Evren'nin Mahşere Göçü!

Selçuk DÜZGÜN

'Evren`nin Mahşere Göçü!

 

Kıbrıs’ta Rumların (özellikle EOKA’nın) Türkler üzerinde yoğunlaştırdıkları kanlı şiddet uygulamalarını önlemek için, Türkiye Kıbrıs’a askeri bir müdahale kararı alır.
 
 
Yani EOKA lideri Sampson’ın Kıbrıs’ta Makarios’u devirerek yönetime elkoyduğu tarih.
 
 
Bu sırada yeni yeni ayakta durmaya çalışan ekmek-yağ kuyruğunda halkı yoksulluk çeken Türkiye, ‘garantör’ sıfatıyla Kıbrıs’a askeri çıkartma yapar ve Kıbrıs’ın statüsü, ikili bir devlet biçimini alır. Yıl; 1974`dür.

İşte Türkiye`de ne başlarsa bu tarihten sonra başlar!

Türkiye`de çok şiddetli öğrenci hareketleri başlar ve ülke Sağ-Sol kavramları üzerinden ikiye bölünüyordu…

Bir el sanki ülkeyi kumanda eder gibi kontrol ediyor ve `sen 1974 Kıbrıs Harekâtını nasıl yaparsın ` dercesine ülkeyi iç kaosa götürerek kardeşi kardeşe kırdırıyor, intikam alıyordu.

Sokaklar kana bulanmış ve her gün insanlar birbirlerini öldürüyorlardı.

Hedef olarak öğrenci gençlik seçilmiş ve daha bıyıkları terlememiş çocuklar ellerine silah almış kampüsün ara sokaklarında birbirlerine kurşun sıkıyorlardı.

Amaç 1974 çıkarması ile 1923`den sonra bir kez daha emperyalizme baş kaldırmış Türkiye`yi iç karışıklıkla ekonomik bakımdan güçsüzleştirmek, dinsel, mezhepsel ve etnik farklılıkları derinleştirerek bölmek, birbirinden ayırmak, birbirine düşürmek ve zavallı hale gelince yönetime el koymak.

Ne zaman oldu tüm bunlar?
 
 
1974-1980 arası.

1974-1980 arasında (12 Eylüle kadar) ülkedeki iç çatışmalarda  2.109'u sol, 1.286’sı sağ görüşlü, 268 diğer siyasi görüşlerden, 281 güvenlik görevlisi, 94 çocuk, 135 belirsiz, toplam 5.388 kişi öldürülmüştü ve öldürülmeye devam ediliyordu…

Dile koyla 5.388 kişi. Bu kadar ölü ile savaşta bir ülke ele geçirilebilir.

İşte böyle bir dönemde `Ordu Yönetime El Koydu` söylemi ile aslında ülkede bir rahatlama dönemine girilmişti.
 
Ordunun başında Kenan Evren vardı ve herkes kardeş kavgasını durdurduğu için ona dua ediyordu.
 
Kardeş kavgası durmasına bir gecede durmuştu ama `bir sağdan, bir soldan` bu sefer `Evren` dengesi için insanlar idam edilmeye başlamıştı.
 
Niye?
 
Çünkü darbe olmasına olmuştu ve olması farzdı ama darbe sonrası hukuki bir zemin hazırlanmamıştı.
 
Bu zemin hazırlanmadığı için darbe bir kurtarma değil, yeni bir diktatörlüğün doğumunu sağlamıştı.
 

Peki kurtarıcı gözü ile bakılan bu darbe sonrası  ülkede neler oldu?

Kurulan mahkemelerde 517 kişiye idam cezası verildi, 50’si asıldı.
 
30 bin kişi sakıncalı olduğu için işten atıldı
 
Darbeyle beraber ülkedeki bütün siyasi partiler ve sivil toplum örgütleri yasaklandı, TBMM lağvedildi
 
14 bin kişi yurttaşlıktan çıkarıldı
 
Generallerin yönetimindeki Milli Güvenlik Konseyi yasama, yürütme ve yargıyı tek elde topladı ve…
 
30 bin kişi siyasi mülteci olarak yurtdışına gitti
 
Bülent Ecevit, Süleyman Demirel, Necmettin Erbakan ve  Alparslan Türkeş gibi dönemin önemli figürlerinin siyasete girmesi yasaklandı
 
300 kişi kuşkulu bir şekilde öldü
 
1982’de halkın yüzde 92’sinin kabul ettiği darbe anayasası yürürlüğe girdi
 
171 kişinin işkenceden öldüğü belgelendi
 
Yeni anayasa ile sendikalaşma kaldırıldı, grev hakkı yasaklandı
 
3 bin 854 öğretmenin ve 47 hâkimin görevine son verildi
 
400 gazeteci için toplam 4 bin yıl hapis cezası istendi
 
Cezaevlerinde toplam 299 kişi yaşamını yitirdi
 
14 kişi açlık grevinde öldü, 16 kişi -kaçarken- vuruldu, 95 kişi -çatışmada- öldü
 
73 kişiye -doğal ölüm raporu- verildi, 43 kişinin -intihar ettiği- bildirildi
 

Tüm bunlara sebep kim bilindi KENAN EVREN!

Ülkedeki kaosu durdurduğu için dua edilen, daha sonra firavun kesildiği için beddua edilen Kenan Evren.
 
Yıllarca hakkında herkes, her şeyi söyledi ama kimse ona dokunamadı.
 
Ressam oldu ve `ben Picasso’dan daha iyiyim`  diyerek ilk tablosunu Sakıp Sabancı`ya sattı.
 
Marmaris`te keyif çattı, yan gelip yattı.
 
Ve dünyanın en güçlü anayasa ile kendini dokunulmaz ilan ettiği ülkesinde devlet onun ölüm döşeğinde bir unutmadı, yargıladı…
 
Hükmünü nihayet Allah verdi ve gel dedi.
 
Sanki bu dünyada herkesin sonucu görülercesine ibret olsun diye ölüme acı çeke çeke gitti.

Evet, bir `EVREN`  Mahşere göçtü gitti.
 
Şuan bir sağındaki, bir solundaki sorgu melekelerinin kontrolünde denge olsun diye zamanında  `bir sağdan, bir soldan` astırdığı o gençlerle dengenin tam merkezinde hesaplaşması başlamıştır bile…

12 Eylül`le ülkedeki kaosu bir gecede bitirmiş olsa bile ben Evren`e `Allah rahmet eylesin` diyemeyeceğim…

En dervişane halimle `Allah günahlarını hafifletsin`  diyebilirim.
 
Yüce Mevla’m bu duygularımdan beni utandırmaz inşallah…

Selçuk Düzgün

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.