Karabasan gibi üzerimize çöküp yaşantılarımızı alt üst eden Corona… Merak etmeyin sizlere virüs ile ilgili değil, Bu virüsün bizden neler götürdüğünü anlatacağım. Abese Suresi 34.35.36.37. Ayetleri geldi aklıma;
34. ‘’ يَوْمَ يَفِرُّ الْمَرْءُ مِنْ اَخ۪يهِۙ ‘’
35. ‘’ وَاُمِّهِ وَاَب۪يهِۙ ‘’
36.’’ وَصَاحِبَتِه۪ وَبَن۪يهِۜ ‘’
37. ‘’ لِكُلِّ امْرِئٍ مِنْهُمْ يَوْمَئِذٍ شَأْنٌ يُغْن۪يهِۜ ’’
34: O gün insan kaçar kardeşinden, 35: Annesinden, babasından, 36: Karısından ve oğullarından! 37: O gün onlardan her birinin başından aşkın bir işi, kendine yetecek bir derdi ve belâsı vardır.
Hesap gününü anlatan ayetler, size bugünleri anımsattı mı? Corona illeti ülkemizde görüldüğünden beri kısmen bunları yaşadık. İşten gelen babalar evindeki çocuklarını “taşıyıcı mıyım acaba?” korkusu ile sevemez oldu. Yolda birbirini gören tanıdıklar uzaklaşır oldu. Virüs bulaşacak korkusu ile evlatlar anne babalarını ziyaret edemez oldu. Kendi canından başka kimse kimseyi düşünmez oldu. ‘’Aman virüs bana bulaşmasın düşüncesiyle.’’ Arkadaşlar yan yana oturup iki kelam edemez duruma geldi. Dışarıdan yemek bile yiyemeyenler oldu. Hatta marketlerden aldıklarımıza dokunamaz olduk. Çamaşır suları ile silip 2 -3 gün balkonlarda beklettik.Takılan maskeler ile yolda tanıdıklarımızı bile yeri geldi tanıyamadık. Kendimize şu soruyu soralım Acaba biz bunları hak ettik mi? Hak ettiğimiz için mi başımıza geldi? ALLAH’ın emir ve yasaklarından uzaklaşıp günah çukuruna battığımız için bunları hak ettik mi? Gavur bunlar diye hor gördüklerimiz sabah akşam teknoloji, ilim, sanayi gibi şeylerle uğraşırken biz naptık? Biz daha kendimiz Kur’an Meali okuyup öğrenemedik. Hala başkalarının ağzına bakıyoruz anlatsın da dinleyelim diye. Müslümana ilim öğrenmek farzdır. Ama biz yan gelip yatıp ALLAH bize yardım eder diyerek kendimizi kandırdık. ALLAH yan gelip yatana mı yoksa çalışana mı yardım eder sizce? Onlar ne yapıyorsa biz 2 katını yapmalıyız. Daha iyisini yapmalıyız. Biz onlardan daha iyisiyiz yaparız düşüncemiz olmalı ve bu düşünce ülkece herkese aşılanmalı, özellikle gençlerimize.
Tabi corona öncesi bozulan aile yapıları da var. Hatırlar mısınız yıllar yıllar önce ne güzeldi akşam ezanı okunduğun da hep beraber ailecek anne baba kardeşimiz sofraya oturur gün içinde başımızdan gelen olaylar konuşulurdu. Basit gibi gözükse de aile bağlarını kuvvetlendiren bir davranıştır bu. Önce evlerimize kocaman kocaman servis tabakları ve kocaman bardaklar girdi. Sonrasında başından kalkmadığımız televizyon ve bilgisayarlar, ellerimizden düşürmediğimiz telefonlar ve tabletler. Elimizde kocaman servis tabakları kocaman bardaklar ile herkes odasında bilgisayar yada televizyon başında yemek yiyor. Evde kimse kimsenin yüzünü görmüyor. Gitgide aile bağlarımızdan uzaklaşıyoruz. Şeytan hiç boş durmuyor. Biz ise gaflet uykusunda mışıl mışıl uyuyoruz.
‘’Vahşî b. Harb (ra) anlatıyor: Bir gün Allah Resûlü'nün ashâbı "Yâ Resûlallah, yemek yiyoruz, ama karnımız doymuyor" dediler. "Muhtemelen ayrı ayrı yiyorsunuz" diye karşılık verdi. "Evet" dediler. Peygamber de "Birlikte yiyin ve besmele çekin ki, yemeğiniz bereketli olsun" buyurdu. (Ebû Dâvûd)
Hadis-i şerif: ‘’İnsan kalbi, tarladaki ekin gibidir. Yemek, yağmur gibidir. Fazla su, ekini kuruttuğu gibi fazla gıda da kalbi öldürür.’’
Peygamber efendimiz Hz. Muhammed (sav) efendimiz. Karnı tıka basa doyarak yemek yemezdi. Ve Yemekte ailecek birlikte olmamızı öğütlemiştir. En basit örnek ile bir japon balığını düşünün. Ona ne kadar yem atarsanız yer yer yer doymak bilmez ve en sonunda karnı şişer ve çok yemekten ölür. Bizde ise şimdi bu durum var. Bilinçsiz bir şekilde yemek yiyoruz Doymak nedir bilmiyoruz. Tıka basa yiyoruz. Bilgisayar başındaki çocuk sürekli yiyor yiyor yiyor sonra yarım dünya olup çıkıyor. Aile bağları bozulduğu yetmiyormuş gibi birde üstüne sağlık sorunları çıkıyor. İçinde bulundukları gaflet ise cabası. Zaten sosyal medyanın ele geçirdiği nesiller yok olup gidiyor boşuna z kuşağı yani Zombi kuşağı demiyorlar bunlara. Öncelikli hedefimiz aile bağlarını kuvvetlendirip yemekler beraber ailecek yenmeye başlamalı ve meal öğrenip kendi okuyup anladığımız Kur’ana sarılmalıyız.
Eskisi gibi yaşantımızın olmağı aşikar. Mesela Coranın bizden alıp götürdüklerinden bir
tanesi ise benimde kategorim olan Sinema. 2020 yılında ne güzel filmler vizyona girecekti. Black Widow, Eternals, Dune, Sessiz bir yer 2 (A Quiet Place Part II), Bond 25. filmi Ölmek için Zaman Yok ( No Time to Die), Top Gun: Maverick ve daha bir çok filmin vizyon tarihleri 2021 yılına ertelendi. Bu erteleme tabi MCU(Marvel Sinematik Evreni) gibi her sene 2-3 film MCU FİLMİ çıkartan Disney için diğer filmlerinin de ertelenmesi demek. Yılan hikayesine dönen Avatar 2’den bahsetmiyorum bile. Sinemalara hasret kaldığımız 2020 senesinde. Birkaç ay önce açılan salonlar da Tenet, Peninsula (Train to Busan 2) gibi filmler gösterime girdi. Pandemi gölgesinden o eski keyfi alamadık. Bir çok film gişe kaygısından dolayı filmlerini erteliyor önümüzde belirsiz bir durum var, bu gidişat böyle sürerse Goodbye sinema diyeceğiz sanırım.
İşin ilginç tarafı online platfromlar aşırı derecede popüler oldu. Netflix, Amazon Prime, HBO Max, Disney+, Aplle TV, D-Smart GO, BluTv, PuhuTv, Bein Connect, gibi servislerin daha çok ilgi çekeceği aşikar. Hatta ülkemizde Acun’un bile böyle bir platfrom kuracağını duyurdu. Amazon Prime, ise ülkemize geldi ve aylık 8TL gibi cüzzi bir ücret ile hizmet vermeye başladı.
Sinemayı kaybedip yerine bunların komple sektörü aldığını var sayarsak. İyi veya kötü sonuçları neler olabilir düşünmekte fayda var. Ya Netflix’in yaptığı gibi bazı kötü şeylerin bilinçlere işlenip normalleştirme operasyonu olursa? Bunları düşünüp tartmakta fayda var. Yani sıkı bir denetim gerekiyor ülkemiz için bu tür yayın yapan platfromlara. Aile yapısını bozan, LGTB destekcisi, uyuşturucu özendirici, dinden uzaklaştıran yapımlara el atılması lazım. Ayrıca sinema salonlarında yakaladığımız sosyalleşme ortamı evde tıkılıp kaldığımız online izlem servisleri ile yok olacak gibi.
Yazımın başlığını atarken esinlendiğim Goodbye World (2013) filmini izlemenizi öneriyorum. Ağır ilerleyen bir yapısı olsada kaybettiğimiz şeyler hakkında size fikir vereceğini düşünüyorum. Ayrıca How It Ends 2018, New York'tan kaçış (Escape from New York 1981), Los Angeles'tan Kaçış ( Escape from L.A. 1996) ve Çılgın Max Serisini (Mad Max 1979, Mad Max 2 1981, Mad Max Beyond Thunderdome 1985 ve Mad Max: Fury Road 2015) Filmlerini izleyerek dünyada olabilecek ve gidişat hakkında fikir elde edebilirsiniz.
Aslında ne kadar basit şey varsa gördüğümüz hepsini özler olduk. En basit örnek sinemaya gitmek. Film başlarken elimizde patlamış mısırımızla bekliyorken gösterilen sıkıcı reklamlarını bile özler olduk. Sokakta rahat rahat dolaşmak, arkadaşlarımıza vakit geçirmek, stadyum ve salonlarda maç izlemek gibi. Üniversite de okula gitmemek için türlü bahaneler arayan öğrenciler. Şimdi dört gözle okullarının açılmasını bekliyor. Bazı şeylerin değerini kaybedince farkına varıp anlıyoruz. O yüzden bazı şeyleri kaybetmeden değerini bilelim. Sevdiğimiz insanların değerini bilelim. Kalp kırmayalım, Ailemizin yanında olalım.Kırdığımız gönüller varsa onları almaya bakalım.
Bir Müslümanın kalbini kırmak, haksız olarak incitmek, Kâbe’yi 70 kere yıkmaktan daha günahtır. (Rıyad-un-nasihin)
Bir gönül yapmak, yüz Kâbe’yi yapmaktan iyidir. Kalb kırmak ise, Kâbe’yi yıkmaktan daha kötüdür. (Yunus Emre)
Dünya da güzel gelişmeler yaşanıyor. Geçen hafta İspanya da oynanan Valencia – Asvel THY Euroleague karşılaşması ve Rusya’da oynan Unics Kazan - Bahçeşehir Koleji Eurocup basketbol karşılaşmasın da salonda belli bir oranda seyirci vardı. Ayrıca 24 Eylül, Perşembe günü oynan Bayern Münih - Sevilla Uefa Süper Kupası karşılaşmasında stadyumda belli oranda seyirci vardı. İsveç normale döndü maske takılmıyor. Türkmenistan normale döndü. Almanya da okullar normale döndü eskisi gibi eğitim yapılıyor sınıflar da maske zorunluluğu yok dileyen öğrenciler takıyor. İnşallah bizim ülkemizde de böyle bu güzel gelişmeler yaşanır. Kısmen okullarda yüz yüze eğitimde başladı bizde.
Yazıma amatör futbolcu kardeşimiz Serkan A. ‘nın dile getirmiş olduğu AMATÖR LİGLERİN oynatılmama sıkıntısı ile sizlere veda ediyorum. ‘’ Şu anda her lig oynatılıp bizim ekmeğimizi kazandığımız ligi oynamamak kul hakkıdır 8a ydır para kazanamıyoruz sanki 3.lig,2.lig,ptt1.lig,süper ligte korona yok? Fuarlar barlar diskolar açık her yer açık buralarda korona yok mu? ‘’
Umarım en kısa sürede bu amatör futbolcu kardeşlerimizin sıkıntısını yetkililer çözer. Yazımı okuyan herkese çok teşekkür ederim. ‘’Sevgi ve bilgi paylaştıkça büyür’’ ALLAH’a emanet olun.
Hoşçakalın.