Yazılarımı okuyanlar bilir. Kimseyi şahsen muhatap alarak yazı yazmam.
Kimsenin özelini, siyasi ve inanç tercihlerini eleştirmem.
Ancak biri kalkar da ırkıma, milletime hakaret ederse cevap vermek farz olur.
Şimdiye kadar Türk kelimesinden tiksinen, her fırsatta hakaret etmeyi bir meziyet sayan çok kişi oldu.
Hatta Türk olmadıklarını, Türk olmaktan utandıklarını söyleyenler de oldu. Zaman zaman cevaplarını verdik.
Şimdi, Ramazan ayı ve iftar saatinde sen kalkar dua niyetine Türkçülüğü bölücülük ve fitnecilik olarak canlı yayında anlatırsan asıl fitneci ve bölücü sen olursun Mustafa efendi.
Hadsizliğin de bir sınırı olmalı.
Düzmece hadislerden beslendiğin belli. Çünkü aynı kaynaklar onlarca düzmece hadis ile Türklüğe, milliyetçiliğe karşı nifak saçarken, Arabın dilini, geleneğini hatta kıyafetini bile kutsayarak anlatır.
Yaşadığın ülke Türkiye, süslenerek karşısına çıkıp hikaye anlatarak bol sıfırlı paralar kazandığın halk Türk halkı. Ama fitnecilikle suçladığın Türkçülük!
Aynı cümleleri Arapçılık için de kullanabilir misin?
Ayet olmadığı halde duaları bile Arapça okuyacaksın, ama Türkçülüğü bölücülük olarak ekrandan haykıracaksın. Ayrıca Türkçülük ile etnik kırıntıları aynı cümle içerisinde kullanarak aşağılayacak, küçümseyeceksin.
İşinize geldi mi “Türkler İslam’ın sancaktarlığını yaptı” diyeceksiniz, arkasından da Türkçü olmak fitnecilik, bölücülük diyeceksiniz. Bu ne iki yüzlülük böyle…
“Türkçülüğü birileri fikir olarak fitne için soktular” cümlelerini bir din adamı olarak söylemenin iki sebebi vardır.
Ya Türk Milleti’nin tarihini, mücadelesini, yetiştirdiği Türkçü aydınları bilmeyecek kadar cahilsin, ya da Türklüğe karşı bir hıncın, kinin var.
Bak Mustafa efendi!
Bu ülkenin kurucusu Atatürk, Türk’tür ve Türkçüdür. Türkçülüğü ile, Türk Milliyetçiliği ile her zaman övünmüştür. İşte o kurucunun sayesinde oradan özgürce sallayıp para kazanıyorsun.
Bu ülkenin kuruluş felsefesi Türk Milliyetçiliği esaslarına göredir.
2020 yılındayız. Köhnemiş medrese hurafeleri ile dini program yapılmaz. Takim elbise-kravat ve makyaj ile aydın olunmuyor. Cübbe ve sarık ile Türk Milletine küfür eden tarikat şeyhlerinden ne farkın kaldı?
“Milliyetçilik İslam’a göre haramdır” sloganı ile yıllarca bu milleti dininden de milletin de soğuttunuz. Şimdi onu da geçtiniz, Türkçülük haramdır diye bağırıyorsunuz. Bu cümleleri biz siyasilerden çok duyduk. Hadi onlar tribüne oynuyor, siyasal İslam ekseninde siyaset yapıyor, oy alacağı kitleye mesaj veriyor gibi gerekçeleri var. Senin derdin ne Türkçülükle?
Ama bilesiniz ki, Arap milliyetçiliğini yaymak, Arap’ın dilini, kıyafetini kutsamak için uydurduğunuz bu hadisleri artık Türk milleti yemiyor. O eskide kaldı. Bu sözleriniz asil Türk Milletinin nezdinde nefretle ve şiddetli tepkiyle karşılandı.
Bu ülkenin din adamı olarak karşısına geçtiğiniz hakla, vatan-millet sevgisini aşılamanız gerekirken, insanları genlerine düşman etmeye kalkışıyorsunuz. Çok yazık…
Bak Mustafa Efendi, sana tane tane anlatayım…
Türkçülük kafatasçılık değil.
Türkçülük bölücülük değil.
Türkçülük haram değil,
Türkçülük fitne saçmak değil.
Eğer Türk ırkına mensupsan Türkçü olmak farzdır.
Türkçülük mensup olduğu asil Türk Milletini, sevmek, korumak, kollamak ve bu uğurda gerekirse seve seve canını vermektir.
Türkçülük Türk Milletini yükseltmek demektir.(Ziya Gökalp)
Asıl bölücülük, ırkçılık ve fitnecilik, Arap geleneğini, Arap dilini, Arap kültürünü din diye bu millete dayatmaktır.
Yıllarca bunu yaptınız. Türk’e “etrâk-ı bî-idrâk”, Arap’a “kavmi necib” dediniz.
Asıl ırkçılık, bölücülük, fitnecilik budur.
Mustafa efendi,
Türkçülük hakkında kullandığınız çirkin kelimeler için çıkıp aynı ekrandan özür dilemelisiniz.
Türkçülüğün günah ve bölücülük olmadığını söylemelisiniz. Bunu Türk milletine borçlusunuz.
Son olarak iki veciz söz ile bitirmek istiyorum ki, bütün Türkçülük karşıtlarının kulağına küpe olsun.
"Irk meselesini fevkalade mühim görüyorum. Türk olmayanların kalbi, bir Türk gibi hiçbir zaman çarpmayacaktır." (Kazım Karabekir)
“Türk ve Türkçülük aleyhinde bulunanları ezeceğiz! (Atatürk)