GÜNDEMDEN ÜÇ BAŞLIK!
Erdoğan`ı Belçika`daki patlamadan sorumlu tutmak, Sema hanımın gafı ve KKTC`ki pkk olayları!
Cumhurbaşkanı Erdoğan 4-5 gün önceki bir konuşmasında Apo posterli, pkk paçavralı taziye çadırı kurulmasına müsaade eden Belçika yönetimini eleştirerek "Bu bombaların Brüksel"de patlamaması için hiçbir neden yok!" diyerek birçok Avrupa ülkelerinin terör karşısındaki ikili davranışlarına haklı olarak uyarıda bulunmuştu.
Bundan yola çıkan birçok anti-Tayyip uzmanı veya stratajik derinlik düşüncesinde olan slogancılar Erdoğan'ın o patlamadan önceden haberi olduğuna/olabileceğine vurgu yapmaktadırlarlar...
Bu oldukça aptalca ve eğer kasti yapılmıyorsa ahmakça, yapılıyorsa haince bir tavırdır.
Neden mi?
1- Türk Devlet geleneği yönetimin başında kim olursa olsun asla bu tür yöntemlere müsaade etmez.
2- Erdoğan`ın o cümlesinde olağan üstü bir hal aramak cehaletin ta kendisidir. Gündem gereği “ gülme komşuna, gelir başına” yaklaşımından iki cümle kurdu diye bu ne cumhurbaşkanını müneccim, nede planlayıcı yapar. En aptal isan bile teörün herkesi birgün mutlaka vuracağını bilir. Hele hele “benim teröristim iyidir” mantığı ile çadır kurduranları bulmasından daha doğal ne olabilir ki?
Dolayısı ile bir öngörü olarak kurulan o cümlelerin Erdoğan taraftarları tarafından müneccim gibi sevilmesi, karşı olanlar tarafından “o yapıyor” mantığı ile doğru orantıda devletin katilleştirilmesi yanlıştır.
Bu arada Belçika`daki terör eylemlerini kınıyorum. (hepsi bu kadar, sadece kınıyorum)
***
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu, 45 çocuğa tecavüz edlien Ensar Vakfı'na yöneltilen eleştiriler için, "Buna bir kere rastlanmış olması hizmetleri ile ön plana çıkmış bir kurumumuzu karalamak için gerekçe olamaz. Biz Ensar Vakfı’nı da tanıyoruz, hizmetlerini de takdir ediyoruz, ama öteki taraftan bunu yapan kişi için de sıfır toleransla hukuki açıdan bütün takibimizi yapıyoruz" demiş...
Neresinden bakarsanız bakın, nasıl bir savunma yaparsanız yapın bu cümleler oldukça talihsiz cümlelerdir.
ESAR Vakfı`nın da elbette ki eleştirilme hakkı vardır, hele hele manevi dünyayı dizayn ettiğini iddia eden ve ahlak eğitimi verdiğinin savunan bir vakıfta bu tür skandalık olması elbette kien ağır şekilde eleştirilmesini gerektirmektedir.
Ben genelde belden aşağı cümle kurmam ve bunu kendime asla yakıştırmam, okurlarım da benim ne denli saygılı cümleler seçtiğimi bilirle buna rağmen ben Sema hanıma buradan “birkez” belden aşağı cümle kursam benim karalanmama yeterli midir? Elbette yeterlidir.
Ben o cümleyi kurmayacağım, Sema hanımın zekasını ve ahlakını ise inandığı diğer tarafa havale ediyorum.
***
Gelelim KKTC`deliki pkk olaylarına!
Bir süredir KKTC`de pkk faaliyetleri herkesin gözüne nedense batmaktadır.
Benim en az 10 yıl önceden söylediğim, tesbit ettiğim ve rapor halinde devlete sunduğum adadaki pkk yapılanmasına bu gün şaşıranlara ben de şaşırıyorum.
Neymiş efendim ülkenin Cumhurbaşkanı Akıcı ile Başbakanı Kalyoncu Nevruz törenlerine gitmiş, pkk paçavraları altında halay çekmişler.
İyide bu yeni olan birşey değil ki, geçmişte de TALAT ve SOYER gider aynı ahlaksızlıkları sergilerlerdi.
Bunları yapmalarının sebebi; Bu kadronun tamamı geleneksel komunist eğitimden gelmektedirler. Dolayısı ile Talat, Soyer, Akıncı veya Kalyoncu farketmez hepsi “halkların kardeşliği” prensibinden APO`cudurlar. Okadar halk içinde tek kardeş kabul etmedikleride Türklerdir.
Akıncı veya Kalyoncunun edepsizliklerine şaşırmamak lazım.
Şaşırmamamız gerek şudur!
Bir zamanlar KKTC`de Boğaz Piknik alanında Ergenekon –Nevruz şenlıkleri yapılırdı. Adam gibi bayram kutlanırdı. Türk Dünyasının bayrakları altında, demir dövülür, ateş yakılır plavlı et dağıtılırdı.
O törenlere rahmetli Denktaş mutlak katılır ve önemli meajlar verrirdi.
Ne oldu da o törenler ki daha sonra yapılmadı ve alan bu hainlere kaldı?
Akıncı ve Kalyoncu`yu suçlayacağımıza önce kendi yetersizliğimize bir bakmalıyız....vesselam