Halkların Demokratik Partisi İstanbul Milletvekili Hüda Kaya, Özgür Suriye Ordusu ile ilgili Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde çok çarpıcı ifadeler kullandı.
HDP İstanbul Milletvekili Hüda Kaya, TSK'nın ÖSO birlikleriyle Zeytin Dalı Harekâtı düzenlediği Afrin'de sivil can kaybı tespitlerinin belirlenmesi amacıyla verilen araştırma önergesinin görüşmelerinde söz alarak "Afrin'in ÖSO'ya, IŞİD katillerine teslim edilmeye çalışıldığını" iddia etti.
''ÖSO, katiller ordusudur'' diyen Kaya'nın mikrofonunu kapatan Meclis Başkanvekili Ayşe Bahçekapılı, ''Şehitlerimiz ve Türkiye Cumhuriyeti'nden oluşan bir bütünü, 'Kirli savaş yapıp sivil halkı öldürüyorsunuz' diye niteleyemezsiniz'' dedi.
Milletvekili Kaya ''Sizlere söylendiği gibi inancımızda, kitabımızda kendi halinde yaşayan bir şehir halkına saldırmak cihat değildir, fetih değildir. Bizlere öğretildiği gibi millilik yoktur kitabımızda. Bunların inancımızda olduğunu iddia etmek başta Allah'a ve onun barış ve adalet mesajını bizlere ileten Hazreti Peygamber'e büyük bir iftiradır. Afrin savaşı, Türkiye güvenlik sorunu yaşadığından dolayı başlamamıştır arkadaşlar. Afrin savaşını, AKP iktidarı, kaybettiği gücünü kan ve nefret politikaları üzerinden tekrar kazanmak için başlatmıştır'' diye konuştu.
AKP milletvekilleri Kaya'nın bu sözlerine tepki gösterdi. Kaya konuşmasına şöyle devam etti: "IŞİD vahşetinden Afrin'e kaçtılar, oraya sığındılar, orada demokratik bir yönetim oluşturmaya, yaşamlarını orada kurmaya çalışıyorlar. Siz gidip böyle bir şehir halkını katletmek üzere IŞİD'e, ÖSO'ya… IŞİD katillerine teslim etmeye çalışıyorsunuz" dedikten sonra, mikrofonu Meclis Başkanvekili Ayşenur Bahçekapılı tarafından kapatıldı.
"SÖZÜNÜZ BİTTİ, YERİNİZE GEÇİN"
Bahçekapılı şunları söyledi:
"Sayın Kaya, buyurun yerinize geçin, sözünüz bitti. Bugün, yaşadığımız günler içinde Afrin'de bu ülkenin bütünlüğünü, bu ülkenin bayrağını, bu ülkenin milletini korumak için bir harekata girişen ve bu uğurda şehit veren askerlerimizi ve Türkiye Cumhuriyeti'nden oluşan bir bütünü siz 'Orada kirli bir savaş yapıyorsunuz ve sivil halkı öldürüyorsunuz' diye nitelendiremezsiniz."
"EVET, ÖSO'YA SAHİP ÇIKIYORUZ"
Kaya'nın konuşma süresi bitmeden mikrofonunun kapatılmasına HDP milletvekilleri itiraz etti. Bu arada Cora, "Evet, ÖSO'ya sahip çıkıyoruz, ÖSO orada özgürlük mücadelesi yapıyor" derken Kaya "Katillere mi sahip çıkıyorsunuz?" diye seslendi.
TBMM Genel Kurul tutanaklarında HDP İstanbul Milletvekili Hüda Kaya'nın konuşması ve yaşanan tartışma şöyle yer aldı:
"Sayın Başkan, sayın milletvekilleri ve bizleri izleyen sevgili halkımız; hepinizi saygıyla selamlıyorum. Partimiz adına verdiğimiz Afrin araştırma önergesi hakkında konuşmak için söz almış bulunuyorum.
Değerli arkadaşlar, konuşmamı partili kimliklerimizin de ötesinde, bulunduğumuz mahalli ve yeryüzünü barış yurduna çevirmek için elçilerin veya vicdanının mesajını dikkate alması gereken insanlar olarak dinlemenizi hassaten rica ediyorum.
Yeryüzünde veya evrende varoluşun esası, esprisi, yok etmek, şiddet, nefret ve savaş değildir arkadaşlar. Bilakis yaşamın, varoluşun ruhu ve hikmeti sevgi, adalet, barış ve güzelliklerin ikamesi içindir. Tüm kutsal kaynaklar ve kitabımız Kur'an da hem bu noktayı vurgular. Bırakın kan dökmeyi, kanı kutsamayı, nefreti, şiddeti artırmayı, insanların aralarında küskünlüklerin uzamasını bile hoş görmez.
Toplumumuz, iktidar medyası tarafından bilinçli olarak, gece gündüz aralıksız olarak bir nefret ve şiddet sarmalında tutuluyor. Kanın, öldürmenin ve ölmenin kutsallığı anlatılıyor.
Değerli halkımıza sesleniyorum: Sizlere söylendiği gibi inancımızda, Kitabımızda kendi hâlinde yaşayan bir şehir halkına saldırmak cihat değildir, fetih değildir. Bizlere öğretildiği gibi millîlik yoktur Kitabımızda. Bunların inancımızda olduğunu iddia etmek başta Allah'a ve onun barış ve adalet mesajını bizlere ileten Hazreti Peygamber'e büyük bir iftiradır
Afrin savaşı, Türkiye güvenlik sorunu yaşadığından dolayı başlamamıştır arkadaşlar. Afrin savaşını, AKP iktidarı kaybettiği gücünü kan ve nefret politikaları üzerinden tekrar kazanmak için başlatmıştır.
Ve ne yazık ki bu kirli politika ve uluslararası kirli ilişkiler uğruna yoksul ve arkası zayıf olan halkımızın çocukları kurban ediliyor. Savaşı topluma dayatan -çocuklarını asla ateş altında göremezsiniz ama- televizyon yayınlarıyla insanlarımızı ve gençlerimizi kendi istikballeri uğrunda kolay kurbanlar olarak ateşe sürmekten kaçınmayan bu iktidarın, halkımızı, ülkemizi nasıl bir cehenneme sürüklediği görülmelidir sevgili halkımız.
Afrin'de savaşa karşı çıktığımız için "hain" deniliyor, "terörist" deniliyor. Kim ne derse desin dün olduğu gibi bugün de haksız bir savaşa karşı çıkmaya, hakikatleri haykırmaya devam edeceğiz. Suriye savaşı kışkırtılırken pek çok ülkeden selefi, dinci, kadın düşmanı sapkınlar desteklenip kutsanırken de biz bu kirli savaşa karşı çıkmıştık ve susmamıştık.
2013'te bir grup vicdanlı insanla beraber "Üçüncü bir yol mümkündür." diye imzalı bir basın açıklaması yapmıştık ve o günlerde bu iktidarın savaş politikasını kutsayan, tartışılmasına bile tahammül edemeyen yandaş çevreler, özellikle sosyal medyadaki trolleri ve troliçeleri şahsıma ve diğer imzacı arkadaşlarımıza ahlak ve vicdana sığmayan çok çirkin saldırılar yaptılar, günlerce tehdit ve linçle karşılaştık.
Sonuç ne oldu? Aradan geçen yıllar ve bir ülkenin harap olması, binlerce kadının köle pazarlarında satılmasına sebep olacak büyük bir yıkımdan sonra iktidarın geldiği Suriye politikası; yıllar önce bizim dediğimiz aynı nokta idi. Bugün de yakılan, yıkılan bir ülkede, Suriye'de bu korkunç savaş devam ederken IŞİD gibi, Emevici, köleci, kadın düşmanı, saltanatçı bu dinci yapılar girdikleri yerlerde yüzyılın büyük acılarını yaşattılar; uluslararası kadın pazarları kurdular, tarihî yaşamı katlettiler. İşte, bu vahşete maruz kalan bölge halklarının ölümlerden, tecavüzlerden, kölelikten kaçıp sığındığı ender bölgelerden biriydi Afrin ve bugün yine bu kadın düşmanı, sapkın, ÖSO'nun içinde barındırılan, bu vahşeti uygulayan katliamcılarla, bir katliamla Afrin şehir halkı da sivil halkı da karşı karşıyadır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Kaya.
HÜDA KAYA (Devamla) - Buna onay vermemiz mümkün değildir. Sizin vicdanlarınıza bir kez daha sunuyorum arkadaşlar. (HDP sıralarından alkışlar)
HÜDA KAYA (İstanbul) - Değerli arkadaşlar, burada partilerin üzerinden polemik yapmak istemediğimi konuşmamın başında da ifade ettim, vicdanlarınıza seslendim; varsa, Kur'an'daki o barış, adalet referanslarından bir zerre inanç kaldıysa yüreğinizde, bu duygularınıza seslendim.
OKTAY ÖZTÜRK (Mersin) - Sen mi tayin edeceksin onu?
SALİH ÇETİNKAYA (Kırşehir) - Yani teröristlere mi bırakalım oraları?
HÜDA KAYA (Devamla) - Parti kimlikleriyle konuşmadım.
SALİH ÇETİNKAYA (Kırşehir) - Hayır, oraları teröristlere mi bırakalım biz?
HÜDA KAYA (Devamla) - Burada fanatik bir particilik yapmıyoruz biz, sadece ve sadece insanlığa çağrıda bulunuyoruz.
SALİH ÇETİNKAYA (Kırşehir) - Sabahtan beri teröristleri savunuyorsunuz.
MEHMET ALTAY (Uşak) - Ya, bir de onlara çağrıda bulunun!
HÜDA KAYA (Devamla) - Demokrasiye karşı diyorsunuz…
MEHMET ALTAY (Uşak) - Sivil insanları kalkan yapanlara bir çağrıda bulunsana!
HÜDA KAYA (Devamla) - …bugün Suriye toprağında IŞİD'in yaptığı katliam ve vahşetlerden kaçan insanlar…
MEHMET ALTAY (Uşak) - Sivil insanları kendine kalkan yapanlara bir çağrıda bulunsana!
HÜDA KAYA (Devamla) - Sesini kes, dinle! Sus, sesini kes, dinle!
BAŞKAN - Sayın Kaya, sayın milletvekillerine sadece başkan vekili müdahale edebilir, siz lütfen konuşmanızı yapın.
MEHMET ALTAY (Uşak) - Sen işine bakacaksın!
HÜDA KAYA (Devamla) - …Ermeniler, Araplar, Türkmenler, Ezidiler, Kürtler, Orta Doğu'daki bütün halklar IŞİD'in vahşetinden kaçıp Afrin'e sığındılar. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Sayın Başkan, lütfen müdahale eder misiniz?
BAŞKAN - Lütfen, sayın milletvekilleri…
HÜDA KAYA (Devamla) - Lütfen, sözümü kesiyorlar ama.
BAŞKAN - Lütfen, siz sözünüze, konuşmanıza devam edin, benim yetkilerime karışmayın, müdahale etmeyin.
HÜDA KAYA (Devamla) - Ben konuştuğumu anlamıyorum. Başkan, ben konuştuğumu anlamıyorum, seslerini kessinler.
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, siz de sessizce dinleyin lütfen.
HÜDA KAYA (Devamla) - Susun lütfen, dinlemeyi öğrenin. Dinlemeyi öğrenin, dinlemeye bile tahammülünüz yok. (AKPARTİ sıralarından gürültüler)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri…
HÜDA KAYA (Devamla) - Bakın, siz Türkmenlerin, Kürtlerin, Arapların, Ezidilerin, Ermenilerin, bütün halkların…
SALİH CORA (Trabzon) - Onların en büyük düşmanı sensin!
HÜDA KAYA (Devamla) - IŞİD vahşetinden Afrin'e kaçtılar, oraya sığındılar, orada demokratik bir yönetim oluşturmaya, yaşamlarını orada kurmaya çalışıyorlar. Siz gidip böyle bir şehir halkını katletmek üzere IŞİD'e, ÖSO'ya… (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
BAŞKAN - Sayın Kaya… Sayın Kaya…
HÜDA KAYA (Devamla) - …ÖSO katillerine, IŞİD katillerine teslim etmeye çalışıyorsunuz.
SALİH CORA (Trabzon) - Yazık sana!
BAŞKAN - Sayın Kaya… Sayın Kaya…
(Mikrofon Başkan tarafından kapatıldı)
HÜDA KAYA (Devamla) - Bu savaş Kürtlerin…
SALİH CORA (Trabzon) - Teröristleri savunuyorsun.
BAŞKAN - Sayın Kaya, buyurun yerinize geçin, sözünüz bitti.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Sayın Başkan, sözleri bitmedi.
BAŞKAN - Bugün, yaşadığımız günler içinde Afrin'de bu ülkenin bütünlüğünü, bu ülkenin bayrağını, bu ülkenin milletini korumak için bir harekâta girişen ve bu uğurda şehit veren askerlerimizi…
HÜDA KAYA (İstanbul) - Ben ÖSO'yu söylüyorum. ÖSO, IŞİD'dir; ÖSO, El Kaide'dir.
BAŞKAN - …ve Türkiye Cumhuriyeti'nden oluşan bir bütünü siz "Orada kirli bir savaş yapıyorsunuz ve sivil halkı öldürüyorsunuz." diye nitelendiremezsiniz.
HÜDA KAYA (İstanbul) - ÖSO, katiller ordusudur.
BAŞKAN - Hayır "ÖSO" demediniz.
HÜDA KAYA (İstanbul) - Ben "ÖSO" dedim.
BAŞKAN - Asla bu kürsüden sizin böyle konuşmanıza izin vermeyeceğim. Asla!
HÜDA KAYA (İstanbul) - Kesinlikle "ÖSO" diyorum.
BAŞKAN - Lütfen yerinize oturun.
HÜDA KAYA (İstanbul) - Kesinlikle "ÖSO" diyorum.
BAŞKAN - Lütfen… Lütfen…
HÜDA KAYA (İstanbul) - Siz neyi kastettiğimi çok iyi biliyorsunuz. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
BAŞKAN - Lütfen Sayın Kaya.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (İstanbul) - Sizi protesto ediyorum. Herkes sizin gibi düşünmek zorunda mı?
HÜDA KAYA (İstanbul) - Saptırmayın, saptırmayın! Sizin gibi düşünmüyoruz.
BAŞKAN - Sayın Kaya, yerinize oturun.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Sayın Başkan, siz müdahale edenlere deyin.
ERTUĞRUL KÜRKCÜ (İzmir) - Azarlayacak başka kimse bulamadınız mı ya?
YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Utanmıyorsunuz ya!
HÜDA KAYA (İstanbul) - İnsanlığınızı kaybetmişsiniz, utanması gereken sizsiniz.
BAŞKAN - Sayın Bostancı, buyurun.
HÜDA KAYA (İstanbul) - Vicdanınızı bir dinleyin.BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, grup başkan vekilini dinliyorum. Lütfen…
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) - Sayın Başkan…
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Ya, bir dinleyin önce ya!
HÜDA KAYA (İstanbul) - ÖSO'ya mı sahip çıkıyorsunuz?
BAŞKAN - Sayın Kaya…
SALİH CORA (Trabzon) - Evet, ÖSO'ya sahip çıkıyoruz, ÖSO orada özgürlük mücadelesi yapıyor.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Oraya da söyleseniz Sayın Başkan.
HÜDA KAYA (İstanbul) - Katillere mi sahip çıkıyorsunuz? (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
BAŞKAN - Sayın Kaya, lütfen susar mısınız.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (İstanbul) - Sayın Başkan, Sayın Kaya'nın dışında hiç kimsenin ismini bilmiyor musunuz siz ya?
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Onlara da söyleyin. Onlara niye söylemiyorsunuz?
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, siz de lütfen…
Grup başkan vekilleri ayakta.
DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Ağrı) - Herkes sizin söylediklerinizi söylemek zorunda mı?
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri
HÜDA KAYA (İstanbul) - Beni konuşturmadılar, susturmuyorsunuz.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (İstanbul) - "Sayın Kaya… Sayın Kaya…" Ya insanı hakikaten çileden çıkarıyorsunuz artık!
BAŞKAN - Buyurun Sayın Bostancı.
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) - Sayın Başkan, sayın konuşmacı "Ahlak ve vicdana hitap edeceğim, öyle bir konuşma niyetiyle çıktım." derken, bu iddiada bulunurken daha ilk cümlesinde AK PARTİ'yi kanlı katliamlar üzerinden var olmaya çalışan bir siyasi heyet olarak suçladı.
HÜDA KAYA (İstanbul) - Eleştirebilirim.
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) - Daha ne dediğini bilmiyor.
HÜDA KAYA (İstanbul) - Ne demek? Çok bilinçli konuşuyorum.
BAŞKAN - Sayın Kaya…
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) - Ne dediğini bilmiyor.
HÜDA KAYA (İstanbul) - Hakaret ediyorsunuz.
BAŞKAN - Sayın Kaya…
HÜDA KAYA (İstanbul) - Hakaret ediyor.
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) - İkincisi…
BAŞKAN - Bakın, Grup Başkan Vekili konuşuyor. Lütfen…
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) - Ne dediğinizi bilmiyorsunuz.
HÜDA KAYA (İstanbul) - Allah Allah!
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) - Kendi konuşmanıza bakın.
DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Ağrı) - Bizim hatibimiz konuşurken hiç müdahale etmediniz.
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) - İkincisi: Bu "YPG" denilen terör örgütü IŞİD'le ortaktır...
ERTUĞRUL KÜRKCÜ (İzmir) - Hadi ya!
DİRAYET DİLAN EMİR (Ağrı) - Sizin dışınızda kimse bunu söylemiyor.
HÜDA KAYA (İstanbul) - Ya komedisiniz!
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) - …ve bu coğrafyada ayı emperyal güç tarafından kullanılmaktadırlar.
HÜDA KAYA (İstanbul) - Allah'ım Ya Rabb'im!
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) - Ahlakın, dinin, vicdanın, insanlığın, Kürtlerin, Arapların, Türkmenlerin yanında olan hiç kimse bu terör örgütüne destek çıkamaz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Ağrı) - Sizi de güncellemişler.
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) - Hele ki demokratik zeminlerde var olan bir iradenin böyle bir konuşma yapması kabul edilemez.
HÜDA KAYA (İstanbul) - Allahuekber! Aman Allah'ım!
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) - Evet, Allahuekber.
HÜDA KAYA (İstanbul) - Evet.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Sayın Başkan…
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) - Bu konuşmayı şiddetle kınıyorum.
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
HÜDA KAYA (İstanbul) - Tamam, biz de sizi kınıyoruz, politikanızı kınıyoruz.
BAŞKAN - Sayın Danış Beştaş.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Bir kere, bu kürsü hiç kimsenin malı değil, halkın kürsüsüdür ve o kürsüyü kullanmaya hak kazandık, bu birincisi. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
siyasetcafe.com