Türkiye’de belli başlı 10 tarikat ve bunların bünyesinden çıkmış yaklaşık 90 cemaat bulunuyor. Bu cemaatler ise 500 civarında kola ayrılıyor. Bunlar değişik isim ve dernek adı altına tekkelerde faaliyet gösteriyor. Sadece İstanbul’da apartman medresesi veya bodrum medresesi olarak bilinen bine yakın tekke faaliyet gösteriyor. Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde ise yine 800 tekke faaliyet gösteriyor.
30 Kasım 1925 tarihinde yürürlüğe giren “tekke ve zaviyelerin kapatılmasına ilişkin kanuna rağmen yüzlerce, cemaat, tarikat tekleri faaliyetlerine devam ediyor.
Bu yapılarla organik bağı bulunan kişi sayısı 3 milyona yakın.
Nasıl örgütleniyorlar?
Tarikat ve cemaatlerin mürit kazanmak için kullandıkları en etkin yöntemlerden biri eğitim kurumlarını kullanmak.
Açtıkları, dershane, lise ve üniversiteler aracılığı ile mürit kazanmak en etkin ve başarılı yöntem. FETÖ’de bu yolla cemaatine çok sayıda taraftar toplamıştı.
Milli Eğitim Bakanlığı’nın verilerine göre Türkiye’de 10.153 özel eğitim kurumu bulunuyor. Bu kurumların 3,500’ü tarikat ve cemaatler tarafından kontrol ediliyor. Tarikat ve cemaat okullarında, kurslarında eğitim gören öğrenci sayısı ise 250 bin. Eğitim kurumları tarikat ve cemaatler için para ve mürit kazanma merkezleri. Özel okullara okuyan öğrencilere verilen devlet desteği bu kurumları daha cazip hale getirmiştir.
NASIL ZENGİN OLUYORLAR?
Aslında tarikatların ve cemaatlerin belirli ilkeleri var. “Tarik” “Yol” kelimelerinden türeyen “tarikat” Allah’a giden yol, Allah’ı bulmak için izlenen yol anlamına gelir ve bu ilke de dünya malından uzak durmak kuraldır.
Fakirliğin kutsallığı, şükretmenin imanın gereği olduğu ilkesi, insanların dünya malından, haramdan uzak durarak Allah’a yönelmesini amaçlar. Ancak bu ilke maalesef sadece müritler için geçerlidir.
Bir başka ilke ise siyasetten uzak durmaktır.
Her iki ilkeyi de uygulayan tarikat/cemaat yok denecek kadar azdır. Bu ilkelere uyanların ise ismini, reklamını duymazsınız. Okulları, şirketleri yoktur. Dolayısıyla paraları da yoktur.
Bugün Türkiye’de isimleri bilinen tarikat ve cemaatler ise hem siyasetin hem ticaretin göbeğindeler.
Seçim zamanı para karşılığı oy satan Süleymancılardan tutunda herhangi bir partiye oy vermenin cenneti kazanmakla, vermemenin ise imanından olmakla eş tutan cemaatler var.
Cemaat şeyhinin işaret ettiği partiye oy vermek müridin en kutsal görevidir.
Türkiye’nin belli başlı cemaatlerinden olan Nurcuların FETÖ’sün ticaretteki etkinliğini ve servetini bilmeyen yoktur.
Süleymancıların “yurtlar ve kurslar imparatoru” olarak tanınmasının sebebi bu kurumlardan elde ettiği kazançtır.
Menzilcilerin şeyhi kendini saklama gereği bile duymadan holdingleri olduğunu açıkça ifade etmektedir.
Cübbeli’nin yanmaz kefen, peygamber terliği, dua kitapları ve bir çok ürünün satışını elde ettiği müritleri/müşterilerine satıyor.
Erenköy cemaati ise “zenginler cemaati” diye biliniyor.
Tarikat ve cemaatlerin belli başlı kazanç yolları: Eğitim kurumları, hastaneler, kurban bağışları, kurdukları dernekler aracılığı ile yoksullara yardım adı altında para toplamaları ve bünyelerinde bulunan ticaret şirketleri.
Bu şirketler aracılığı ile alınan ihaleler, kurulan ilişkiler cemaatlere para akıtıyor.
Tarikat ilkeleri bunun tam tersini söylüyor olsa da, günümüz Türkiye’sindeki tarikat ve cemaatlerden buna uyan yok gibi. Asıl amaçtan sapılmış, daha çok nasıl para kazanırım ilkesi hakim olmuş. Kendi amaçlarına, tarihlerine ihanet eder hale gelmişler.
YOUTUBE KANALIMIZA ABONE OLMAYI UNUTMAYIN!
Siyasetcafe.com