Günah işleme özgürlüğümüze dokunmayın!
Bu sözler AKP İstanbul Milletvekili Sn. Metin Külünk’e ait.
Külünk, 17 Aralık operasyonuyla “insanların günah işleme özgürlüğüne müdahale edildiğini” savunuyor.
Savunmakla kalmıyor bu dâhiyane (!) tezine de her zaman olduğu gibi “Ayet” ve “Hadis” örnekleri vererek İlahi bir destek getirmeye çalışıyor.
Allah İnsanlara günah işleme özgürlüğü vermiştir, onun için 17 Aralık operasyonları bu özgürlüğe müdahale etmektir diyor Külünk.
Bu sözler bir zihniyetin ürünüdür.
Allah ile aldatmanın en güncel örneğidir.
İşlediğiniz günahı bile Allah’ın size sunduğu bir özgürlük alanı olarak görmek ve bunun sağladığı bir savunma mekanizması oluşturmak, işlediğiniz günahları meşrulaştırmak demektir.
Günah işlediğini kabul edip günahın bağışlanması için af dilemek yerine, bunun bir günah işleme özgürlüğü olduğunu savunmak toplumun inançları ve değer yargıları ile alay etmektir.
Hele hele buna Allah’ı alet etmek ise tam bir rezalettir.
Allah size özgür irade vermiş, günah ve sevap tercihlerini sizin takdirinize bırakmıştır.
Evet, sizin günahı tercih etme özgürlüğünüz vardır ama bunu Allah’ın bir ruhsatı gibi göstermek ne akıl ile ne din ile izah edilemez.
Bu hastalıklı bir düşüncenin ürünüdür.
Bu menfaati için her şeyi meşru gören siyasal İslam felsefesidir.
Allah günahlardan kaçınmamızı emreder. Günahların bedelinin de Cehennem olduğunu söyler.
Günahın da sevabın da bedeli vardır, cennet ve cehennem kavramları bunun içindir.
Yani git özgürce günah işle sonra da bunu “Allah’ın özgürlük ruhsatı” gibi tarif ederek hem Allah’ı hem toplumu kirli günahlarına alet et demez.
Güzel bir deyimimiz vardır.
“Can senin, Cehennem Allah’ın”
Yani Günah işlersen cezanı çekersin. Biz senin şahsını ilgilendiren, Allah’a karşı kulluk vazifelerini yerine getirmemen ile alakalı günahlarına karışmayız, Can senin se Cehennem de Allah’ındır. Cezanı çekersin, bizi ilgilendirmez.
Ama işlediğiniz günahlar kamuyu ilgilendiriyorsa günah ile beraber suç da oluşur.
Kamu malına zarar vermek, Devlet’in imkânlarını şahsına kullanmak veya kullandırmak, Rüşvet almak, yolsuzluk yapmak, yetim hakkı yemek gibi suç ve günah iddialarını “günah” özgürlüğü” diye açıklamak için insanın ya akli melekelerinin yerinde olmaması ya da ar damarının çatlamış olması lazım.
Hz. Peygamberin “ Günahları örtün” dediği hadisi örnek vermek de aynı derece de arsızlıktır.
Hz. Muhammet’in “Beytülmal’dan bir terliğin atmasını çalanın namazı kılınmaz” hadisine rağmen 17 Aralık operasyonlarında ki iddiaları günah özgürlüğü diye açıklamanın toplumda ki günah algısını nasıl etkileyeceğini düşünün biraz.
Bu tamamen günahın bir özgürlük bir hak olarak algılanmasına yol açacaktır.
Hani nerede kaldı “Günahtan kaçının” ayetleri?
Sayenizde İslam dini artık tanınmaz hale geldi.
Zina, Yolsuzluk, Rüşvet, suç olmaktan çıktığı gibi şimdi de günah olmaktan çıkartmaya çalışıyorsunuz.
Bu ülkenin bir Diyanet işleri başkanlığı var. Bütçesi birçok bakanlıktan fazla olan bir diyanet işleri ve onun bir fetva kurulu var.
“Kırmızı don” haramdır diye fetva veren müftü, “Lades” haramdır diye fetva veren Diyanet işleri,
“Bedduanın bile haram olduğunu açıklama gereği duyan Diyanetin sayın yetkilileri bu konuda bir fetva verecekler mi merak ediyorum.
Muhteremlerin özgürce günah işlemelerinin bir sakıncası olmadığı konusunda bir fetva da gelirse şaşırmam.
Sizin günah işleme özgürlüğünüz varsa Allah’ın da bu günahları hesaba çekme günü vardır.
Ama ondan önce Millet ’in sizinle görülecek bir hesabı var.
Günah işleme değil sevap işleme özgürlüğü ile yaşayacağınız günler dilerim.