Gülen’i savunmak da varmış…
17 Aralık 2013 Türkiye için tarihi bir dönüm noktası oldu. Yolsuzluk ve rüşvet operasyonları ile yeni bir dönem başladı.
Nurcuların yükselen bölüntüsü Gülen Cemaati deşifre oldu.
Gülen hareketinin “Hizmet” ve “İslami Cemaat” adı altında Devlet içerisinde örgütlenerek “paralel bir yapı” oluşturmak istediği bizzat Devlet yetkilileri tarafından açıklandı.
Cemaat ve AKP arsındaki kavga, AKP’nin yolsuzluklarını ve Cemaatin niyetini açığa çıkardı.
Bu kavganın tarafları bir birlerinin en mahrem sırlarını ortaya dökmeye başladı.
Gülen Hareketinin Uluslararası bağlantıları, Kilise ve Papaz okulları ile ilişkileri ve Devlet içerisindeki yapılanmaları belgelendi.
Bizce malum olan, ama ısrarla inkar edilen Gülen hareketinin İslami bir cemaat değil, siyasi bir hareket olduğu gerçeğini Türk ve Dünya kamuoyu da anlamış oldu.
Ancak hala anlamayan veya anlamak istemeyenlerin olduğunu hayretle görüyoruz.
Mesela MHP Grup Başkan Vekili Sn. Oktay Vural’ın bu sözlerini anlamak mümkün değil.
“İslam alimlerine ‘yalancı peygamberler, içi boş alim müsveddeleri’ yakıştırmasında bulunması, sözleri ve İçişleri Bakanı Efkan Ala’nın Erzurum’un yetiştirdiği bir değere, ‘Kimsin sen? Kimsin? Buna senin gücün yeter mi? Ağababaların gelsin. Çekil, oradan da çekil. Senin, orada da yerin yok.’ diyerek, hükümetin aile boyu hakaret yarışına girmesi gerçekten çok vahimdir.
Fetullah Gülen, Oktay Vural’a göre İslam alimi ve Erzurum’un yetiştirdiği bir değer!
Sn. Oktay Vural’ın bilgi eksikliği olması mümkün değildir.
“Dinler arası diyalog” safsatası ile “Ilımlı İslam” yaratarak İslam’ı mecrasından çıkartmaya çalışan, İslam’ı Mezhep ve tarikat taassubunu ile değerlendiren, Türk Devlet’ine ve Türk Milleti’ne karşı düşmanlığı tescilli olan Said-i Nursi’nin yolundan giden, hiçbir akademik kariyeri olmayan birini İslam Alimi diye tanıtmak ve sahiplenmek, Sn. Vural’ın mensup olduğu partinin fikirleriyle ne kadar örtüşmektedir.
İslami bilgilere sahip olmak, iyi bir hatip olmak, ağlayarak insanları etkilemek İslam alimi olmak için yeterli midir?
Lawrence ’de İslami bilgilere sahip, iyi yetişmiş ve Arap’lar tarafından şeyh olduğuna inanılan bir İngiliz casusuydu.
Şayet bu fikirler Sn. Vural’ın şahsi görüşleri ise Gülen’e karşı beslediği sevgiyi MHP kimliği ile söylememelidir.
Eğer MHP’nin görüşlerini yansıtıyorsa, Gülen’in Ülkücüler hakkında ki fikir ve düşüncelerini bir daha gözden geçirsinler.
Mesela Gülen’in resmi sitesindeki yazısında Ülkücüler için söylediği şu sözleri bir daha okuyun.
Evet, artık, “Türk Milleti” diyen, “vatan, ülke, ülkü, bayrak” sözlerini dilinden hiç düşürmeyen ve hatta “din, iman, Kur’an” fedaisiymiş gibi arz-ı endam eden bir sürü eli kanlı insan bozması var meydanlarda. Bunlar “millî ruh” diye diye milletin önüne kuyular kazıyorlar, “ruh kökünden bahsederken milletin kökünü kesiyorlar ve toplumu ruhsuzlaştırarak, kalpsizleştirerek kimseye sezdirmeden en sinsi planlarını uygulayabiliyorlar.”
Ülkücüleri “Eli kanlı İnsan bozması” diye tarif eden ve 11 yıldır AKP ile birlikte Türk Milleti’nin bütün değerlerine saldıran birisi nasıl oldu da bir anda ”İslam Alimi” ve “değer” oldu?
AKP karşıtlığı Cemaat taraftarlığı demek değildir ve olmamalıdır.
AKP hakkında ki rüşvet ve yolsuzluk iddialarını eleştirmek için Gülen’i övmeye ihtiyaç yoktur.
Hele hele AKP’nin Cemaat ile çekişmesinden faydalanarak Cemaat ’ten gelecek 3-5 oy için Gülen’e methiyeler düzmek MHP için onarılmayacak yaralar açabilir.
MHP Türk Milliyetçiliği çizgisinden uzaklaşmamalı ve Siyasal İslam savunucularını topluma örnek göstermemelidir.
31.01.2014