`Hrant Dink Vakfı`
Herkesçe bilinmektedir ki, Türkiye`de geçtiğimiz yıllarda Hrant Dink adında bir ermeni yazar, öldürüldü.
Nasıl öldürüldü? Bir suikastle!
Aptalca ve göz göre göre yapılan bu suikaste neresinden bakarsanız bakın, Türk Devlet yapısı ve Türk insanının ahlak yapısı ile bir alakası yoktur.
Bu suikaste yine neresinden bakarsanız bakın, tipik bir `ASALA` infaz şeklidir.
`Nasıl olur? ASALA kendi insını öldürür mü?` diye sorarsanız cevabı çok basit, EVET!
Tıpkı 1.5 Milyon Yahudiyi Hitler`e kurban vererek İSRAİLİ kuranların kanı ile bunların ki, aynıdırda ondan.
Bir başka açıdan bu suikast sonucu itibari ile kimlere hizmet etmiş, kimin işine yaramıştır iyi tahlil edin, ozaman ne demek istediğimi anlarsınız.
İşte bu suikaste öldürülen Dink daha önce `kördü`, birden `badem` gözlü oldu.
`Kör öldü badem gözlü olduya!`Türkiye üzerinde emeli olanlar sokaklara `Hepimiz Ermeniyiz!` diye çıkıp nara atmaya başladılar.
Onları sokakta görünce birden Osmanlı`yı yıkmak için kurulan ve Kurtuluş savaşında işgal kuvvetlerine yardım eden azınlık cemiyetleri aklıma geldi!..
Sanki;Mavri Mira, Pontus Rum, Kardos, Etnik-i Eterya, Hınçak ve Taşnak-Sütyun, Kürt Tealli, Makabi-Alyans İsrailit, Rum-Ermeni Birlik Komitesi gibi cemiyetler dirilmiş ve Hrant adında yeniden meydana çıkıyorlardı.
Ve bununla yetinmeyip `badem göz` üzerinden bir vakıf kurdular.
Adı;`Hrant Dink Vakfı`
Vakfın amaçlarını, faaliyetlerini anlatmama gerek yok her halde 100 yıl öncesinin ihantleri, bin yıllık düşmanlıkları ile aramızdalar işte.
Ve işin ilginç yani, bu sefer hem Türkçe konuşuyor, hem de bize Türkçe sövüyorlar…
Ve bu vakıf 23-23 Kasım`da Ankara`da `Mühürlü Kapı Türkiye-Ermenistan Sınırının Geleceği ` konulu bir konferasn düzenledi.
Niye bu konferansı düzenlediler?
Çünkü; rahmetli Turan Yazgan Hocamın bize mirası,Türk Dünyası Araştırmalar Vakfı, sevgili kardeşim Hikmet Eren`in başında olduğu Avrasta Ekonomik İlişkiler Derneği gibi kuruluşlarımız `HOCALI` konulu konferanslar düzenleyererk coğrafyanın kanaya yarasına dikkat çektilerya hemen karşı hamle gerekiyordu.
Niye bu konferansı düzenlediler?
Ermenistan`ın Azerbaycan topraklarına haksız, hukuksuz işgalini ve son zamanlarda sınır boylarında olan tahriklerini, tahribatlarını örtbas etmek,
Konferansın ana sebeplerini şöyle açıklıyorlar;`Bu konferans, 'kapalı sınır politikası'nı siyasi, ekonomik, sosyal, çevresel, insani ve bölgesel yönleriyle etraflıca ele alarak, Kafkasya’da barışı inşa etmenin olanaklarını incelemeyi hedeflemektedir.`
Yine bu konferasanta bazı sorulara cevap arıyorlar, en cevabını merak ettikleri sorularda şunlar; Kapalı sınır ve temassızlık, sınır bölgelerinde ve geniş coğrafyada insanları zihinsel olarak nasıl etkiliyor? Gündelik hayatlar nasıl etkileniyor? Kapıların açılmasının bölge halkı üzerinde etkisi ne olur?
Bu sorulara cevap arayanlara kolaylık olsun diye bir kaç soruda ben sorayım;
-Hiç merak ettiniz mi, Ermenistan`ın işgal ettiği coğrafyalardan sürgün edilen 1 milyondan fazla Azerbaycan Türk`ünün akıbetini? Kaçı yolda öldü?Kaçı açlıktan öldü? Kaç kadın üzüntüden çocuk düşürdü? Kaç kadının ırzına geçildiği için intihar etti?
-Hiç düşündünümz mü, sadece Hocalı`da katledilen insanların kaçı yetim, kaçı öksüz kaldı? Kaçı o katlimaları gördüğü için kafayı yedi, delirdi?
-Hiç merak ettiniz mi, SSCB işlalinden kurtulan Azerbaycan Devleti fakir, yoksul ve yalnız hali ile bu yaraları nasıl sardı ve sarmaya devam ediyor?
-En önemlisi, hiç düşündünüz mü, İşgal altında toprakları olan bir devletin, Onun milletinin hakları geri verileden sınır kapıları açılırsa halkın üzerinde etkisi ne olur?
Düşünmediniz ve asla düşünmeyeceksiniz.
Bir sorumda Türklere!
Ey sevgili kardeşlerim!
Hiç düşündünüz mü, Talat Paşa`nın, Cemal Paşa`nın, Nuri Paşa`nın akıbetleri ne oldu?
Bilmeyenler için söyleyeyim hepsi ermeni suikastciler tarafından şehit edildi.
Öyle ise; şimdi sorun kendinize bizim neden en azından bir Nuri Paşa Vakfımız yok?
Anladınız değil mi `HRANT DİNK VAKFI ` hakkında niye yazdım?
`HEPİMİZ TÜRKÜZ` diyenleri aramak için.
Ey Türk`ler!
`Onlar boş durmazken, Sizler ne yapıyorsunuz? Ecdanıza nasıl sahip çıkıyorsunuz?` diye haykırmak için yazdım.
Sizce sesim gölgemden öteye ulaşacak mı?
Selçuk Düzgün