Karar gazetesi yazarlarının özel gündeminde MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli yer alıyor.
Bahçeli’nin AK Parti’yi “aşırı milliyetçi”, “ulusalcı” bir çizgiye çekmeye başladığını iddia eden Mehmet Ocaktan, “Yeni siyasi oluşumlar ve Bahçeli’nin gayreti” başlıklı yazısında şu ifadeleri kullandı:
(…) MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli geçtiğimiz Perşembe günü çıktı ve net bir şekilde kendi gücünün altını çizdi.
İşte Bahçeli’nin değişimin önünü kesen o sözleri:
“Yeni sistemin yerleştirilmesi için çaba sarf edileceği yerde ‘muhalefetin isteğine cevap veriyorum’ derseniz iki yanlışı birlikte yaparsınız. Her gün bakan mı değiştireceğiz. Bu yola girdiğinizde Yeniçeri ocağı gibi ‘İstemezük’ derler.” MHP liderinin “Her gün bakan mı değiştireceğiz” ifadesinin altını özellikle çizmek gerekiyor, kısacası değişikliğin mutlaka MHP ile birlikte yapılması gerektiği uyarısında bulunuyor.
Bahçeli’nin adeta bir ültimatom niteliği taşıyan açıklamaları, AK Parti’nin atacağı, ya da atmak istediği adımların sınırlarını tarif eden bir özellik taşıyor. Dolayısıyla AK Parti’nin bir değişim adımı atması ve de demokratik değerleri önceleyen kuruluş ilkelerine dönmesi neredeyse imkansız hale gelmiş bulunmaktadır.
Kabul etmek gerekiyor ki, AK Parti giydiği bu MHP gömleği ile artık aşırı milliyetçi ve ulusalcı çizgideki yürüyüşünü daha da tahkim ederek yürümek zorundadır. Ayrıca yeni Cumhurbaşkanlığı sistemi de evrensel demokratik değerlerden çok, kendi içine kapanan ulusalcı değerlere göre dizayn edildiği için Türkiye’nin yeni istikametinin de bu çizgide olması son derece doğaldır. Hemen belirtelim, bu ulusalcı iklim farklı olanın ötekileştirildiği, eleştirinin ihanet kabul edildiği ve özgürlüklere meydan okunduğu bir iklimdir.”
Hakan Albayrak’ın gündeminde de Bahçeli vardı. Bahçeli’nin Davutoğlu’na “Serok Ahmet” diye çıkışmasına tepki gösteren Albayrak şunları yazdı:
“Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Ahmet Davutoğlu’na hususi bir garezi var.
Yerli yersiz demeden mütemadiyen laf çakıyor Davutoğlu’na.
Veya laf çaktığını sanıyor.
Geçen gün Bayburt’ta yaptığı bir konuşmada yine “Serok Ahmet” dedi. (“Partisinden istifasıyla tıynetine ve kulağına fısıldanan gizli gündeme uygun olanı yapan Serok Ahmet…”)
Böyle diyerek Davutoğlu’na bölücü imasında bulunduğunu zannediyor zahar.
Nereden çıktı bu “Serok Ahmet” hikâyesi?
2015 ve 2016’daki Diyarbakır ziyaretlerinde Davutoğlu’na yapılan tezahürattan çıktı…
Kürtleri ‘halk ayaklanması’na çağıran PKK’ya inat, bölücü terörle mücadelenin başını çeken Davutoğlu’na ‘Bizim temsilcimiz onlar değil sizsiniz’ manasında Kürtçe “Serok” ve “Serokwezir” diye seslenilmesine bölücülük, Kürtlerden böyle bir teveccüh görüyor diye Davutoğlu’na da bölücü nazarıyla bakabilmek için çok ama çok ters bir bakış açısına sahip olmak gerek…”
SİYASETCAFE.COM