Aralık ayında Çin’in Wuhan kentinde ortaya çıkan koronavirüs (Covid-19) pandemisi kısa sürede tüm dünyayı kasıp kavurdu. Çin’in ardından salgının merkezi önce Avrupa, ardından da ABD oldu. Türkiye ise salgını Avrupa ülkelerine ve ABD’ye kıyasla çok daha başarılı şekilde yürütüyor. Dün açıklanan verilerde iyileşen hasta sayısı, yeni vaka sayısını geçti. Aynı istatistikler İspanya ve İtalya’da da gözlendi.
Tüm bunlar yaşanırken dünyada ve Türkiye’de bilim insanları Covid-19 tedavi yöntemleri ve aşısı geliştirmek için tüm güçlerini ve bilgilerini ortaya koyuyorlar…Peki aşı bulununca ilk kimlere yapılacak?
Bu sorunun cevabını Dünya Sağlık Örgütü’nün Türk yetkilisi ve Avrupa Bölgesi Acil Durumlar ve Bulaşıcı Hastalıklar Direktörü Dr. Nedret Emiroğlu yanıtlıyor. Emiroğlu Koronavirüse karşı dünya genelinde 80 aşı çalışması olduğunu söyleyerek konu ile ilgili şu açıklamaları yapıyor: "Sadece aşıyı üreten ülke değil, bütün dünyanın yararlanabileceği bir ürün olması için elimizden geleni yapacağız. DSÖ bu araştırmalara öncülük edip aşı üretimine ilgili olan enstitüleri, özel sektör ve halk sağlığı sektörlerini bir araya getiren bir çalışma düzenliyor. Bununla ilgili olarak çalışmaların sayısı giderek artıyor. Şu an aşıyla ilgili 80 kadar çalışma var, bunların her biri değişik fazlarda. "
Aşıyı üretmek için öncelikle virüsü elde etmek yani virüsü izole etmek gerektiğinin altını çizen Dr. Emiroğlu, "Türkiye, virüsü izole etmeyi başardı ve bununla ilgili çalışmalara başladı. Virüsün izole edilmesinin ardından ürünün geliştirilmesi, daha sonra da önce hayvanlarda sonra insanlarda bu ürünün değişik fazda etkinliğine ve güvenilirliğine bakarak çalışmalar yapılması gerekiyor. Sürenin uzamasının en büyük nedeni bu" dedi.
Şu an aşıların insan üzerinde denenmeye başladığını belirten Dr. Emiroğlu, "Covid-19 ile ilgili aşı geliştirilmesi çok önemli olduğu için bu sürelerin normal aşı geliştirilmesinden daha kısa süreceğini umuyoruz. Araştırma dönemini de daha kısaya çekmek gibi çalışmalar var ama şu anda aşı ne zaman hazır olur bunu söylemek çok zor. Aşıların hepsi şu an çok erken aşamalarda. Bir terslik gitmemesi lazım ki daha erken dönemde aşı piyasaya sürülebilsin.
Özellikle bahsettiğim klinik çalışma fazını 3-6 ay gibi kısaltmaya yönelik çalışmalar var. Yapılan bir başka ön çalışma da, bir aşı gelişirse en kısa zamanda uygulanması için sistemleri hazırlamaya çalışıyoruz; çünkü her biyolojik maddenin her ülkede test edilmesi gerekiyor. Bu tarz sistemleri hazırlamaya yönelik çalışmalar var. Üretimi en kısa sürede hızlandırıp aşıyı fazla sayıda üretmeye yönelik çalışmalarımız var. Ayrıca hangi ülkeler ve bu ülkelerde kimler en yüksek risk grubunda ve kimler öncelikle aşılanacak bunlara ilişkin çalışmalarımız var" şeklinde konuştu.
PEKİ ÖNCE KİMLER AŞILANACAK?
Dr. Emiroğlu, "Dünya Sağlık Örgütü, risk grubunda olan ve aşıya ulaşım sıkıntısı yaşayan ülkeleri öncelik olarak almak isteyecek. Sadece aşıyı üreten ülke değil, bütün dünyanın yararlanabileceği bir ürün olması için elimizden geleni yapacağız. Risk grubunun kim olduğunu söylemek güç. Her ülke kendisi karar verecek ama bariz risk grupları var. Örneğin, ileri yaş grubu, altta yatan bir hastalığı olan kişiler var. Öte yandan da hastalığı hafif geçirip bulaştırabilecek üretken yaş grubu var. Ülkeler birçok faktörü göz önüne alacaklardır" dedi.
YENİ NORMALDE RİSK GRUBU KORUNMAYA DEVAM EDİLECEK
Dr. Nedret Emiroğlu, "Bu salgını kontrol altına almak aşama aşama olacak. Öncelikle salgının büyümemesine çalışıyoruz. Her ülke birbirinden farklı. Şu anda dünyada çok farklı salgınlar görüyoruz. Çok yüksek vaka sayısı, yüksek ölümler görülen ülkelerden; vaka sayısının çok az olduğu, vakaların kontrol altına alınabildiği ülkelere kadar... O yüzden ülkelere tek tek destek oluyoruz.
Eğri düştüğü ve eğriden geriye döndüğümüz zaman normale dönmeye başlayacağız. Ancak Covid-19'a yönelik aşı bulunup kişiler bağışık hale gelmeden belli kişisel önlemleri devam ettirmek durumundayız. Aksi takdirde tekrar risk var. Ülke içinde fark edilmeyen vakaların, vaka sayısında artışa neden olması mümkün. Yeni normalde yine risk gruplarının mümkün olduğunca korunmasına devam edilecek. En önemlisi el hijyeni ve sosyal mesafe. Sosyal alanların, etkinliklerin sınırlanması, bu tip yerlerden kaçınılması gibi önlemler bir süre daha devam edecek. Ta ki aşıyla toplumun büyük kısmının bağışık olduğunu görünceye kadar" şeklinde ifade etti.
Türkiye'de vaka sayılarının neredeyse sabitlendiğini söyleyen Dr. Emiroğlu, "Özellikle hafta sonu sokağa çıkma yasağıyla birlikte rakamların daha da düşeceğine inanıyorum. Yine filyasyonla vaka bulma çalışmaları da buna destek olacak. 2 haftalık bir süreç içerisinde daha düşük rakamlara düşeceğimizi düşünüyorum ama vaka sayıları çok altlara düşünceye kadar önlemler alınmaya devam edilmek zorunda. Hesaplara göre Mayıs ortasına, sonlarına kadar vakaların yüzlü rakamlara düşmesini öngörürsek, bundaki en büyük faktörün halkın önerilen kurallara harfiyen uyması olduğunu düşünüyorum. Bunu ancak bu koşulda gerçekleştirebileceğiz" dedi.
Siyasetcafe.com