CHP’li Emir, Başbakan Binali Yıldırım’ın yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığı’na verdiği soru önergesinin gerekçesinde, 1980 sonrası dönemin ağırlıklı sağ siyasi partilerin iktidarında geçtiğine dikkat çekerek, Türkiye’nin bu dönemde ‘tarikat-siyaset-ticaret’ üçgeninde şekillendirildiğini kaydetti. CHP’li Emir soru önergesinin gerekçesinde şöyle dedi:
“Özellikle son 14 yıldır AKP iktidarına hâkim olan, devlet kadrolarını cemaatlere terk etme politikası acı bir fatura ortaya çıkartmış ve ne yazık ki Cumhuriyetimiz ağır bedel ödemiştir. Darbeyi “Allah’ın lütfu” olarak değerlendiren AKP İktidarı, başta Cumhuriyet’in kurucu değerleri ve toplumun farklı kesimlerini dışlayarak, ‘devleti yeni baştan kurma’ hayallerine dalmıştır. Bugün de Devlet kadrolarının cemaatler tarafından işgal edilmesi tam gaz sürmektedir. Gelinen noktanın liyakat ve adalet unutularak kamunun cemaatlere sonuna kadar açılmış olmasından kaynaklandığını anlamayan AKP, diğer cemaatlere ‘rahat olun yola devam’ mesajı vermektedir. Bilindiği üzere AKP iktidarının, iktidarda kalmak için işbirliği yaptığı tek cemaat ve tarikat Fethullah Gülen Cemaati değildir. Belki bu Cemaat ile çok daha fazla içli dışlı olmuş, iş yapmıştır ancak Türkiye’nin bilinen diğer tarikatları da bu dönemde, AKP iktidar için ‘al gülüm ver gülüm’ dostluğu içinde etkinleşmiştir. Menzil tarikatı da bu yapılar arasında son dönemde en etkin olanlarındandır. 1930’larda Muhammed Raşit Erol tarafından Adıyaman’ın Kahta ilçesinin Menzil köyünde kurulan söz konusu tarikat, günümüzde başta sağlık sektörü olmak üzere Türkiye’nin birçok ilinde geniş ticari faaliyetler yürüten bir yapıya dönüşmüştür. Türkiye’de en fazla müridi bulunan tarikatlar arasındaki Menzil’in, devlet kadrolarında da gittikçe yaygınlaştığı bilinmektedir. Özellikle AKP’nin 2012 yılından itibaren Fethullah Gülen Cemaati ile arasının açılmasından sonra Menzil tarikatının iktidar ile dolayısıyla devletle çok daha yoğun ilişkilere girdiği; bazı devlet kurumlarına Menzilcilerin hakim olduğu ifade edilmektedir. Sağlık Bakanlığı’nın bu kurumların başında geldiği ve tarikatın müritlerinin, Sağlık Bakanlığı’ndaki etkinlikleri, yazılı ve sosyal medyada sık sık gündeme gelmektedir.”
“Menzil’in Sağlık Bakanlığı’nda etkin tarikat olduğu doğru mu?”
CHP’li Emir, Başbakan Yıldırım’a, yanıtlaması istemiyle şu soruları yöneltti:
“-‘Tarikat-siyaset-ticaret’ ilişkisinin Ülkemize 15 Temmuz 2016 tarihinde yaşattığı tehlikeyi göz önüne aldığımızda, Türkiye’deki tarikatlara ilişkin, devletin aldığı özel önlemler söz konusu mudur? Alınan önlemler varsa bunlar nelerdir?
-Türkiye’de tarikat yapılanması adı altında kaç örgütlenme mevcuttur? Bu tarikatlar hangileridir ve mürit sayılarına ilişkin bir bilgi mevcut mudur?
-Türkiye’de tarikatlar ağırlıkla hangi ekonomik sektörlerde faaliyet göstermektedir? Hangi tarikat hangi sektörde etkindir?
-Menzil tarikatının, Sağlık Bakanlığı’nda etkin bir tarikat olduğu iddiaları doğru mudur? Doğruysa, nasıl bir etkinliği vardır? Sağlık Bakanlığı ihaleleri ve Bakanlık’ta istihdam ve görevde yükselmelerde bu tarikatın herhangi bir etkisi mevcut mudur?
-Menzil tarikatının, iktidar ile Gülen Cemaati’nin karşı karşıya gelmesinin ardından devlet kurumlarında referansı daha geçerli bir tarikat haline geldiği doğru mudur? Doğruysa, bir tarikatın ‘demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti’ olan Türkiye Cumhuriyeti’nde referans yapılması Anayasa’ya ayrı değil midir?
-Menzil tarikatı ile ilgili 1980 yılından sonra yargı mercileri düzeyinde yürütülen bir soruşturma ve açılan dava söz konusu mudur?”