Yargıtay 3. Ceza Dairesi, eski istihbaratçı Enver Altaylı'ya verilen 23 yıl 4 ay hapis cezasını onama gerekçesi belli oldu. Yargıtay kararında, Altaylı'nın elde ettiği bilgileri FETÖ elebaşı Fetullah Gülen ve başka ülkelere iletilmek üzere üst düzey örgüt yöneticileriyle irtibatlı olduğu belirtildi.
Yargıtay 3. Ceza Dairesi, "Silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 10, "siyasi ve askeri casusluk" suçundan 13 yıl 4 ay olmak üzere toplam 23 yıl 4 ay hapse mahkum edilen eski istihbaratçı Enver Altaylı hakkındaki hükmü onamıştı.
Yargıtay'ın onama kararının gerekçesi de belli oldu. Aydınlık’ta yer alan habere göre, Yargıtay kararında, Altaylı'nın bilgisayar kayıtlarında Türk Silahlı Kuvvetleri hakkında gizli bilgiler elde edildiği kaydedildi. Kararda, Altaylı'dan, Kaşif Kozinoğlu'nun MİT içerisinde yükselmesi hususunda, ''eğer böyle bir şey olursa Allah memleketi, Devleti, hoca efendiyi, cemaatin önde gelenlerini korusun. Bu bir felaket olur.'' şeklinde muhataplarına iletilmek amacıyla yazıldığı anlaşılan mektubun bulunduğu hatırlatıldı. resmi görevi yok Yargıtay kararında dikkat çeken bir diğer husus ise Altaylı tarafından örgüt elebaşı Fetullah Gülen'e yazıldığı belirtilen mektuplara ilişkin oldu. Altaylı yargılandığı davada bu mektuplara ilişkin suçlamaları reddetmişti.
Yargıtay kararında ise söz konusu mektuplar delil olarak kabul edildi. Kararda, Altaylı'nın "Muhterem efendim" başlığını attığı mektupların, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'e yazıldığının anlaşıldığı bildirildi. Ayrıca resmi istihbarat görevi bulunmayan Altaylı'nın gizli istihbari bilgi ve belgelere ulaşma imkanının bulunduğu ifade edildi.
Yargıtay kararında Enver Altaylı'ya ilişkin şu tespitler yer aldı:
"Bir dönem Milli İstihbarat Teşkilatında görev yaptığı anlaşılan sanığın FETÖ/PDY silahlı terör örgütü kapsamında gerçekleşen faaliyetler çerçevesinde elde ettiği bilgileri örgüt lideri Fetullah Gülen ve başka ülkelere iletilmek üzere üst düzey örgüt yöneticileriyle irtibat halinde olduğu, belirtilen bilgi ve belgelerin zaman zaman üstü kapalı veya açık şekilde ülke yönetimi aleyhine kullanılmak üzere elde edilme niteliği itibariyle herkes tarafından ulaşılması imkansız Devlet sırrına havi bilgiler olduğu anlaşılmakla sanığın eyleminin siyasi casusluk kapsamında değerlendirilmesi gerektiği belirlenmiştir."
Siyasetcafe.com