Memleketimizde güne her uyandığınızda ilk yapılması gereken şey, daha uykunuzu bile tam açamadan derhal televizyon başına geçip elinize kumandayı alarak A HABER’i açmak.
Zira güzel ülkemde güne başlamanın daha iyi bir yolu yok…
Açın A HABER’i bakın şöyle bir 15 dakika…
Ekonomi şahlanmış, enflasyon düşmüş,işsizlik zaten yok,öyle cari açık gibi şeyler ülkemize uğramıyor bile,dış politikada dünyayı dize getirmişiz,Avrupa-Amerika deseniz zaten bizi kıskanıyor,hasetlerinden çatlıyor…
Oh mis gibi…
***
Emin olun hayal bile edemezdiniz şundan 18 sene önce memleketimizin bu muhteşem yükselişini…
Ama tabii AKP yöneticilerinin her seferinde kameralar karşısına geçip gerine gerine söyledikleri gibi “Başkalarının hayalini dahi kuramayacağı şeyleri” gerçeğe dönüştürmedeki o üstün ve benzersiz (!)kabiliyetleri sayesinde artık hayal bile edemeyeceğiniz şeyler gerçek oluyor…
Mesela siz bundan 18 sene evvel hiç yerden mantar biter gibi biten vakıf yurtlarında çocuklara tecavüz edilebileceğini, bu tecavüz skandalı ortaya çıkınca sorumlu bakanın çıkıp “Bir kereden bir şey olmaz” diyebileceğini, çocuklara tecavüz edilen yurtların sahibi olan vakfın etkinliklerine devlet erkanının katılıp,bu vakfa kamu kaynaklarından üzerine bir de para aktarılabileceğini hayal edebilir miydiniz?
Edemezdiniz tabii…
Şimdi tutup sayın bakanı eleştiren gafiller şunu anlayamıyorlar:
Sayın bakan orada “Birinciye bir şey diyemem ama ikincinin olmaması devlet garantisinde” diyor.Yani devletin acizliği değil gücünü vurguluyor aslında “Bir kere olursa problem değil,devlet ikinciye müsaade etmez” diyor.
Görüyorsunuz ne kadar diplomatik bir üslup ile söylüyor bunu…
Ama tabii hep dış güçlerin oyunları ve algı operasyonları söz konusu olduğundan sayın bakanın sözlerini çarpıtma gayretine girişiliyor…
AKP öncesinde devlet böyle bir garanti verebilir miydi?
Veremezdi…
Ama dedik ya AKP’de muhteşem bir “Kimsenin hayal edemediğini gerçekleştirme” yeteneği var,bu 18 sene içerisinde artık bunu hayal etmiyoruz bizatihi yaşıyoruz mesela…
***
Siz bundan 18 sene önce tarikatların, cemaatlerin kol kola girip “o bakanlık senin bu bakanlık benim” diye aralarında devlet kadrolarını yaş pasta dilimler gibi dilimleyip bölüşeceğini, bakanların atama yapmadan önce şeyhlerine danışıp, istihareye yatmasını isteyeceğini hayal edebilir miydiniz?
Edemezdiniz tabii ki…
Niye edemezdiniz?
Zira memlekette din iman elden gitmişti.
Tarikatlar cemaatler olmasa “alnı secdeye değen” tek bir kişi olmayacaktı bugün memleketin bürokrasi kadrolarında.O nedenle de devlette işler yolunda gitmiyordu…
Şimdi “Bismillah”,”Maşallah” diye diye “götürülüyor” işler…
Ne yapardı bu memleket AKP olmasa değil mi? Bakın hayal bile edemezsiniz…
Ama artık hayal etmenize gerek yok, zira böyle şeyler güzel memleketimde artık sıradan günlük vak’ıalar…
Tabii şeyh önemli,şıh önemli,tarikat-cemaat önemli mesele…
Okuyup, üfleyerek gül gibi idare ediyorlar memleketi…
***
Hiç düşündünüz mü mesela bundan 18 sene evvel, İçişleri Bakanı’nın çıkıp “Anayasayı tanımıyorum” diyebileceğini hayal edebilir miydiniz?
Düşünün ne kadar muhteşem bir hale gelmiş ülke, artık değil yasaya ,Anayasa’ya bile ihtiyaç yok…
Zaten öyle ilkel ihtiyaçlar falan da olursa bir KHK ile çözüveriyoruz her şeyi.
Adalet deseniz Mehmet Sarı gibi dünya çapında (!) hukukçularımızın garantisi altında hepimizin yüreğine su serpiyor…
***
Siz hiç istiklalini kazanmak için vatanın her köşesini kanıyla sulayarak,bu toprakları bize “Vatan” yapmış ecdadımızın emaneti olan adacıklarımızın Yunanistan’a sessiz sedasız bırakılacağını,Yunan askerinin adalara bayrak çekeceğini,Yunanlı komutanların bu adalarda mangal partisi vereceğini,bizim komutanların da gemilerle adaların açıklarından geçerken ancak dürbünle bakacağını hayal edebilir miydiniz?
Edemezdiniz efendim, tahayyül yeteneğiniz yetmez…
Ama artık böyle bir hayale de gerek yok zaten.
Cem Yılmaz’ın dediği gibi “Buyurun burada yapılmışı” var…
Ama tabii bazı fitne fesat karıştırmak isteyen,dış güçlerin güdümündeki “şer odakları” bunun nasıl muhteşem bir dış politika başarısı olduğunu görmekten,böylece zaten işe yaramayan o adacıkları verip Yunanistan gibi kudretli (!) ve korkulacak(!) bir ülkenin baskısından nasıl da ustaca sıyrıldığımız gerçeğini idrak etmekten uzaklar…
Oysa kolay mı öyle “büyük memleket” olmak,onların hayal gücü yetmez bunlara.
O nedenle siz tıkayın o “Toprak nasıl verilir?” diye konuşup, tam bağımsızlık diye ağzında nuh nebiden kalma demode şeyleri geveleyip duranların gereksiz lakırdılarına kulaklarınızı…
Dünya bizi kıskanıyor onlar hala “Bağımsızlık”,”Antiemperyalizm” falan diyorlar…
***
Siz mesela bu memleketin TELEKOM gibi,limanlar gibi,şeker fabrikaları gibi milli kazanımlarını 2-3 yıllık cirosuna yabancılara satılacağını düşünebilir miydiniz?
Düşünemezdiniz, zaten düşündüyseniz hele bundan endişe falan duymuşsanız kesin CE-HA-PE zihniyetine sahip olduğunuz içindir…
Yoksa zaten yurdumun uykuya düşkün, ayakta uyuyan insanı iseniz zaten buna sizin hayal gücünüz yetmezdi.
Ancak nasıl muhteşem bir ekonomi başarısı yakalayıp,yabancı sermayeye hem de babalar gibi memleketi bin bir çile ile “pazarlama” yeteneği gösterildiğini anlamayan gafiller bunu eleştirebilirler.
Oysa ki,”devlet ekonomiden elini çekecek” diye yapıldı yapılanlar lakin dozu biraz fazla kaçırdık ortada ne ekonomi kaldı ne el…
Elde avuçta bir şey kalmadı ama mühim değil. Zaten krizler de memleketi teğet geçiyor,sıkıştığımızda da Katar’a kenarda köşede kalmış şeyleri satıyoruz hallolup gidiyor…
Hayal edemezdiniz bakın gerçek oldu…
***
Siz mesela memleketin vatandaşlığının Arap ülkelerinin televizyon kanallarında 250 bin Dolarlık evlerin yanında “promosyon” olarak verilebileceğini hayal edebilir miydiniz?
Tabii ki edemezdiniz…
Zaten AKP’ye kadar kimse böyle acayip hayaller de kuramazdı,memlekete bu acayip hayalleri kurmayı bile AKP öğretti…
Niye hayal edemezdiniz?
Çünkü AKP öncesinde Türkiye dediğin neydi ki? Cumhuriyet dediğiniz zaten “90 yıllık bir reklam arasıydı”, memlekete çivi bile çakılmamıştı,yürüyecek yol yoktu memlekette,üniversite bile 1-2 taneydi,havaalanı falan vardıysa da AKP yapmadığı için onlar da var sayılmamalı zaten.
İşte bunların hepsini AKP yaptığı için ne oldu?
Memleketin vatandaşlığı para etmeye başladı…
Memleketin vatandaşlığı para edince de bakın artık 250 bin dolara satmaya başladık vatandaşlığı.
Böylesi muhteşem bir başarı öyküsünü o sığ düşünce dünyalarında eleştirmeye kalkanlar zaten ekonomiden falan da anlamaz…
Hep dış güçlerin,faiz lobilerinin maşası bu eleştiri yapanlar.
Hayır dünyanın en “yetenekli” Damadı ekonomiyi yönetiyor nasıl böyle eleştiri yapılabiliyor akılla izanla açıklamak mümkün değil…
***
Siz hiç İran’dan gelen gencecik “sırım” gibi,”hayırsever” bir delikanlının, memleketin en ünlü sanatçılarından birini aldığı lüks hediyeler ile kendisine sırıl sıklam aşık edeceğini,sonra da memleketin cari açığının %15’ini 20 m2’lik dükkanından tek başına kapatabileceğini hayal edebilir miydiniz?
Hele o delikanlının ayakkabı kutularına koyduğu paraları, peçetelere yazdığı notları tahayyül etme imkanınız var mıydı sizin AKP olmasa?
Yoktu ve olamazdı…
Oysa o “hayırsever” delikanlının Dünya ekonomi literatürüne geçecek bu muhteşem (!) dehası tamamen AKP’nin yarattığı olağanüstü “yatırım” iklimi ile alakalı bir konu.
Yatırım konusunda o kadar ileri gitti ki memleket, bakan bile o İranlı gence telefon açıp “Önüne yatarım” diyebildi.
Tabii neden?
Çünkü “yatırımcının” memlekette güvencesi var.Mesela İranlı “sırım” gibi hayırsever gencimiz bir yanlış anlaşılma ile nezarete alınınca ertesi gün çıkarken parasını kendisine faizi ile iade edecek kadar ileri bir “yatırım” iklimi oluşturdu AKP…
“Parasını peşin ödeyen” her “yatırımcı” istediğini yapabilir oldu memleketimizde...
***
Siz tabii memlekette sınav sorularının çalınabileceğini de hayal edemezdiniz…
Sınav sorularımız çalınmış olabilir ama bu eğitimde gerçekleştirdiğimiz o büyük atılıma mani olamıyor…
Memlekette eğitim o kadar ileri gitti ki ortalama 3 eve bir kimyager düşüyor artık ,herkes merdiven altı rakı yapıp içebiliyor,o derece yani…
***
Bakın olayları böyle değerlendirdiğiniz zaman güne harika başlayacaksınız…
Hele bir de 15 dakikalık A HABER üzerine 1 SABAH, 1 de TAKVİM gazetesi okursanız sokağa çıktığınızda İsveççe konuşabilirsiniz zira memleketin İsveç yahut Finlandiya olduğunu zannetme olasılığınız yüksek…
Dedik ya efendim zorlamayın kendinizi zira artık “Hayaldi gerçek oldu”…
Nasıl olmasın?
”Herkes konuşur AKP yapar!”