Fırat Çakıroğlu`nun Katilerinin “Aydın” Hocaları!
Yüreksiz, fikirsiz, korkak ve sahte bir cenah kendilerine akademisyeniz diyerek PKK`ya destek veren bir örgüt bildirisi yayınladılar.
“Bebekler ölmesin, siviller ölmesin” diyerek de altına imza attılar.
Peşinden dünyanın her yerinden Mao`cu-Lenin`ci- hainci birçok cenah bu bildiriye destek vererek ihanet saflarını sıkıştırmadılar.
Evet 1128 akademisyenin yaklaşık 400` e yakını yurt dışı üniversitelerinden.
Bunların bir bölüme ise yazar-çizer.
Bu kademisyenlerin özeliklerini incelediğini de göreceksiniz ki, sosyalist-kominist bir gelenekten gelmekte ve devlet düşmanı olan her harekete destek vermektedirler.
Yine bu akademisyenlerin genel özeliklerine bakarsanız, 400`e yakın akademisyen içerisinde Türkiye uzmanı olanların sayısı parmakla gösterilecek kadar azdır.
Akademisyenlerin görev yaptıkları ülke dağılımlarına bakarsanız genelde AB ülkeleri ve ABD`dir...
Yani PKK ve sempatizanlarının iltica ederek yerleşip, oradan faaliyetlerini yürüttükleri ülkeler.
Bu bildiriye imza atanlara muhtemelen oradaki militanlar giderek “Türkiye soykırım yapıyor, siz buna sessizmi kalacaksınız” diyerek imza attırmışlardır.
Yine bu akademisyenlerin özeliklerini incelerseniz, yahudi, ermeni yanlısı hayat hikayeleri ile karşılaşacaksınız.
Gelelim bildiriye imza atan Türkiye`li “aydınlar” tarafına!
Bunlar bakınca en göze çarpanlar bildiğimiz suratlar.
Yani yıllarca “ demokrasi, özgürlük” sloganı altından marksit-leninist gelenkten gelerek ülkede fitne karargahı kuranlar.
Diğerlerinin bir çoğunun akademisyen başarısı bile yok.
Bir çoğunun iki satır kitabı, makalesi bile yok.
Okutman olanlar bile akademisyen imzası atmışlar..
Gündüz okulda araştırma görevlisi, gece örgüt yoplantılarında devrimci türküleri söyleyen bir çok aydın geçinen militan yani...
O listeden eleye eleye 40-50 akademisyen kalıyor...
Onlar da , Murat Bardakçı hocamın dediği gibi, “1915 için özür”, “Gel kardeş, tehcir kurbanları için sen de bir mum yak...”, “Elimizdeki kanı çitileyelim” yahut “Amanııın, biz ne katil milletiz!” milletimize küfürü geçim kaynağı yapmış klasik isimler.
Örneğin; CHP`den aday olma için kırk takla atan Koray Çalışkan Kılıçdaroğlu`nun saçmalamalarının mimarı olan bu aydın 16 şehit verdiğimiz Dağlıca baskını sonrası “şehitlerin sorumlusunun da PKK değil hükümet olduğunu” söylemişti.
Örneğin; “Ermenilerden Özür Diliyoruz” isimli imza kampanyasına öncülük eden Baskın Oran.
Örneğin; YÖK yasaklı olduğu için KKTC`de Yakındoğu Üniversitesi Hukuk Bölümü'nde öğretim üyesi olarak görevlisi Levent Köker.
Bugün KKTC`de o üniversitenin hukuk bölümü tamamen PKK`lı militanların kontrolü altındadır.
Aynı zamanda Köker, meşhur Abant Platformu'nun dönem başkanıdır.
Tüm bunlardan sonra sonuç:
Bu bildiriye imza atan yabancı akademisyenlere bir söz diyemeyiz.
Çünkü onlardan zaten kendilerinin olmayan, maaş almadıkları, sağlık, sosyal hizmetlerinden yararlanmadıkları ve kısacası kimliğini taşımadıkları bir ülkeye dostluk yapmasını beklenemez... Dolayısı ile düşmanlıklarında da adalet beklenemez.
Bizdeki akademisyenlere ise ne desek boş.
Terörler mücadele kapsamında devletin onlar için hukuksal her türlü yaptırımı harekete geçirmeleri lazımdır.
Ama zamanında onların zulmüne uğramış bir öğrenci olarak,
Militan ruhlu bu akademisyenlerin şimdiye kadar ki akademik kariyerlerinin araştırılması ve görev yaptıkları sürede yaptıkları bütün sınavların incelemeye alınmasını gerekiyor.
İnceleyince göreceksiz ki, aldıkları emirlerle, girdikleri gizli ilişkilerle militanlara nasıl torpiller geçmişler...
Onların hepsi Fırat Çakıroğlu`nun katillerini yetiştiren, koruyan, kollayan, torpil geçen “aydınlar”dır...
Hukuk ilk olarak bu noktadan başlamalı ve gereğini yapmalıdır...