Konserinde imam hatip liselilere yönelik sarf ettiği sözlerden dolayı "halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama" suçundan tutuklanan şarkıcı Gülşen'in "konutu terk etmeme" şartıyla tahliyesine karar verildi.
Nöbetçi İstanbul 27. Asliye Ceza Mahkemesi, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hakkında TCK'nin 216. maddesi olan "halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama" suçundan başlatılan soruşturma kapsamında tutuklanan Gülşen Bayraktar Çolakoğlu'nun tutukluluğuna yapılan itirazı değerlendirdi.
Mahkeme yapılan değerlendirme sonucunda Çolakoğlu'nun adli kontrol tedbirlerinden olan "konutu terk etmeme" şartıyla tahliyesine karar verdi.
Mahkeme tahliye gerekçesinde, şüphelinin üzerine atılı suçun vasıf ve mahiyeti, delillerin toplanmış olması, bu aşamadan sonra şüphelinin kaçma ve delilleri karartma şüphesinin bulunmayışı, bakmakla mükellef olduğu yaşı küçük çocuğunun bulunmasını, tutuklama maddeleri dikkate alındığında alması muhtemel cezaya ilişkin infaz koşulları da hep birlikte değerlendirildiğinde tutuklamadan beklenen faydanın adli kontrol tedbirleri ile sağlanabileceğini belirtti.
Çolakoğlu, tahliye kararının ardından tutuklu bulunduğu Bakırköy Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumundan tahliye edildi.
Cezaevi çıkışında kendisini bekleyen minibüse binen şarkıcı Gülşen, basın mensuplarına açıklama yapmadan buradan ayrıldı.
Tahliye kararının ardından sanatçının cezaevinden çıkmasını bekleyen eşi Ozan Çolakoğlu, 'Çok mutluyum' ifadelerini kullandı.
AVUKATINDAN AÇIKLAMA
Gülşen’in avukatı Emek Emre, Gülşen'in cezaevinden çıkması beklenirken açıklamalarda bulundu.
Emre, şunları söyledi:
"Geçen hafta Perşembe'den beri üzüntülü ve endişe verici bir süreç yaşadık. 25 Ağustos Perşembe sabahı emniyet güçleri müvekkilimin yanına gidip ‘ifadeye çağrılıyorsunuz, bizimle gelmeniz lazım’ dedikten sonra, bu esnada usulsüzlükler o anda başlamıştı. Şunu belirtmek istiyorum lütfen biz avukatlar olarak apolitik insanlarız. Hukuk devleti savunucularıyız. O sebeple söylediklerimin herhangi bir yere çekilmemesini rica ederim. Zaten bunlar kanun gereğidir.
Müvekkilimin adli kolluk tarafından alınıp ifadeye getirildiğinde, gözaltı usulleri uygulandı. Gözaltı hususu bir suç üstü uygulanan bir prosedürdür. Burada, Nisan ayında gerçekleştiği iddia olunan birtakım, çok rahatsız edici onu da belirtmek isterim, sözler var. Fakat bunun 25 Ağustos'ta suç üstü ihtiva etmediği çok ortada. O yüzden daha müvekkilin ifadeye alınış noktasında birtakım usulsüzlükler ve hukuksuzluklar baş göstermişti. Akabinde ifade verdi müvekkil, akşamında tutuklama tatbik edildi.
Kısa bir bilgi daha vermek istiyorum. Tutukluluk hali sonlandı fakat bir ev hapsi tedbiri uygulandı. Ev hapsi esasen yine kişi hürriyetini bağlayıcı bir tedbirdir. Yani tutukluluk kadar ağır olmasa da kişinin seyahat özgürlüğünü kısıtlayan bir tedbirdir. Zaten gerekçede, Gülşen'in kaçma ve delil karartma durumunun olamayacağı belirtilmişken buna rağmen ev hapsi uygulanması da bizim açımızdan hukuka uygun değildir. Ev hapsi kararına yönelik de kararın yeniden değerlendirilmesi, mümkünse kaldırılması yönünde taleplerimiz olacak. Daha uygun bir adli kontrol, yurtdışı çıkış yasağı olabilirdi veya adli kolluğa gidip imza verme tedbiri olabilirdi. Bunlar daha ölçülü kaçabilirdi. Ev hapsine yönelik de hukuki girişimlerimizi yapacağımızı belirtmek istiyorum."
Siyasetcafe.com