.
Kuran’ı çoğaltıp yeni fethedilen yerlere gönderdi. Divan Teşkilâtı’nı kurdu. Dört binin üzerinde cami yaptırdı.
Hicri 17’de para bastırdı. İmara büyük önemverdi. Yeni yerleşim alanları inşa ettirdi. Devlet görevinde adaletli olunmasını sağladı. Bu konuda çok sert davrandı. Vakıf teşkilâtını ilk defa uyguladı.
Fıkıh konusuna çok önem verdi. 539 hadis rivâyet etti. Doğru ile batılı birbirinden ayıran anlamına gelen “ El- Faruk” lakabını bizzat Peygamberimiz verdi.
Kendisinden alınan verginin azaltılmasını reddettiği için İranlı Hristiyan köle Lülü’e, Hz. Ömer’i Medine’de, sabah namazını kılarken hançerledi. Hz. Ömer, ağır yaralandı. Üç gün sonra , 7 Kasım 644’te şehit oldu.
On yılı geçen bir süre halifelik görevini yürüten Hz. Ömer bin Hattab, adaleti ile biz Müslümanlara örnek oldu. Mekânı cennet, hayır duaları üzerimize olsun. Adaleti, bizim adaletimiz olsun, inşallah...
Allah’a emanet olun...